Celal Başlangıç
Yargı bağımsızmış gibi yapın ‘Saray tellalları’
Haydi, gerçekleri yazamıyorsunuz; bari yazdığınız yalanların, attığınız iftiraların arkasında dursaydınız.
Ama ne gezer!
"Bağımsız yargı" hem de altı gün önceki duruşmasında "tutukluluk halinin devamına" karar vermesine rağmen garip bir biçimde, durup dururken Rahip Brunson’ın tutuksuz yargılanmasına karar verdi ya…
Tezgah belliydi. ABD yönetimi bastırdı, ambargoyla, yaptırımla tehdit etti, pazarlık yapıldı, "bağımsız yargı" da son duruşmasından altı gün sonra cezaevinden tahliyesine, ev hapsinde tutulmasına karar verdi.
Çok merak ettim ne yazacağınızı.
Daha evvel manşet manşet "hain", "bölücü", "PKK’nın papazı", "CIA ajanı", "terör papazı" "FETÖ papazı" ilan ettiğiniz Rahip Brunson’ın tahliyesini hangi manşetten, hangi sayfadan, kaç sütuna verecektiniz.
Öyle ya, neler neler yazmamıştınız ki.
"Kirli çamaşırları bir bir ortaya dökülmüş"tü Protestan Diriliş Kilisesi Pastörü Brunson’ın.
"ABD merkezli FETÖ örgütü için çalışıyor"du.
"İstihbarat raporlarına göre FETÖ’nün Ege İmamı ile düzenli olarak gizli görüşmeler yapmış"tı.
"Brunson’ın maskesi düşürülmüş ve sözde din adamının PKK ile kirli işbirliği ortaya çıkarılmış"tı.
"Evangelist kilise pastörü maskesi altında istihbarat ve psikolojik savaş doktrini ile gayri nizami harp elemanı gibi hareket etmiş"ti.
Zaman zaman değil bir gazetecinin, bir bilim kurgu romanı yazarının bile hayal gücünü zorlayacak "istihbarat raporları" adı altında uydurduğunuz saçmalıkları da çarşaf çarşaf yayınladınız Rahip Brunson hakkında.
Şimdi gelin saçmalığınızı hangi boyutlara vardırma yeteneğine sahip olduğunuz bir cümleyi okuyalım gazete taklidi yapan "Saray tellalı"ndan:
"Kilise adına hayır işleri yaptıklarını belirterek FETÖ üyeleri aracılığı ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde bölücü faaliyetlerde bulunan Brunson’ın, sözde Kürdistan’ın kurulması amacı ile Kürt kökenli vatandaşları nasıl Hıristiyanlaştırıp ayrıştırmak için çaba harcadığı da fotoğraflarla gözler önüne serildi."
Aristo mantığına bile rahmet okutan bir cümle bu baştan sona.
Bakın ne yapıyormuş Rahip Brunson!
"FETÖ üyeleri aracılığıyla bölücü faaliyetlerde bulunuyor"muş.
Herkes bilir ki, "bölücü faaliyet" için hiç de elverişli eleman değildir "FETÖ üyeleri".
Demek ki boşuna kürek çekiyormuş Rahip Brunson. Hem de ne boşa kürek çekme.
Bir de ne yapacakmış biliyor musunuz; "sözde Kürdistan’ın kurulması amacı ile Kürt kökenli vatandaşları Hıristiyanlaştırıp ayrıştıracak"mış.
Kürdistan’ı kurmak umudunu Kürtlerin Hıristiyanlaştırılmasına bağlarsanız ancak o zaman kurarsınız "sözde Kürdistan"ı.
Bu rahip zaten olmayacak duaya "Amin" diyormuş.
Bir de bir iddia var ki Rahip Brunson hakkında, hani değil bir tane, 10 tane bilimkurgu roman yazarı bir araya gelse böyle bir cümle kuramazdı.
Ne yapmış Rahip Brunson biliyor musunuz, "2014-2017 yıllarında tam 1360 kez Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine, pek çok kez de Diyarbakır ve Mardin’e gitmiş".
İnsafınız kurusun.
2014’ten 2017’ye yani üç yıllık bir süreç için iddianız bırakın Diyarbakır’a ve Mardin’e gidişleri, sırf Suruç’a 1360 kez gitmiş Rahip Brunson.
Bir yılda kaç gün olduğunu biliyorsunuz değil mi; 365…
Yani üç yılda 1095 gün var.
Hani olmaz ya, İzmir’den Suruç’a bir günde gidip dönse ve üç yıl boyunca bunu her gün uygulasa, ancak 1095 kere Suruç’a gidebilir.
Bütün bu saçmalıkları iki yıl boyunca yazıp çizdiniz.
Aslında oynanan oyun belliydi; "Ver papazı, al papazı".
Erdoğan "istediği papaz"ı alamadı ama "rehin tutulan" papaz için "bağımsız yargı"ya bir adım attırdı.
Sonunda Rahip Brunson cezaevinden çıkartılıp evine konuldu.
Aynen Gazeteci Deniz Yücel olayında olduğu gibi o şeytanlaştırdığınız Rahip Brunson artık cezaevinde değil.
Peki, bu gazete taklidi yapan "Saray tellalları" nasıl gördü bu haberi biliyor musunuz.
En alçakça yalanları manşetlerine taşıyanlardan bir kısmı hiç görmedi.
Göreni de birinci sayfadan gazetecilik deyimiyle "pul gibi" verdi.
Ama öyle bir yüzsüzlükle verdiler ki… Sanki Rahip Brunson ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından bile çok daha ağır bir ceza almış gibi göstermeye kalkıştılar.
Mesela birinin başlığı şöyleydi:
"ABD’li ajana kelepçeli ev hapsi"
Yani tamam gerçekleri yazamıyorsanız ama hiç değilse yalanlarınıza, iftiralarınıza sahip çıksaydınız.
Rahibin tahliyesine karar veren mahkeme heyetine hesap sorsaydınız, "ABD’nin baskısıyla bu rahibi nasıl serbest bırakabilirsiniz" diye.
Elbette siz de biliyorsunuz mahkemeye bu kararı kimin verdirdiğini, mahkemelerin hiç de bağımsız olmadığını…
"Reyiz"e de hesap soramayacağınız için şeytanlaştırdığınız rahibin tahliyesi karşısında Türkiye’de yargı bağımsızmış gibi yaparsınız. Siz zaten "gibi yapmayı" çok iyi bilirsiniz. Çünkü uzun süredir "gazeteci gibi" yapıyorsunuz.
İnsan onuruna, meslek ilkesine gelince… Onursuzmuş, ilkesizmiş "gibi yapmanıza" ihtiyacınız yok çok şükür!