Ayşegül Kars Kaynar
Silah ticaretinde Rusya ve BRICS
Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında çıkardığı yakalama kararı sonrası katılmadığı ilk uluslararası toplantı geçen hafta Güney Afrika’da gerçekleşen BRICS Zirvesi'ydi. Anlaşılan o ki bu hafta sonu Delhi’de yapılacak G20 Zirvesi de ikincisi olacak. Putin hapsedilmiş ve kısıtlanmış olabilir; ancak Rusya’nın ticaretteki kimi üstünlükleri hala devam ediyor. Bunlardan biri tahıl ise, diğeri de silahlar.
Putin olmadan geçen BRICS zirvesinden çıkan en önemli kararlardan biri genişlemeyle ilgiliydi. Altı ülkenin (Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran, Mısır ve Suudi Arabistan) daha topluluğa davet edilmesiyle beraber 2024 yılına 11 üyeyle başlayacak olan BRICS, hızlı bir genişlemeye sıcak baktığını gösterdi; ki bu durum uzun zamandır Batı bloğuna alternatifler arayan Türkiye’ye de yeşil ışık yakabilir.
BRICS genelde ekonomik bir birlik olarak görülür. Bu haliyle de başat ülke kuşkusuz Çin. Çin ekonomisinin büyüme hızı, diğer BRICS ülkelerinin büyüme hızından çok daha fazla. Hatta BRICS’i ayakta tutanın Çin olduğu söyleniyor (1).
Ancak BRICS üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ticarete silahlanma ve silah ticareti perspektifinden baktığımızda Çin’in bu başat rolü sarsılıyor. Rusya’nın ana silah ihracatçısı olarak ortaya çıktığı BRICS’te Rusya, Hindistan ve Çin arasındaki silah ticaretine Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) güncellediği çalışması ışığında bir göz atmaya değer (2). Zira dünyanın en büyük silah ithalatçılarından ikisi hali hazırda BRICS üyesi ve bir tanesi de üye olmaya hazırlanıyor (3). 2008’den beri Hindistan, dünyanın en büyük silah pazarı. Onu Suudi Arabistan ve üçüncü sırada ise Çin takip ediyor. Yine, yeni katılacak ülkelerden Mısır’ın altıncı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ise dünya sekizincisi olması kayda değer. Yani, BRICS’e yeni katılacak ülkeler ekonomik açıdan büyük olmasalar bile, son derece önemli silah pazarları. Bu durum ise öncelikli olarak Çin’i değil, Rusya’yı güçlendiriyor.
2008-22 yılları arasında Çin’in silah ithal ettiği en büyük partneri Rusya. Çin’in silah tedarikinde Rusya’nın payı 2018 öncesi yüzde 62 iken, bu yıldan itibaren yüzde 83’e yükselmiş durumda. Hatta Rusya, Çin’in BRICS içerisinden silah satın aldığı tek ülke.
RUSYA SİLAH TİCARETİNDEKİ PAYINI KİMSEYE KAPTIRMADI
Rusya'nın silah ihracatında ise Çin ikinci sırada yer alıyor. Birinci sırada Hindistan var. Hindistan uzun yıllar Rusya’nın bir numaralı silah pazarı ola geldi; benzer şekilde Rusya da Hindistan’ın bir numaralı silah tedarikçisi. Ancak 2018’den itibaren bu mütekabiliyet bozuldu. Rusya'nın Hindistan’ın silah ithalatındaki payı 2008-12 arasında yüzde 78 iken, bu oran 2018’den bu yana yüzde 45’e kadar düştü. Rusya, Hindistan silah pazarındaki yerini kısmen Fransa, İsrail ve ABD’ye kaptırmış olmasına rağmen halen Hindistan’ın en büyük silah tedarikçisi.
İki gün önce Soçi’de gerçekleşen görüşmede Putin tahıl anlaşmasının yenilenmesini reddetti ama şimdilik 6 Sahra Altı Afrika ülkesini ayrı tuttu. Belki, Sahra Altı Afrika ülkelerinin Rusya ile sadece tahıl alışverişi yapmadığını burada da hatırlamak lazım. Zira Rusya son beş yıldır Çin’i geride bırakarak Sahra Altı Afrika'nın bir numaralı silah tedarikçisi haline gelmiş durumda. Uganda ve Ruanda 2021-22’de Rus silahlarının en büyük pazarları. Velhasıl, Rusya Ukrayna Savaşı’nda kazanmıyor ama uluslararası silah ticaretindeki payını da kimseye kaptırmış değil.
Referanslar
(1) https://www.evrensel.net/yazi/93457/brics-ve-turkiyenin-alternatif-arayislari
(2) https://www.sipri.org/databases/armstransfers
(3) 2008-2022 döneminde Rusya (ABD’den sonra) dünyanın en büyük ikinci silah ihracatçısı. Çin ise Fransa ve Almanya’dan sonra beşinci sırada.
Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır.