Baskın Oran
Yargı'nın (ve Türkiye'nin) şu andaki vahim karmaşası
Bu ülke, kuruluş dönemini (20’ler-40’lar) hiç saymıyorum, hep vesayet belası yaşadı. En az otuz yıl (1960-90) askerî vesayet belası. 2016’ya kadar Fethullahçı vesayet belası. Şimdi de "sivil" vesayet belası.
Demokrasiyi rezil eden bu vesayetlerin tümü, ama tümü, yargıyı alet etme yöntemiyle yürüdü, yürüyor. Üstelik, "Adalet Mülk’ün [Devlet’in] Temelidir" diye diye.
Şu anda berbatlık açısından özel bir dönem yaşıyoruz: Bi yandan Fethullahçı yargı itlaf ediliyor (telef etmek, yok etmek), bi yandan da tamamen aynı şeyler tekrar ediliyor. Yarın ne olacak, diyen yok. Katiyen ders alınmıyor.
Lafı uzatmadan; Fethullahçı yargı nasıl itlaf edilmekte, önce onu rastgele bikaç gazete manşetinden verip bellekleri tazeleyelim, sonra da aynı yöntemle şu andaki otomatik tekrarlara geçelim. Sadece son bikaç ayı alarak, kronolojik sırayla, kaynak vererek.
***
Şu anda tutukluluğu 492 güne varmış Osman Kavala’nın soruşturmasını başlatan isim: 17/25 Aralık’tan sonra meslekten ihraç edilen ve yurt dışına kaçan eski savcı Muammer Akkaş. (T24, 23.11.18).
MHP'li muhaliflere kurultay yolunu açan eski Ankara hâkimi Burhan Yaz'a, yargılandığı davada FETÖ üyeliğinden 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. (Cumhuriyet, 27.11.18)
İzmir'deki Askerî Casusluk davasına bakan İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi eski başkanı Atilla Rahman'a 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. (Cumhuriyet, 03.12.18).
Eski HSYK üyesi Şaban Işık'a FETÖ'den Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararıyla 10 yıl hapis. (Hürriyet, 05.12.18).
Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy davaları savcılarından Ercan Şafak'a, "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. (Duvar, 07.11.18).
Balyoz davası eski hâkimi Ali Efendi Peksak, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 12 yıl hapis cezası aldı. (NTV, 17.01.19).
Balyoz davasına bakan heyetten Yargıtay eski üyesi Ali Alçık, Yargıtay kararıyla FETÖ üyeliğinden 12 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. (HaberTürk, 24.12.18).
Bakan ‘Arınma tamam’ demişti: ‘FETÖ’den 17 hâkim ve savcı daha ihraç edildi. (Diken, 10.01.19).
Yargının tokmağı bu kez Balyoz hâkimine indi: 12 yıl hapis. (Diken, 17.01.19).
Yargıtay eski üyesi Mehmet Uslu'ya örgüt üyeliğinden 13 yıl 6 ay hapis cezası verildi. (Kamudanhaber, 12.02.19).
Amirallere Suikast ve Balyoz savcısına FETÖ'den 13 yıl 6 ay hapis. (Sputnik, 21.02.19).
Yargıtay eski üyesi Mustafa Akkuş'a FETÖ üyeliğinden 10 yıl hapis. (CNNTürk, 25.02.19).
Şimdi de, bunların şu andaki kopyala-yapıştır’larına geçelim:
***
Selahattin Demirtaş'ın avukatları tarafından AİHM kararına istinaden yapılan tahliye başvurusu reddedildi. (Sputnik, 30.11.18).
Metin Akpınar ve Müjdat Gezen hakkında soruşturma başlatıldı. (Cumhuriyet, 23.12.18).
Barış bildirisi imzacıları tarafından R. T. Erdoğan’a açılan iki (22.02.17 ve 21.04.18) ve S. Soylu’ya açılan bir hakaret davası (21.11.18) Yargı tarafından "kimin kastedildiği belli değil" ve "ifade özgürlüğüne girer" diyerek reddedildi.
Kanser raporunu halka açıklayan Bülent Şık için hapis istemiyle dava açıldı. (Agos, 02.01.19).
MİT tırları sanıklarının avukatına FETÖ'den hapis cezası (Sabah, 18.01.19).
HDP’den G. Kışanak’a 14 yıl 3 ay, S. Tuncel’e 15 yıl hapis cezası. (Vatan, 02.02.19).
Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan Dr. Gülsün Güvenli, 1 yıl 2 ay hapse ve bir şehit ailesini ziyarete gitme cezasına çarptırıldı. (K. Göktaş, Diken, 12.02.19).
Açlık grevi "örgüte yardım" sayıldı (Artıgerçek, 01.03.19).
İstinaftan ilk onay: Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan Prof. Füsun Üstel’e ertelemesiz 1 yıl 3 ay hapis (Cumhuriyet, 03.03.19).
Diyarbakır'da mahkeme, "Çerxa Şoreşê" marşının çalınmasını ağır tahrik kabul etti, marşı çalan öğrenciye İstiklal Marşı'nı el yazısıyla yazma cezası verdi. (Evrensel, 04.03.19).
***
Yargı bu "düzen"in farkına nasıl var(a)mıyor?
1) Yargı’ya talimat veriliyor, Yargı da dinliyor. Erdoğan: "Devletinin milletinin emrinde hâkimlere, savcılara ihtiyacımız var" (Artıgerçek, 12.11.18). Soylu: "Bu konuda kanun, kural dinlemeyin" (Cumhuriyet, 08.11.2018).
2) Tek Adam Rejimi yargı sürecini engelliyor, Yargı da ses çıkarmıyor. Şırnak’ta öldürdükleri genci boynuna ip bağlayıp zırhlı aracın ardından sürükleyen ve içeriden küfürlü video çekip internette yayınlayan 6 polise, Başbakan A. Davutoğlu’nun "Görevden men edildiler" açıklamasından sonra da dokunulamadı.
3) Yargı, Yargı’ya ediyor. Cemaatçi olduğunu itiraf ettiği ve Fethullah için kurduğu üniversiteye verilen 24 milyon TL’nin hesabını veremediği halde, Rixos otelleri sahibi F. Tamince’ye Antalya savcısı takipsizlik verdi. Yargıç İ. H. Kılınç soruşturmanın eksik yapıldığı gerekçesiyle bu takipsizlik kararını kaldırdı. Mevzuata göre savcının soruşturmayı tamamlayıp dava açması gerekiyordu fakat dava açmak yerine karar düzeltme talebinde bulundu. Bu talebi Yargıç Kılınç’ın karara bağlaması gerekiyordu fakat kendisi "izne ayrılmak zorunda kaldı". Onun yerine bakan yargıç "takipsizlik kararını kaldırma kararı"nı kaldırdı. Erdoğan’ın avukatı A. K. Köhle tarafından savunulan F. Tamince’nin dosyası böylece kapanmış oldu.
4) Yargı fena halde ürkütülüyor. Yukarıda adı geçen Yargıç Kılınç, 6 gün sonra HSK tarafından görevden alınarak ticaret mahkemesi hâkimi yapıldı.
Kılıçdaroğlu ve Berberoğlu’nun davalarına bakan hâkimler gece yarısı görevden alındı.
İzmir Karşıyaka Hâkimi Murat Aydın, CB Erdoğan’a hakaret maddesini (TCK 299) AYM’ye götürünce Trabzon’a sürüldü ve sonunda mesleği bıraktı.
HSK, CB Erdoğan’a hakaret davasında sanığa beraat veren Yargıç Aydın Başar’a, bir yargıca uygulanabilecek en ağır ikinci yaptırım olan "yer değiştirme" cezası verdi. Başar önce Zonguldak’a, sonra Erzurum’a sürgün edildi.
***
Mahkûm edilenler masum muydu, suçlu muydu bilmiyorum. Ama şurası net: Cehennemî bir süreç kendini otomatikman tekrarlıyor ve tekrarlatanlar çok çok yakın geçmişten hiç ders almıyor.