Ayşegül Kars Kaynar

Ayşegül Kars Kaynar

Bir adım ileri, iki adım yana

Putin’in BRICS kararı kahraman Güney Afrika’nın, hukukun kılıcını Putin’e karşı salladığı ileri doğru bir hamle değil. Daha ziyade bir yandan kılıcı çekmek zorunda kalıp, diğer yandan onu Putin’den kaçırmak için yana doğru atılan bir adım.

Haberi “Putin Güney Afrika’daki BRICS Liderler Zirvesi’ne katılmayacak” diye yazarsanız, durum çok anlaşılmaz. Haberi, Anadolu Ajansı gibi “Putin Güney Afrika’daki zirveye video konferans yoluyla katılacak” diye yazmak da açıkça olayı örtbas etmek, bilgiyi kamuoyundan gizlemektir. Halbuki durum en basitiyle şöyle: Eğer Putin Ağustos’ta Güney Afrika’ya giderse tutuklanacak.

Uluslararası Ceza Mahkemesi 17 Mart’ta Putin ve Maria Lvova-Belova için Ukrayna’da işledikleri savaş suçları nedeniyle tutuklama emri çıkarmıştı. Mahkeme, emrin gerekçesinde Roma Statüsü’nün 8. Maddesi’ne aykırı olarak Ukraynalı çocukların sınır dışı edilmesi ve yasadışı yollarla Rusya’ya gönderilmesini gösterdi. Buna göre Mahkeme’ye taraf olan ülkeler ki Güney Afrika bu ülkelerden biri, Putin ve Lvova-Belova’yı tutuklamakla yükümlü sayıldılar. Ancak Mart ayında Mahkeme’nin tutuklama emrinin sonuç doğuracağına inanan azdı. Koskoca Putin’i tutuklamak kimin haddine?

Benzer bir durum 2015’de, hakkında tutuklama kararı olan Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir için de yaşanmış ve Güney Afrika, hukuku tanımayarak, Beşir’e güvenli geçiş izni vermişti. Bu nedenle Putin’in Ağustos ayında Güney Afrika’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi’ne katılacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu: Putin gelir, liderlerle el sıkışır, kimsenin keyfi kaçmadan zirve sona erer, liderler evlerine döner. Ancak böyle olmadı.

GÜNEY AFRİKA: HUKUKUN YENİ KAHRAMANI?

Putin’in uluslararası seyahat ve toplantılarının mahkemenin kararıyla sekteye uğruyor olması uluslararası anlaşmaların hala değerli ve işlevsel olduğunu göstermesi açısından kıymetli. Bu nedenle de hukukun kaba güç karşısında galibiyeti olarak pekâlâ yorumlanabilir. Ancak 2015’de Ömer el-Beşir’e tanınan imtiyazın 2023’de Putin’e gösterilmemesinin ardında hukuka duyulan saygıyı ya da hukukun üstünlüğünü aramak pek gerçekçi olmaz. Her başarılı hukuk kuralının arkasında (en az) bir siyasi aktör vardır. Bu aktörler zaruri olarak kurumlara değil ama uluslararası güç dengelerine farklı düzeyde ve biçimlerde müdahale eder ve etkilerler. Dahası, bu aktörlerden birinin uluslararası hukuk normlarının ulusal düzeyde uygulanması için iç politikada yoğun çaba harcayan muhalefetteki demokratik güçler olması tesadüf değildir. Bu vakada da mahkeme kararı doğrultusunda Putin’in tutuklanması ve mahkemeye teslim edilmesi için hükümeti sıkıştıran ve dava açan da muhalefet partisi Demokratik İttifak oldu. Bu nedenle Putin’in BRICS’e katılmayacak olması hukukun, siyasetin, ulusal ve uluslararası mücadelelerin entegre bir sonucu.

Öte tarafta ise hukukun mağlubiyeti var. Güney Afrika Devlet Başkanı Ramaphosa, Rusya’yı karşısına almak istemediğinden, ilk olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden Putin'i tutuklamamak için özel izin istedi; zira tutuklarsa Rusya’nın kendisine savaş ilan edeceğini bildirdi. Bu talep kabul görmedi. Geriye kalan alternatif ise Putin’i tutuklamak değil, Putin’i gelmemek için ikna etmek oldu. Nihayetinde de Ramaphosa’nun yaptığı açıklama, kararın “karşılıklı anlaşmayla” alındığı yönünde. Yani, olayların “doğal” akışında, Putin Ağustos sonunda BRICS’e katıldığında tutuklanması gerekirdi. Şimdi ise gelmediği için tutuklanmayacak. O halde Putin’in BRICS kararı kahraman Güney Afrika’nın, hukukun kılıcını Putin’e karşı salladığı ileri doğru bir hamle değil. Daha ziyade bir yandan kılıcı çekmek zorunda kalıp, diğer yandan onu Putin’den kaçırmak için yana doğru atılan bir adım. Diplomasi bu yana atılan adımlar için var ve tarih de bu yana atılan adımlarla tıka basa dolu.


Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşegül Kars Kaynar Arşivi