Ali Duran Topuz

Ali Duran Topuz

Kürtler, kardeşlik hukuku ve kader

Kılıçdaroğlu, “Kürtler” videosu ile “kardeşlik hukuku”ndan bahsetti. Bir hukuk zayıf kardeşin kaderini güçlü kardeşin ellerine bırakır, bir hukuk ikisinin de kendi kaderini tayin etmesini mümkün kılar.

Soğan dedik dün, bugün de “buğday”la gidelim. Bu sefer mesele fiyat, çarşı pazar değil ama mesele (fiyat yerine) bedel, (çarşı pazar) yerine barış içinde birlikte yaşama.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürtler” notuyla yayınladığı videodaki sözler bu yazının meselesi. Kemal Bey, “kardeşlik hukuku” ifadesini kullandı videoda. Bir de şöyle dedi daha ilk cümlesinde:

Sevgili halkım, son yıllarda ne zaman seçim konuşsak, saray ne zaman seçimi kaybedeceğini görse Kürtlere toplu bir yaftalama, terörist muamelesi yapma durumu başlıyor.”

Elbette “Kürtlere terörist muamelesi” yapıldığı doğru ama sadece seçim söz konusu olduğunda değil, sadece Kemal beye hakaret edebilmek adına değil, “kardeşlik hukuku” konusundaki temel bir tercihten, bir karardan ötürü.

Peki, Kemal Bey'in dediği gibi bir kardeşlik hukuku mümkün mü? Var mı böyle bir şey. Hem var hem yok! Bir yanıyla kardeşlik hukuka sığmaz bir yanıyla da hukuk karşısında çok cılız kalır.

Müsaadenizle meramımı anlatmaya çalışayım:

İki kardeşlik hukuku biliyoruz: Biri buğday kardeşliği, biri iktidar kardeşliği. İktidar kardeşliği daima ölümle iç içedir, krallardan, padişahlardan, sezarlardan biliyoruz. Kardeşi öldür iktidarı kap ya da iktidarı kap kardeşi öldür. II. Mehmet’in zaten kanunnamesi bile var bu hususta, malum.

Buğday kardeşliği çoğu zaman yokluk-yoksullukla iç içedir. Buğday kardeşliğinin hukukunu babaannemden okkalı bir tokatla öğrendim: Kardeşimle girdiğimiz bir itiş kakışta bana (büyük payı) tokadı bastı, sonra ikimizi dizine oturttu, futasındaki “bereket kesesi”ni çıkarıp açtı, içinde taşıdığı buğday tanesini çıkarıp avucuna koydu ve dedi ki: “Bakın bu buğdayın tam ortasındaki çizgi Allah’ın emridir. Yarısı senin yarısı kardeşinin demek. Her zaman bölüşeceksin.”

Siyasette ve siyaseten ne zaman kardeşlikten bahsedilse yağlı urganda beliren iktidar kardeşliği ile buğday tanesinde emredilen kardeşlik iki kutup olarak tezahür eder. İkisi de güçle bağlantılıdır: Güçlü kardeş güçsüzü boğdurur. Güçlü kardeş güçsüzden buğdayı esirger. Kardeşlik nutuklarındaki kardeşlik halinin hukuki karşılığı bu gücün dengelenmesi ile ancak bir anlam ifade eder. “Kürtler kardeşimizdir” lafı boş bir belagatten öteye gitmeyecekse, boş belagat olarak gizlediği temel eşitsizlik ortadan kalkacaksa, bu “kardeş”liğin hukuki ve siyasi düzenleme olarak tecelli etmesi gerekir: Bir kardeş dilini öbür kardeşin dili lehine terk edecekse, bir kardeşin kaderi öbür kardeşin kararlarına raptolunmuşsa ortadaki en fazla iktidar kardeşliği olabilir.

Kılıçdaroğlu, “Türk ile Kürt'ü kardeş yapan kader var” diyor bir de. İki hukuk iki ayrı kader demek. Bir hukuk zayıf kardeşin kaderini güçlü kardeşin ellerine bırakır, bir hukuk ikisinin de kendi kaderini tayin etmesini mümkün kılar. Eğer bir kardeşin boynuna urgan, eline kelepçe, bedenine hapis, diline ölüm, varlığına terör ferman edilmişse, hala “kardeşiz” diyen ya bu durumu değiştirmeye yönelecektir ya da inkarcı egemen kardeş olarak kalmak için yalan söylüyordur. Elbette yanlış anlaşılmasın, eleştirimiz bu noktada Kemal Bey'e değil iktidaradır: İnkarcı yalancılık mevcut iktidarın tercih ettiği yoldur ve Kılıçdaroğlu da buna karşı söz söylüyor. “Üç beş oy için” değil de milyonlarca Kürt yurttaşın kaderini egemenliğin eşit ortağı olarak belirlemek, yani buğday kardeşliğine giden yolu açmak için ise bu sözler iyi bir başlangıçla karşı karşıya olduğumuzu düşünebiliriz. Değilse zaten iktidarın yaptıklarını yaparak çıkar karşımıza.

Son olarak: Kürtler, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganını en çok atan halk olabilir, bugün aynı zamanda bu slogana karşı en büyük kuşkuyu duyan halk da olduğu gibi. Çünkü eşit kardeşlik arayışının lafı olan “slogan”, hep iktidar kardeşliğinin terörize edici saldırılarıyla cevap buldu. Kemal bey hangisini söylüyor, hangisinin yolundan yürüyecek onu seçildiğinde göreceğiz. Az kaldı.

NOTLAR

1

MORA XWEDÊ – ALLAH’IN MÜHRÜ/EMRİ

Babaannem elbette Kürtçe söylerdi bu sözleri, sonradan Türkçe de öğrendi ama torunlarıyla Kürtçe konuşmaktan hiç vazgeçmedi. Şöyle derdi her seferinde aşağı yukarı:

“We va genima dî? Li ortê da morik heye, ew fermana Xwedê ye. Xwedê gotiye nîviye gênim ya xeng-birayikî ye, nîviyê din ya xeng-birayikî ye…”

2

BEREKET KESESİ

Bereket kesesi lafını en uydurdum, çünkü babaannemin kesesinde bir bozuk para, birkaç buğday ve birkaç da pirinç tanesi olurdu. Hanenin bereketi kaçmasın diye.

3

ARŞİVDEN

Bu yazıdaki laflar, fikirler hiç yeni değil. Çeşitli vesilelerle yazdım. Ayının dokuz türküsü armut üstüneyse benim de bu meseleler üstüne.

İlki Kürtçe, “Ziman û Genim”, 2019’dan

Diğer ikisi Türkçe:

Buğday kardeşliği, iktidar kardeşliği” 2013’ten

Kardeş kavgası, barış ve yasa” 2011’den

4

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİNİN TAM METNİ

“Sevgili halkım, son yıllarda ne zaman seçim konuşsak, saray ne zaman seçimi kaybedeceğini görse Kürtlere toplu bir yaftalama, terörist muamelesi yapma durumu başlıyor. Utanç verici. Gerçekten de utanç verici. Şu anda milyonlarca Kürde terörist muamelesi yapılıyor. Her gün durmadan. Her gün milyonlarca lirayı sosyal medya trollerine harcıyorlar. O troller bana hakaret edebilmek adına Kürtlere terörist muamelesi yapıyorlar. İnsanımızı, devlete yabancılaştırıyorlar. Ne için? Üç beş oy için. Utanmıyorlar. Gerçekten de utanmıyorlar. Bay Kemal’e iftira atacaklar diye milyonlarca insanın haysiyeti ile oynanır mı? Allah aşkına söyleyin bana milyonlarca insanın haysiyeti ile oynanır mı? Sevgili halkım siz bu yaptıkları propagandaya sakın ama sakın kanmayın. Kardeşlik hukukumuzu kesinlikle unutmayın. Türk ile Kürt’ü kardeş yapan kader var. Kader bizi bir araya getirdi. Kader bize kardeş olun dedi. Kader bizi Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da koyun koyuna yatırdı. Kardeş sevgisi gibi derin bir sevgi yoktur. Yüzyıllardır beraber kaldık, yaşadık. Hiç birimiz yolumuza yalnız gitmedik, gidemedik. 3-5 oy için kardeşliğe kimsenin zarar vermesine asla ve asla izin vermeyeceğim. Az kaldı.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Duran Topuz Arşivi