Hayko Bağdat
DEM Parti kentinizi yönetsin ister misiniz?
Bu hafta Artı TV’deki Bağdat Cafe programıma DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen konuk oldu. Güncel siyaseti, Kürt sorununu, geçen seçimi, gelecek seçimi konuştuk. Mehmet Emin Ekmen resmi adıyla “çözüm sürecinde”, bizim sevdiğimiz adıyla “barış sürecinde” aktif rol almış Batmanlı bir siyasetçi. Ekmen, sohbetin bir yerinde “O süreç başarıya ulaşsaydı sizler de bugün ülkenizde olurdunuz” dedi.
Düşünüyorum.
Memlekette olası bir barış ihtimali için heyecan duyan ve davranan muhalif tüm kesimlere ceza kesti bu hükümet. Barış isteyen akademisyeninden gazetecisine, sürecin bir parçası olan Kürt siyasetçilerden Beyaz Show’u arayarak “çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmenine kadar insanca davranan kim varsa yüklendiler üstümüze.
Katledilenler, tutsak edilenler, işkence görenler, sakat kalanlar, sürgün edilenler olduk son toplamda. Türkiye’nin barış içinde yaşamasını, Kürtlerin insanca bir hayata kavuşmasını savunan memleketin en güzel insanları oyun sahasının dışında bırakıldı.
Peki her şey bitti mi? Barış ve demokrasi umudu tükendi mi?
Asla!
Cezaevinde siyasi tutsak olarak yatanlar, başka ülkelerde yaşamak zorunda bırakılanlar, evleri, kentleri bombalananlar, işini kaybedenler, yaşayan ölü haline getirilenler yani milyonlarca insan var ve hiç soluk almadan mücadeleye devam ediyorlar. Dünyanın, bölgemizin ve ülkemizin sürekli değişen dinamiklerine göre kendilerini geliştiriyor yeni mücadele yöntemleri arıyorlar.
Şimdi yerel seçimler geliyor. DEM Parti ve onun geniş halkasını oluşturan demokrasi güçleri ödedikleri tüm bedelleri sinelerine çekerek yeniden soruyorlar:
Barışalım mı?
Ortak bir coğrafyada onurlu ve eşit bir hayat kuralım mı?
Erdoğan rejimini başımızdan beraberce atıp yerine demokratik bir ülke inşa edelim mi?
Halkın iradesini kutsal sayalım mı?
Memleketin hep beraber yönetelim mi?
Kazanalım mı?
Kentlerde uzlaşarak neler başarılabileceğini 2019 seçiminde yaşamış, görmüş, bilen iki isme çok net bir teklifi var Kürtlerin.
Bu kez bu sorunun muhatapları Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’dur. Yani CHP’dir.
Ne dersiniz?
Özel ve İmamoğlu, Erdoğan’ın çaldığı her düdüğe hizalanmadan, ortak demokrasi değerleri etrafında cesaretle davranabilecekler mi sizce?
Mahallelerde, ilçelerde, kentlerde uzlaşıp memlekette bir barış umudu yeşertebilecekler mi?
Kürtlerin uzattığı bu eli samimiyetle tutacaklar mı sizce?
Eğer bunun cevabı evet ise Abdülkadir Selvi’nin çok konuşulan yazısı haklıdır.
Kürtler kazandıkları her belediyede kayyımları kovalayıp koltuğa oturacaktır.
DEM Parti batıda güçlü olduğu bazı ilçelerde belediye başkanı çıkaracaktır; CHP bu adayları destekleyecektir.
Dem Parti, batıdaki bazı büyükşehirlerde oyu oranında yönetimde temsil edilecek, görev alacak ve yönetecektir.
Özgür Özel ile ne değişti, ne kadar değişti anlayacağız. Hep beraber sürecin nereye varacağını göreceğiz.
CHP’ye cesaret ve güç dilerim. İşleri zor gözükse de yeni bir uzlaşı için bir imkan doğdu önlerine. Karar vermek o kadar da zor değil.
Neticede Tanju Özcan’dan belediye başkanı oluyor da Dr. Selçuk Mızraklı’dan olmuyor mu yani?
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteci