Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

İyi ki varsın Eren!

Bunca rezilliğin, kirliliğin, yolsuzluğun, adaletsizliğin, zulmün, kanın üzeri nasıl örtülürdü ki sen olmasaydın Eren Bülbül.

İktidarda kalmak için ihtiyacımız olan savaşın yarattığı kan gölünü masum bedeninle örttüğün için...

Sürdürdüğümüz bu kirli savaşı bir süreliğine de olsa aklama fırsatı verdiğin için...

İyi ki varsın Eren!

Senin yaşlarında olan Berkin’in, Ceylan’ın ölümlerine "Oh olsun" dediğimizi gizlediğin için...

Bizim de bazı çocukların ölümlerine içimizin yanabileceğini gösterme fırsatı verdiğin için...

Çocukları öldürülen anneleri yuhalattığımız gibi, bazı annelerin acılarını paylaşır gibi yaparak kamuoyu önünde vicdanlı insan kılığında görünmemize vesile olduğun için...

İyi ki varsın Eren...

Bizler gemicikleri denizden yürütürken, kamu ihalelerini yandaşlarımıza peşkeş üzerine peşkeş çekerken...

Kentleri talan edip, insanlara nefes alacak tek bir alan bile bırakmazken, parkları beton bloklara, dere yataklarını rant vurgunlarına açarken...

Hala Maçka kırsalında maden ocağına dönüştürülmemiş yeşil alanlar olduğunu gösterdiğin için...

İyi ki varsın Eren!

Son bağımsız yargı kırıntılarını da ortadan kaldırıp Saray’ın emir komuta zinciri içersinde bir hakimler ve savcılar topluluğu yarattığımız...

"Referandumda ‘Evet’ derseniz daha güçlü bir parlamentomuz olacak" yalanını "Artık parlamenter demokrasi yok" itirafına dönüştürmek zorunda olduğumuz...

AKP diye bir parti varmış gibi kuruluş törenleri yaptığımız bu günlerde...

İyi ki varsın Eren!

Açlığın, yoksulluğun, işsizliğin, iş cinayetlerinin bu ülkede yaşamanın "fıtratında" olduğunu anlatmakta zorlandığımız...

Refah içersinde yaşayan; işi, aşı, sosyal güvenliği olan insanlardan oluşan bir toplum yaratmak yerine, bu ülkede erişilebilecek en yüksek mertebenin gazilik ya da şehitlik olduğuna insanları ikna etmek için senin üzerinden bir kahramanlık hikayesi yazma fırsatı verdiğin için...

İyi ki varsın Eren!

Kendi iktidarımızın güvencesi için; çağdaş demokrasiden, evrensel hukuktan, uygar bir dünyadan yolumuzu iyiden iyiye ayırıp bu ülkeyi Ortadoğu karanlığına sürüklediğimiz bir süreçte...

İyi ki varsın Eren!

Çocuk bedenini toprağa verildiği sıralarda, cezaevine tıkılan 150’den fazla gazeteciye ek olarak üç beş gazeteciyi daha gözaltına alıp birkaçını daha cezaevine tıktığımız şu günlerde...

İyi ki varsın Eren!

"Dünyanın en gelişmiş hukuk devleti bizde", "bizdeki basın özgürlüğü Avrupa’nın hiçbir ülkesinde yok" dolmasını zor da olsa millete yutturmaya çalışırken...

İyi ki varsın Eren!

Nuriye ile Semih ölüm orucuna yatıp kutsal iktidarımızı tehlikeye düşürmüşken daha çocuk denecek yaşta onlardan önce öldürüldüğün için...

Hakkın, hukukun, vicdanın ortadan kalktığı, insanlara olmadık zulümlerin yapıldığı, şanslı muhaliflerin işsiz, evsiz kaldığı, çalışma ve hatta yaşama hakkının elinden alındığı; şanssız olanların beşer, onar bin cezaevine tıkıldığı, bizden olmayan herkesin öldürülmesine alkış tuttuğumuz vicdansız bir baskı rejimi oluştururken, ölümünle bize merhamet gösterisi yapma olanağı verdiğin için...

İyi ki varsın Eren!

Sürekli 15 Temmuz darbelerine, kesintisiz operasyonlara, sürekli Olağanüstü Hal rejimine...

Daha çok gerginliğe, daha çok şiddete, daha çok tehdide, daha çok şantaja her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu şu günlerde...

İyi ki varsın Eren!

15 yıllık iktidarımız sürecinde ülkeyi nasıl bir uçurumun kenarına getirdiğimizin gözden kaçırılmasına...

Yapılan duble yolların, tünellerin, otoyolların, köprülerin, havaalanlarının hepsinin hikaye olduğunun anlaşılmamasına...

Esas en uzun ve en karanlık tünelin bu ülkenin geleceği için kurulduğunun gizlenmesine küçücük bedenini siper ettiğimiz için...

İyi ki varsın Eren!

Seni kurşunlatanların da, kurşunlayanların da bize sunduğu Allah’ın bir lütfudur.

İyi ki varsın Eren!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi