Hayko Bağdat
Bebekler rakam haline gelmiş, teker teker ölüyor
Savaş izleyicisi olmak zor zanaat.
Elimize telefonumuzu her aldığımızda, televizyonu her açtığımızda korkunç katliam ve vahşet görüntüleri izliyoruz. “Son dakika” manşetleriyle haşır neşir oldukça açık bir yaraya kabuk bağladığımız, insanların acıları karşısında gittikçe direnç kazandığımız aşamaya geçiyoruz.
Artık insanlar birer rakama dönüşüyor.
Körleşiyoruz, sağırlaşıyoruz, belki de kendimizi korumak için refleks olarak böyle yapıyoruz.
Durduramadığımız kötülüğe sırtımızı dönmek zorunda kalıyoruz.
Geçen haftaki yazımda Gazze’de en az 50.000 hamile kadın olduğunu ve bu ay içerisinde 5.500 bebeğin doğacağı bilgisini paylaşmıştım. Gazze Şeridi'nde hayatta kalmaları için elektrikle çalışan kuvözlere ihtiyaç duyan 130 prematüre bebekten bahsetmiştim.
Fikri takip yaparak yeni durumu özetlemek istiyorum.
Gazze’de her gün yeni doğumlar oluyor. İsrail, Hamas’ın hastaneleri üs haline getirdiği iddiasıyla hala bu hastanelerin boşaltılmasını istiyor. İsrail son olarak Şifa Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesi ve doğumhaneyi hedef aldı. Burada prematüre 4 bebek hayatını kaybetti. Elektrik yetersizliği sebebiyle kuvözler çalışmadığı için iki prematüre bebek daha öldü. Bu hastanede 39 bebek vardı. 33 bebek sağ kaldı. Bu bebeklerin 4’ü hamile olan anneleri çatışmalarda hayatını kaybedince sezeryan ile kurtarılan bebekler.
İsrail ordusunun bebekler için tahliye koridoru açması tartışılıyor.
İsrail Ordu sözcüsü Daniel Hagari “Şifa hastanesi personeli çocuk bölümündeki bebeklerin daha güvenli bir hastaneye gitmelerine yardımcı olmamızı talep etti. İhtiyaç duyulan yardımı sağlayacağız” açıklamasını yaptı.
Bu da başka bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Bebekler çatışmalar sürerken nasıl taşınacak? Gazze’de güvenli bir hastane kalmadı. Bebekler İsrail’e taşınırsa ailelerinden koparılacak mı? Halihazırda sağ kalan ebeveynlerden bir kısmı bebeklerini bırakarak Gazze’nin güneyine gitmek zorunda kaldı bile.
Medical Aid for Palestine adlı kuruluşun yöneticisi Melanie Ward bu bebeklerin tahliyesinin karmaşık ve teknik bir süreç olduğunu, taşınmanın felaketle sonuçlanabileceğini, tek güvenli seçeneğin İsrail’in Şifa Hastanesi çevresindeki ablukayı kaldırması ve hastaneye benzinin ulaşmasına izin vermesi olduğunu söylüyor.
Hastanede kalan az sayıda personel bebekleri folyolara, battaniyelere sararak hayatta tutmaya çalışıyor. Vücut ısıları düşen bebekler tek tek can veriyor.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNWA) ajansın Gazze Şeridindeki tesislerinde 4 bin 600 yerinden edilmiş hamile kadın ve 380 yeni doğmuş bebek bulunduğunu duyurdu. Ajans, doğum sonrası bakım için barınaktaki koşulların uygun olmadığını, acil tıbbi bakım ihtiyacı olduğunu belirtti.
UNWA’ya göre Gazze’de günde ortalama 180 doğum gerçekleşiyor.
Zamanla yarışılan bir süreçte acil yardımlar yerine ulaşmıyor, hiçbir girişimden sonuç alınamıyor.
Ez cümle bebekler birer rakam haline gelmiş.
Teker teker ölüyor…
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteci...