Konut krizi mali krizin sonucudur

Konut krizi, Türkiye’de uzun süredir yaşanmakta olan mali krizin bir sonucudur. Tırmanan konut fiyatları, aşırı düşük tutulan resmi faiz oranlarının halka ödettiği bir bedeldir.

Konut fiyatlarındaki, ev kiralarındaki fahiş artış, yıllık olarak, TÜGEM’e göre yüzde 127, BETAM’a göre ise yüzde 134. (Karar Gaz. 10.05.2022) Kira artışları ise bu oranın da çok üstünde.

Kimileri bu durumdan günah keçisi yapılan "Suriyelileri" sorumlu tutsa da, gerçek sebep Merkez Bankası faizlerinin suni biçimde aşırı düşük tutulmasıdır. Resmi faizlerin aşırı düşüklüğü sebebiyle piyasa faizlerinde yaşanan tırmanma, parasının değerini korumak isteyen vatandaşları da konut almaya sevk ediyor. Mevduatta tutulan TL eridiği için, bu durum konuta olan talebi artırıyor. Benzer bir durum otomobil piyasası için de geçerli. Böylece konut ve otomotiv fiyatlarında suni bir artış ortaya çıkıyor.

Diğer yandan, döviz finansmanı açığından dolayı, konut satışı karşılığında vatandaşlık verilmesi uygulaması da konut fiyatlarını yukarı çeken bir diğer etken. Ukrayna Savaşı ile birlikte, hem Rus hem de Ukrayna vatandaşlarının 400 bin dolarlık konut arayışı da bunda rol oynuyor.

Yine, döviz kurlarındaki yükseliş ve enflasyondaki artış inşaat maliyetlerini yıllık yüzde 101 artırarak, birinci el konut fiyatlarını da yükseltiyor. (TÜİK)

Toparlarsak, konut krizi, Türkiye’de uzun süredir yaşanmakta olan mali krizin bir sonucudur. Tırmanan konut fiyatları, aşırı düşük tutulan resmi faiz oranlarının halka ödettiği bir bedeldir. Faizin dönüşmüş biçimi olan konut kiralarındaki artış, piyasa faizlerindeki yükselişin bir sonucudur.

Ancak konut çok yaşamsal bir konudur. AKP, geçmişten bu yana, emekçileri ve orta sınıfları ev sahibi yapma hayalini kitle desteğine dönüştürmüş bir partiydi. Oysa 2012’de yüzde 20 olan kiracı oranı, 2021’de yüzde 26.76’ya çıktı. Erdoğan’ın son açıkladığı paket de ihtiyacı olanların değil, yatırım amaçlı konut alabileceklerin işine yaradı. Dahası, paket açıklanır açıklanmaz, konut fiyatlarını bir gecede yüzde 20-30 daha pahalılaştırdı. Kazanan müteahhitler oldu.

Kiraların sadece Mayıs ayında yüzde 34,4 oranında arttığı bir ortamda, konut krizinin en ağır bedelini kiracılar ödüyor. Enflasyondaki artış, ev sahiplerine kira zammı yapma gerekçesi sunuyor. Dahası pek çok ev sahibi, uzun süreli kiracılarını tahliye ettirip, evini yeni baştan (ve yüksek fiyattan) kiraya vermenin peşine düştü. Bu amaçla "tadilat yapacağım, çıkın" türünden sudan bahanelerle kiracıların evden çıkarılmaya çalışıldığı haberlere yansıyor.

Resmi faizlerin, "seçim ekonomisi" amaçlı aşırı düşük tutulması pek çok makroekonomik dengesizliğe sebep oluyor. ABD’nin resmi faizleri yükseltmesiyle beraber artık sürdürülemez hale gelen bu politikada ısrar, sadece konut fiyatlarını ve kiraları değil, enflasyonu ve döviz kurlarını da tırmandırıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi