Ali Duran Topuz
Bakanlar niye toptan milletvekili oluyor?
Kısa bir yazı bu, tek sorunun cevabını arıyor: Bütün bakanlar niye milletvekili olacak? Sadece “dokunulmazlık” zırhını güçlendirmek için mi? Güçlendirme diyorum, çünkü mevcut halde bakanların zaten gayet güçlü (görevli ilgili suçlarda cumhurbaşkanının dokunulmazlığına eş güçte) bir dokunulmazlık zırhı var ve elbette milletvekili olduklarında bu zırh daha da güçlenecek.
Fakat bakanların milletvekili olması sadece bununla açıklanacak bir hamle değil; Erdoğan tek kuşa taş atmaz.
Başlayalım, önce bakan sayısından: Türkiye’de 17 bakan olduğunu kamuoyu pek bilmez. Çünkü yeni rejim sadece parlamentoyu değil kabineyi de önemsizleştiren bir rejim. Kamuoyu bakanların kim ya da ne olduğunu ya bir facia olduğunda ya da istifa ettiklerinde öğreniyor. Pandemi olunca sağlık bakanı olduğunu öğrendik mesela. Ekonomik kriz patlak verince ekonomi bakanı çıktı ortaya, sadece eski bakanlardan Berat Albayrak "At izi it izine karıştı" deyip istifa edene kadar bakan gibiydi. Hasılı, Süleyman Soylu’yu saymazsak (ki o da bir tür süper bakan) bakanların fazla önemi yok; değinilecek son istisna belki Milli Savunma Bakanı olabilir fakat o ve MİT başkanı aslında yeni rejimden önce de hep aynı işi yapıyor, aynı şekilde sahne alıyordu.
Ana soruya dönelim, peki niye bakanlar milletvekili yapılacak? Toptan, hediye paketi gibi. Yapılacak çünkü hem iktidar değişikliği ihtimaline karşı ve hem de iktidar değiştikten sonra aralarında ayrı hareket etmeye yeltenen olmasın diye. Yani bakanlara dokunulmazlık zırhı güçlendirilmiyor sadece, bakanları atayan ve yöneten iradeye de özellikli bir dokunulmazlık zırhı oluşturuluyor. Maazallah kendini kurtarmak için yanındakini, üstündekini suçlamaya kalkanlar çıkar, daha da fenası itirafçı filan çıkar! İktidar değişince yönetimi ele alanların ilk işlerinden yolsuzluk-usulsüzlük iddialarını adli ve idari soruşturma konusu yapmak olacak. Hem cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem de Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temel başlıklarından birinin bu yolsuzluk ve usulsüzlük meselesi olduğunu düşünürsek, başka türlü hareket etmeleri pek mümkün değil. Erdoğan, bu ihtimal gerçekleştiğinde mevcut bakan heyeti içinde fire verilmesini istemediği için yaptı bu hamleyi. Tek sebep değil tabii ama en güçlü sebep bu.
Kararın bir diğer anlamı da şu: İktidar seçimi kazanma ihtimalinden çok kaybetme ihtimaline hazırlanıyor. Hamle elbette, “güçlü bir seçim kampanyası amacıyla” seçmene pazarlanacak. Muhalefete düşülünce bir tür “gölge kabine” gibi çalışacakları da kesin. Ayrıca, bürokrasinin gelecek iktidara direncini örgütlemek için de böyle bir “toplu hareket” ihtiyaç olacak.
Bütün maksatları toparlarsak:
İlkin elbette ek bir dokunulmazlık zırhı sağlamak.
Daha da önemlisi aralarında fire verilmesini engellemek.
Aynı zamanda “gölge kabine” görüntüsüyle bir güç topağı oluşturmak.
Son olarak da bürokrasinin gelecek iktidara direncini yönetmeye çalışmak.
Böyle olmasa, milletvekili sayı ve oranının çok önem kazanacağı seçim sonrası dönemde, bir de güvenilir bakan arama riskini almazdı iktidar.