Benim Hâlâ Umudum Var
2025, özgürlüğün ve barışın yeniden filizleneceği bir yıl olmalı. Ülkemizdeki tüm insanlar için adaletin, eşitliğin ve refahın hüküm sürdüğü bir ortamda, birlikte yaşamanın değerini artık öğrenmek zorundayız.
Bir yılı daha geride bırakıyoruz…
2025’e adım atarken içimizde biriken acılar, kaygılar ve umutlarla dolup taşıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlar barış ve adalet arayışı içinde. Halkın yaşadığı belirsizlik ve üzerimizdeki karanlık hem gündemimizi hem de ruh halimizi derinden etkiliyor. Ancak bir yandan da umutlarımızı taze tutmanın, birbirimizi anlamanın ve sevgiyle kenetlenmenin tek yol olduğunun farkındayız.
Barış ve demokrasi yalnızca bir araya gelmekle değil, aynı zamanda farklı seslerin eşit şartlarda duyulmasıyla sağlanabilir. Yeni bir yılda ülkede herkesin eşit haklara sahip olduğu, farklılıkların kutlandığı ve özgür düşüncenin baskı altında kalmadığı bir Türkiye hayalini beslemek istiyorum. Herkesin sesini duyurabildiği, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir ortamda varlığımızın anlamını daha iyi kavrayabiliriz. Kana susamış bir canavarlığı durdurabiliriz.
Noel dönemi yalnızca bir dini bayram değil, aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini yeniden hatırlamak için bir vesiledir. Asırlardır kutlanan bu özel zaman, sevgi, hoşgörü ve dayanışma duygularının pekiştiği bir zemin sunar. Sevgi ve paylaşma üzerine kurulu bir dünyada, insanların dayanışmayı büyüttükleri, gönülden gönle bağların örüldüğü bir geleceği düşlüyorum. Noel’in ruhunu sadece Hristiyan toplulukları için değil, tüm insanlık için bir umut simgesi olarak görmek çok da zor olmamalı.
Yeni yılın yalnızca bir takvim yaprağının çevrilmesi olmadığını, yeni başlangıçlar ve yeni zorluklar getireceğini biliyoruz. Kendi içimizde barışı tesis etmek, komşularımızla, dostlarımızla ve hatta hayatımızın her alanındaki insanlarla bu barışı paylaşmak elzem. Geçmişin acılarını geride bırakmak ve geleceğe umutla bakmak ancak birlikte mümkün.
Bu yıl sadece umutlarımızı yenilemekle kalmayacak. Aynı zamanda politik mahkumların özgürlüklerine kavuşacağı, sürgündeki aydınların geri döneceği bir dönemin de kapılarını aralayabilir. Kendi topraklarında adalet arayanların sesleri yankı bulsun, baskılara maruz kalanların hikayeleri duyulsun. Sürgünde, zindanda yaşayan insanların yeniden aileleriyle, sevdikleriyle kucaklaştığı, özgürlüğün ve hakkın egemen olduğu bir Türkiye’yi kurmak mümkün olsun.
2025, özgürlüğün ve barışın yeniden filizleneceği bir yıl olmalı. Ülkemizdeki tüm insanlar için adaletin, eşitliğin ve refahın hüküm sürdüğü bir ortamda, birlikte yaşamanın değerini artık öğrenmek zorundayız.
Her bireyin eşit hak ve hürriyetlere sahip olduğu, barış dolu bir Türkiye için mücadeleye devam edeceğiz. Yeni yıl, birlikteliğimizin, dayanışmamızın ve özgürlük umudunun yeniden yeşereceği bir dönem olsun. Herkesin kendisini özgür hissettiği, fikirlerini cesurca ifade edebildiği bir toplumda barış, yalnızca bir kelime değil, gerçekliğimiz olsun.
Yeni yıl hepimize barış, demokrasi ve özgürlük getirsin.