Güneydoğu'yu yanlış biliyormuş meğer...
Mekteb-i Mülkiye'den sınıf arkadaşları sıkı solcu olduğunu söylüyor. Ama adamda kültürel sıkıntı bariz.
Galatasaray'ın Alanya'daki kadrosu şöyleydi:
İsmail, Ahmet, Donk, Semih, Emre, Ömer, Selçuk, Ahmet, Yunus, Sinan, Muğdat...
Yani 10 yerli, 1 yabancı.
Ama bu saydığım isimler, yedek kulübesindeki kadrodaydı.
Peki ilk 11?
11'i de yabancıydı...
***
Djalma'nın 45+4'teki golü, sadece bu sezonun değil, pek çok sezonun en güzeliydi.
Şimdi pek çok Galatasaraylı, ilk yarıya üç dakika eklediği halde sürenin dolmasına rağmen pozisyonu devam ettirdiği için hakem Alper Ulusoy'u yerden yere vuracak.
Yapmayın.
Ataktaki sizin takımınız olsa ve hakem gol vuruşu sırasında devre bitti diye düdük çalsa tepkiniz nic'olurdu?
Haksız mıyım ağalar?..
***
Az önce Alanyalı'nın golünü göklere çıkardık ya... Hakkını yemeyelim; ikinci yarının başında Feguli'nin golü de büyük beceri ürünüydü yani...
50'nci dakikadan sonra beklenen oldu:
İlkyarı boyunca çılgın gibi koşan iki takım da yoruldu.
Buna rağmen çok zevkli bir maç izledik.
Galibiyete daha yakın taraf Alanya'ydı.
Ama fevkalade sıradışı gol dışında, kale önünde son vuruşları yetersizdi.
Gerçi Galatasaraylılar da onlardan aşağı kalmadı.
Hakem de yorulmuş olmalı ki, son çeyrekte epey hata yaptı...
***
Gelelim Nizipli meselesine...
Galatasaray başkanı Mustafa beyler, yeni transferleri Luyindama'nın 27 numaralı formayı tercih ettiğini hatırlatarak şöyle demiş:
"Ben Antepliyim. Bizim plaka da 27... Güney'in adamı mücadeleci olur. Bu nedenle çok memnunum..."
Ben mi bu yaşıma kadar yanlış biliyordum Antep Güneydoğu'da diye? Yok yahu, adaşım yanılıyor.
Oysa ille de plaka esprisi yapmayı marifet belliyorsa, 22 numaralı formanın sahibi Yunanlı Mitroglu'nun ciğeriyle Edirne'nin yaprak ciğerini kıyaslayıp, "Çok koşuyor ama yorulmak nedir bilmiyor" deseydi daha mantıklı olurdu...
Neyse, çok da önemli değil.
Daha 14 hafta var.
Uygun bir zamanda onu da söyler...