İlkyarıda iki takım arasındaki belirgin fark, Brugge'ün hemen her ikili mücadelede rakipten adam eksiltme gayretine karşılık, Galatasaray'da Babel dışında kimsenin bunu denemeseydi. Sarı-kırmızılıların yürek daraltan yan ve geri pasları, aklıma Erman Toroğlu'nun sözünü getirdi: 

"Bu şekilde üç gün üç gece oynasanız gol atamazsınız..."

***

İkinci yarıda Galatasaray gole heveslenir gibi oldu. Feguli ve Nagatomo'nun uzaktan sert şutları yürekleri hoplattı. Falcao'nun artistik kafa vuruşunun gol olması da işten bile değildi...

Brugge çok diri bir takım. Rakiplerinden daha fazla pozisyon buldular. Ancak son vuruşlarda yetenek eksikleri sırıttı. Sırf bu nedenle, Galatasaray yenilse yazık olurdu diyebiliriz...

***

İki tarafın penaltı diye itiraz ettikleri iki pozisyon da penaltı değildi. Zaten Sloven hakem Vinci de var'cılar da aynı görüşteydi...

Sonlara doğru ev sahibi takıma Diagne girince, Galatasaraylılar derin bir ohhh çekti. Brugge'e kiralanmadan önce Galatasaray'da saç baş yoldurtan tukan kafanın, Galatasaray'a gol atacak hali yoktu ya...

***

Hakem Vinci'nin, Leonardo da Vinci'nin akrabası olması mümkün değil. Çünkü kendisi Sloven. Ama öyle bir maç yönetti ki, soyadaşının tablolarını aratmadı... 

Bu Fatih beyler de uslanmak bilmiyor birader. Zaman zaman şeref tribününü gayet manidar ifadelerle süzdü. Yarın UEFA'dan dört maç ceza gelirse, Şampiyonlar Ligi macerası sona erer...

***

Maçı iki Fenerbahçeli, bir Beşiktaşlı'yla ayran masasında izledik.

İşte onların izlenimleri.

Yakup Demirtaş (FB / Maç öncesi yorumu):

Galatasaray yenemezse 2-0 yenilsin.

(Maç sonrası yorumu):

Galatasaray bu takımı İstanbul'da parçalar...

***

Necdet Canaran:

Galatasaray sarı-kırmızı ama siyah-beyaz oynadı...

Ve Bülent Ay (BJK):

Sıkıntıdan patladım...