‘Organik’ Kaptan Amerika

Beyaz ve serum katkılı Kaptan Amerika Steve Rogers’tan kalkanı devralan Sam Wilson’un varoluş sorunlarına, bir geçmişin süper kahraman düşmanı şimdinin ABD başkanı Thaddeus Ross’un pişmanlıklarının eklendiği bir yapım var karşımızda. Daha organik bir Kaptan Amerika’ya hazır olun.

Marvel evreni yalnızca sinemada değil, dijital platform dizileriyle de genişleyip durduğu için hikaye ve karakterleri takip etmek hayli zorlaşıyor. Sağ olsunlar evrenin hayranları yazıp çizdikleri ve YouTube programlarıyla bizi aydınlatmasalar cahil kalacağız. Çünkü birbiriyle durmadan konuşan ve göndermeler yapan yapımlar söz konusu.

Ama “Yenilmezler” serisinin sonunda Kaptan Amerika Steve Rogers’ın bayrağı (pardon kalkanı) Sam Wilson namı diğer Falcon’a devrettiğini hatırlıyoruz. Bu hayli zor bir görev. Öncelikle beyaz, milliyetçi ve dopingli bir ‘süper kahramandan’ bayrağı devralmak ABD gibi bir ülkede sıkıntı. Siyah bir süperin kendisini topluma kabul ettirmesi hayli zor olabilir. Üstelik tam süper de sayılmaz çünkü özel bir yeteneği yok. Yeteneği giydiği kostümünden geliyor. Tıpkı Demir Adam Tony Stark gibi.

İşte Sam Wilson’un Kaptan Amerika olarak ilk kez arzı endam ettiği yapım bu hafta itibarıyla salonlardaki yerini almış durumda. Kahramanımızın sırtında hem Beyaz Saray’ın geçmişi şaibeli yeni patronunu hem de kamuoyunu memnun etmek gibi bir sorumluluk var. Üstelik bu film, yeni bir halkanın ilk ve en önemli düğümlerinden birisi. Yeni bir Yenilmezler serisinin temellerinin atıldığını anlıyoruz film boyunca.

Marvel filmlerinin birbirlerine referanslar verip durduğunu söylemiştik. “Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya” da (Captain America: Brave New World) bundan azade değil. Daha çok 2008 tarihli “The Incredible Hulk” filminin hikayesini tamamlıyor. Bu filmi Hulk’tan sonraki iki önemli karakteri General Thaddeus Ross ve kızı Betty Ross bağlantısı bu filmin devamlılık hikayelerinden. Betty’yi yine Liv Tyler canlandırırken, General Ross’a hayat veren William Hurt artık aramızda olmadığı için bu rol başka bir ustaya Harrison Ford’a emanet edilmiş. Hulk’un 2003 tarihli filminde ise bu rollerin Jennifer Connelly ve Sam Elliott’a ait olduğunu hatırlatalım. Yine Hulk serisinde gördüğümüz ajan Ruth Bat-Seraph da hikayeye dahil oluyor burada.

Yenilmezler serilerinde geçmişte süperlere karşı duyduğu şüphelerden ufak ufak arınmaya başladığına şahitlik etmiştik Thaddeus Ross’un. Üniformayı çıkarıp sivilleri çeken ve siyasete atılan Ross artık ABD başkanı olmuştur. Sam ile uyum içinde çalışmaktadırlar. Film “Eternals” filminde ilk kez gördüğümüz “Göksel Varlık”tan çalınan bir madenin kötü adamların eline geçmesini engellemek için yapılan operasyonla başlıyor. Adamantium (X Men’de de görmüştük) adlı bu element büyük bir güç ve enerji kaynağı. Ross bu elementi kullanarak dünya barışını inşa edebileceğini düşünüyor. Gerçi Çin ve Rusya dururken nedne doğal müttefikleri Fransa, Japonya ve Hindistan ile yapıyor pek anlamadık ama. Tabii geçmişin günahları peşini bırakmıyor. Marvel evreninin en zeki kötüsü Samuel Sterns’ün (Leader) Ross ile süperlere eziyet ettiği dönemden görülecek bir hesabı vardır. Ve insanları kontrol etme yeteneğiyle planını devreye sokar.

Filmin yaratıcıları sanki Trump’ın yeniden seçileceğin öngörmüş de ona bir temenni mektubu yazmış gibi! Geçmişi şaibeli, hayli kişinin canını yakmış birisinin başkan olduktan sonra içindeki iyiliği keşfedip, dünyayı barışa götürme arzusu güzel temenni. Ki gördüğümüz kadarıyla Trump da dünya barışı inşa edeceğini iddia ediyor! Ancak öte yandan da oradan buradan açıkça toprak talep ediyor, “vermezseniz gelip alırım” diyor. Ross’un durumu da biraz öyle. Tamam filmdeki kahramanımız çok zeki birisinin etkisinde olabilir ama Trump’un yanın da da zekası biraz tartışmalı olsa da Elon Musk duruyor! Nihayetinde Ross’un kırmızı bir Hulk’a dönüşüp ortalığın tozunu attığı bir final görmeyiz umarım gerçek hayatta da!

Filmin yaratıcılarının muhtemelen niyetli olmadıkları alegorileri bulup çıkarmayı bir yana bırakırsak Ross’dan daha çok Sam Wilson’ın kendini kabul ettirme hikayesi “Cesur Yeni Dünya”. Yazının girişinde de değindiğim gibi öncelikle siyah bir süper kahraman. Üstelik Yenilmezler evreninde o kadar da mühim birisi değildi daha öncesinde. Sadece halktan değil, diğer süperlerden de saygı görmesi zor. Üstelik, kendisinden önceki Kaptan Amerika gibi serumlu değil. Yani bedeninde süper güçleri yok. Ki kendisin bundan hayıflanıyor birkaç kez film boyunca. Özetle Sam Wilson organik bir süper kahraman. Tony Stark kadar zengin olmayınca altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için hükümete çalışmak zorunda ne yapsın!

Film Sam Wilson’un bu büyük sorumluluğu yani Kaptan Amerika olma misyonunu kaldırıp kaldıramayacağı üzerine asıl olarak. ‘Resmi’ kurumlara göre gayet başarılı bir iş çıkarmışa benziyor. Ancak, bu filmde halkı görme fırsatımız pek olmadı. O kadar süperin başına siyah birini geçirme fikrine hazır olmadıklarını mı düşündüler acaba? Öncekinin beyazlığı arada devletle kafa kafaya gelme özgürlüğü veriyordu ancak siyah bir Kaptan Amerika’nın devletle uyumlu çalışmak dışında bir şansı yok diye düşünülmüş anlaşılan. Marvel bu önümüzdeki dönemde yeni bir kuşak ile hem dijital platformları hem de sinema salonlarını dolduracak gibi görülüyor. Bakalım aynı nehirde ikinci kez yıkanabilecek mi?