Ayşegül Kars Kaynar
Kral-devletin son iki günü: Kral tedirgin, halk tedirgin
Kral-devlette 14 Mayıs günü sekiz yıldır görülmeyen bir durum ortaya çıkmıştı. Haziran 2015’de halkın Erdoğan liderliğindeki AKP’nin elinden tek başına hükümet kurma yetkisini aldığı o yaz gecesinden beri görülmeyen bir şeydi bu. 14 Mayıs’ta, Soğuk Savaş döneminin üniformalı cunta yönetimleriyle yarışır şekilde yirmi yıldır iktidarı bırakmayan AKP ve onun başkanı sandıkta hezimete uğradı: AKP’nin oyu yüzde 35’ti, başkanı Erdoğan ise yüzde 50’yi geçememiş ve Cumhurbaşkanı seçilememişti.
Halk Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçmemişti. Medya, sermaye, yargı, polis, asker, üniversiteler ya da siz nere derseniz orayı avucunun içine alarak yarattığı kral-devletteki tahtında oturan Kral, belki de hiç bu kadar tedirgin olmamıştı. Muhalefetin bu hezimeti takdir etmesinin önündeki tek engel ise, kendi yüksek beklentileri olacaktı.
Sayma işlemi mantık ve mantığa dayanan matematiksel bilimlerde geçerlidir. Toplum ve tarih bilimlerinde iki kere iki dört etmez. Siz ikiyle ikiyi çarpmaya başlarken araya giren fazlalar, ortaya çıkan artıklar, öngörülmeyen eksiklikler olur ve “eşittir” işaretinin sağı ve solu arasında denge sağlanamaz. 14 Mayıs’ta da böyle oldu. AKP’nin mağlubiyeti muhalefetin zaferine denk gelmedi. Araya İslamcıların oylarını çeken Yeniden Refah Partisi, ultra-milliyetçiliğin ne derece yükseldiğinin işareti olan Sinan Oğan ile okuma ve konuşma yetisini büyük ölçüde yitirmiş lideriyle beş buçuk milyon oy alan MHP girdi. Ancak elbette en acı sürpriz ne 6 Şubat depreminin ortaya çıkardığı devlet kurumlarının çöküşünü ne yolsuzluk ne de yoksulluğu ciddiye alan; bu konularda kendini sorumlu da hissetmeyen AKP seçmeni oldu.
KRAL ZAYIFLADI AMA…
Kral-devlette son iki gün içinde ortaya çıkan tablo, kralın zayıfladığı ama bu zayıflığı insan haklarına ve en başta kadın-erkek eşitliğine düşman ultra-milliyetçiler ve İslamcıların takviye ettiğini gösterdi. Halk tedirgindi.
Kral-devlet mukimleri şimdi sıfır noktasında duruyor ve 28 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin ikinci turuna hazırlanıyor. Birinci tur seçimlerden ikinci tura, seçmen eğilimlerini görmüş olmak dışında bir şey kalmayacak. Bu iki haftada yeniden seçim kampanyaları yapılacak, yeniden seçimde görev alacak gönüllüler belirlenecek. Muhalefetin çıkarması gereken derslerle ilgili söylenen çok şeye ek olarak, bu satırların yazarı olan Kral-devlet mukimi, şunu belirtmek istiyor:
Yıllardır baskı ve yıldırma politikalarına maruz kalan muhalefet, elindeki tek araç olarak sandıklı seçimleri gördü. Sokaklar zaten bir zamandır sessiz, sokaklar zaten bir zamandır terk edilmişti. Açıktan açığa dile getirilmemiş olsa da güdülen strateji, önce sandıkta Kralı devirerek boğucu otoriter rejime son vermek; ardından oluşacak daha ılımlı ve liberal ortamda yeniden sokaklara dönmekti. 14 Mayıs seçimlerinin sonucu bu stratejiyi sekteye uğrattı; zira muhalefet edilecek asıl şeyin Kral’ın iktidarı değil, onu destekleyen kitlenin milliyetçiliği/muhafazakârlığı olduğunu yine yeni yeniden ortaya koydu.
Velhasıl, Kral-devletin demokratik unsurları zor ile imtihana mahkûmdur: Sokakta faşizmle yüzleşmeden sandıkta galip gelinemez.
Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır