halklar, ilişkiler, halklarla ilişkiler

sarah jessica parker’ın kendi adını verdiği bir markadan yayınlanacak bir kitabın tanıtımı için böyle bir çekim yapması, günümüz gazetecilik dünyasında yadırganmayacak bir durum.

haberi vogue’dan okuduk ilk. bu mecranın okuru aşina olmayabilir, dünyanın en önemli moda dergilerinden biri. şeytan marka giyer adlı filmin geçtiği dergi hani. habere göre, sex&the city dizisinde oynadığı carrie rolüyle türkiye’de de tanınan sarah jessica parker, selahattin demirtaş’ın seher adlı kitabının ingilizce kopyasıyla görüntülenmiş.

ana akım medya deneyimi olan gazetecilerin, tesadüfle halkla ilişkiler faaliyeti arasındaki farkı görmemesi mümkün değil. tesadüf, telefon kamerasıyla çekilir mesela, makyaj, kıyafet bu kadar yerli yerinde olmaz, falan. sarah jessica parker, daha önce de elinde kitaplarla görüntülenmişti ama gündelik hayatında kot pantolon, spor ayakkabıyla gezdiğini gösteren onlarca fotoğrafı var ve aralık ayında, üstelik de metroyla yolculuk yaparken topuklu, açık ayakkabı giymesi bile bir hazırlığa işaret. vogue, sarah jessica parker’ın görüntülerine kim bilir kaç kere yer vermiştir ve bu fotoğraflardan herhangi birine iki saatten kısa sürede hazırlandığına inanmamız mümkün değil.

bu tür dergilerde, gazetelerin magazin eklerinde, hafta sonu eklerinde gördüğünüz haberlerin çoğu böyle halkla ilişkiler faaliyetleriyle hazırlanıyor; bunun illa haberciliğe ihanet olması da gerekmiyor, bir müzisyen albüm yapmıştır, halkla ilişkiler şirketi röportaj yapılmasını teklif eder, örneğin. buraya kadar her şey "hayatın olağan akışı" içinde.

peki, amazon’a göre, 2019 nisan’ında piyasaya çıkacak olan kitap, üstelik de oradaki kapaktan farklı bir kapakla sarah jessica parker’ın eline nasıl ulaşmış? bu sorunun cevabı da kısa zamanda ortaya çıktı. seher’in ingilizcesini, hogarth yayınevi'nde, sarah jessica parker’ın adını verdiği alt marka yayınlayacak. sjp for hogarth’tan bugüne kadar iki kitap çıkmış, biri hindistan’dan, diğeri trinidad’tan. seher/dawn’a güzel bir kapak yapmışlar, demirtaş’ın ş’sinin kuyruğunu unutmamışlar ama keşke i’lerin noktalarını da ihmal etmeselerdi.

sarah jessica parker’ın kendi adını verdiği bir markadan yayınlanacak bir kitabın tanıtımı için böyle bir çekim yapması, günümüz gazetecilik dünyasında yadırganmayacak bir durum. ama seher’i yayınlamayı tercih etmesi ya da beğenmesi, kabul edelim ki kitabın değerini özel olarak arttırmaz. bence demirtaş’ın edebiyat yazması güzel bir şey ama bir okuru olarak daha fazla siyaset yazmasını tercih ederdim. keskin ve farklı politik zekâsıyla söyleyeceği çok şey olduğunu düşünüyorum. ama kitabın edebi değerinin hakkını verecek kişi ve mecralar da farklı.

diğer yandan bu gelişme, kürtlerin davasına da herhangi bir katkı sağlamaz. sarah jessica parker, bırakın bir kürt yazarın, demirtaş gibi önemli bir siyasetçinin kitabını beğenmeyi, bizzat kürt olduğunu açıklasa, bu da kürtlerin davasına bir katkı sağlamaz. bütün abd vatandaşları bu kitabı okuyup beğense ve –hayal bu ya- bu vesileyle kürtlerin durumunu araştırıp haklı olduklarına karar verse, bunun abd’nin politikalarını etkileyeceği şüpheli; trump ya da başka herhangi bir başkanın halkın iradesini yansıtma ihtimali yok çünkü.

ama tabii kürtler, türkler, araplar ve bölgedeki diğer halklar bunca –iyisiyle, kötüsüyle- amerikan romanı okumuşken, new york sokaklarını neredeyse ezbere bilecek kadar amerikan filmi izlemişken, amerikalılar birkaç tane kürt yazar okumuş, fena mı? değil tabii ama abd’de yaşayanlar da dahil olmak üzere, halklar arasında kurulacak tanışıklıklar birbirini egzotikleştirmenin mümkün olmadığı ilişkilere ve politik alışverişe dayanır, yanılıyor muyum?

kürtler ve abd’nin aynı cümlede yan yana geçtiği her konuda olduğu gibi, komplo teorisyenleri harekete geçti. haberleri samira ghaderi adlı bir kürt avukat paylaşıyordu! bak sen! acaba kürt olduğu için mi ilgisini çekiyor? sarah jessica parker’ın twitter’da sekiz bin küsur takipçisi olan bir avukatın tanıtımına ihtiyaç duyması fikri, kusura bakmayın ama ancak eğlenceli olabilir.

ama sarah jessica parker’ın babasının ve kocasının yahudi olmasına dayanan görüşler, üzerinde durmaya değer. yahudilik anneden geçiyor, dolayısıyla bu oyuncunun yahudi olduğu anlamına bile gelmiyor. fakat sırf demirtaş’ı karalamak için yahudileri şeytanlaştırmak ırkçılıktan başka ne anlama gelebilir? ayrıca, bundan 15 yıl kadar önce, israil’in en popüler sabun markalarından birinin billboard afişlerindeki fotoğrafı, giysisi çok açık olduğu için ortodoks yahudiler tarafından protesto edilmiş.

sarah jessica parker, yahudi değil ama internette dolaşan bazı haberlere göre israil yanlısı. söylemeye gerek yok, bunlar türkiye dışında hazırlanmış haberler. oyuncu filistinlilerden teröristler olarak söz ediyor, israil’in kuruluş tarihiyle ilgili fazla bilgisi olmadığını kabul ediyor ve bunu hiç dert etmeden bu devletin kendisini filistinli teröristlerden koruma hakkı olduğunu savunuyor. adı, israil yanlısı ünlüler listelerinde görülüyor. eğer bu doğruysa, yakışıksız bir durum söz konusu olmuş diye düşünüyorum.

anadilini konuştuğunda bile terörist olmakla suçlanan bir halkın üzerine titrediği evlatlarından birinin sözünü, kitabını, çocukları bile terörist denerek öldürülüp hapsedilen bir başka halkın düşmanı olan birine emanet etmemek gerekirdi, bence. bunun kasıtlı bir durum olduğunu düşünmüyorum, ihmalden, dikkatsizlikten kaynaklandığına inanıyorum ama yine de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
ayşe düzkan Arşivi