Hani okullara Osmanlıca koyacaktın; hadi koysana

Memlekette bu dili bildiğini zanneden bir Bülent hanım kaldı. 'Fevkaladenin fevkinde'ymiş. Hadi ordan. Yok öyle Osmanlıca mosmanlıca.

GALATASARAY: 4   KAYSERİSPOR: 1

Çok özel bir gün:

02. 02. 2020...

İster soldan sağa oku, ister Osmanlıca gibi sağdan sola.

İkisi de aynı.

O nedenle geldi aklıma, öğrencilere Osmanlıca öğretme safsatası.

Tabii kendisi de inanmıyordu da, Emevi Camii'nde namaz kılma balonu fıslayınca bir absürdlük fışkırtma ihtiyacı hasıl oldu ve bunu attı ortaya.

(Benimki de boşboğazlık. Hazretin aklına Suudi hurması getiriyorum durduk yerde. Yarın öbürgün kanal da masala dönünce, Osmanlıcayı yeniden hortlatır mı hortlatır. İyisi mi burada kesip maça dönelim.)

***

Dönelim de, hangi maça döneceğiz.

Galatasaray'ın karşısında rakip yok ki.

Kendi kendine oynuyor.

Kayseri ununu elemiiiş, eleğini asmış.

Futbolcular konu mankeni gibi.

'Sezon sonunda paramı kurtarabilir miyim; ne ederim de bir kulübe yamanabilirim' hesabı yaptıkları gün gibi ortada...

Akbaba ile Donk'un birkaç akıllı hareketi de seyircinin esnemesine engel olmuyor. Sarı-kırmızılıların geri kalanı, biraz hata yapalım da tribünler uyumasın diye çabalıyor ama konuğunun buna katkıda bulunmaya mecali yok ki...

Bir de memleketinde sivrisineğin uf ettiği sinek sıklet Onyekuru'nun, oyuna son on dakikada girmiş olsa da, estetiğini konuşturmaya fırsat bulduğunu ekleyelim...

Eh, madem üzerinde konuşacak bir maç değil, o halde her futbol hastasını ilgilendiren konuları eşeleyelim...

***

Trabzonspor'un geçen haftasonu deplasmanda yapacağı Malatyaspor maçı, bölgedeki deprem nedeniyle ertelendi.

Kararın açıklanmasının ardından, dün oynadıkları maç saatine kadar, evsahibine avantaj sağlayacağı için, maçın oynanmamasına Fenerbahçe'den itiraz geldi. Kimi gazeteci arkadaşlar ise "Sarı-lacivertli kulübe yakışmadı. Bu kadar acı arasında puan hesabı yapılır mı? Sözün bittiği yer. İnsanlık utandı" gibi ifadeler kullandılar...

Hiçbirine katılmıyorum. Fenerbahçe'ye ve aşağıdaki açıklaması nedeniyle Malatyaspor başkanına hak veriyorum. Bakın ne diyor Adil Gevrek:

"Federasyondan bizi aradılar ve rakibimizin gelmek istemediğini ilettiler. Bizden de erteleme talebinde bulunmamızı rica ettiler. Ancak biz maçın oynanmasını istedik. Bir an önce hayata dönebilmemiz için bundan daha güzel fırsat olamayacağını söyledik. Buna rağmen tek taraflı olarak erteleme kararı çıktı" dedi...

Gevrek'i arayanın kim olduğu belli. Bana yetki versinler, kanıtlayayım. Uyduya çıkan telefon kayıtları, kıyamete kadar kaybolmaz efendiler...

***

Futbol Federasyonu'nun hırsız müteahhitlerle, menajer komisyoncularıyla, ne iş yaptığı belli olmayıp onbinlerce lira maaş alan yandaş yanaşmalarla bir yere varamayacağı belli.

Kurumların henüz bu kadar cılklaşmadığı dönemlerde, 'fesat karıştırdığı' gerekçesiyle askeri ihalelere girmesi yasaklanan kişi, federasyonun başında yahu.

Başka söze gerek var mı?..

***

Bunları getirse getirse Avrupa hizaya getirir. Konuyla ilgili gelişmelerden henüz haberdar değilseniz arz edip, gözlerinizi daha fazla yormadan izninizle yola revan olayım. Bakalım bu Seyrantepe cenderesinden çıkıp, 2685 metre ötedeki evime geceyarısından önce ulaşabilecek miyim. (Yazının dibinde bir tavsiyemiz de olacak tabii...)

***

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'den yapılan başvuruları değerlendirirken, 5 dosyadaki deliller doğrultusunda, Futbol Federasyonu kurullarının "tarafsız ve bağımsız olmadığına" karar verdi.

Aralarında MHK'nin klasman düşürdüğü Serkan Akal'ın da bulunduğu 5 dosyayı inceleyen AİHM, başvuru sahiplerini haklı buldu, TFF iç hukukunun adil karar almadığına hükmetti. Özellikle TFF yönetimi ile Tahkim Kurulu arasında olmaması gereken bağlantıya dikkat çekilirken, adil yargılama hakkının engellendiğine vurgu yapıldı.

Süper Lig’de üst klasman yardımcı hakemi olarak görev yapan Serkan Akal’ın işine son verilme gerekçesi, doktor raporuyla istirahatli olduğu günlerde maçlarda görev yapmasıydı. Bu nedenle, veri hazırlama kontrol işletmeni olarak, taşeron firmaya bağlı çalıştığı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ndeki işine son verilmişti...

(İlk bakışta işveren haklı görülebilir. Ama hakemlik profesyonel olmadığından, hepsinin zaten bir işi var. Ayrıca, işten çıkartılmadan aylar önce medyada 'şahin gözlü' sıfatı verilmiş çalışanlarının hakem olduğunu bilmiyorlar mıymış da şimdi uyanmışlar?..)

AİHM ihlal ve beraberindeki tazminatın yanı sıra Türkiye'ye, TFF konusunda bir tür yükümlülük de getirdi. Kararda, TFF yönetimi ve Tahkim Kurulu'yla ilgili sistematik sorunların çözülmesi gerektiği hatırlatıldı.

AİHM karar dosyasındaki ifadeler şöyle:

"TFF Tahkim Kurulu üyeleri, göreve başlarken bağımsızlık ve tarafsızlık beyanında bulunmamaktadır. TFF mevzuatında, Tahkim Kurulu üyelerinin reddedilmesi halinde hangi usulün uygulanacağı, bu itiraz hakkında hangi makamın karar vereceği öngörülmemiştir.

TFF yönetim kurulu ile Tahkim Kurulu arasında yapısal bağ bulunmaktadır. TFF yönetim kurulunun, Tahkim Kurulu üzerinde etki edebildiği izlenimi doğmaktadır. Ayrıca Tahkim Kurulu’nu dış baskılardan koruyan bir yapılanma bulunmamaktadır."

Bunun üzerine dönemin iki yöneticisi; 1 yıl hak mahrumiyeti cezası verilen Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu ile yine açıklamaları nedeniyle 2 aylık hak mahrumiyeti cezası alan Galatasaray Asbaşkanı Sedat Doğan'ın avukatları da armut toplayacak değildi elbette... Onlar da çaldı AİHM'nin kapısını...

Eh, ne karar çıkacağı belli. Hakem Akal'ı haklı bulan mahkeme ne diyecek?

"Adil yargılama hakkının ihlali..."

***

Onun için, yüz yaşını geride bırakmış kulüplerin yöneticileri, ağalar, beyler, kardeşler; bırakın penaltıydı-değildi, ofsayttı-fauldü tartışmasını da, önce hukukun yerleşmesine katkıda bulunun...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi