Erdoğan neyse de, şu kısa ömrümde Bahçeli’yi Abdullah Öcalan’a yalvarırken gördüm ya, gam yemem artık.
Bütün bunlar olsaydı İstanbul belediye başkanlığına aday olan birisi Sayıştay’ın İstanbul raporunu okur ve hileleri savunmak zorunda kalıp önce 'Yalan' deyip sonra da okumadığını söylemezdi.
Babamın naaşı uçağa bindirilmeden sevgili Fikri Sağlar'dan telefon geldi, ben bir umut açtım, ancak otopsi yapıldığını öğrendim. Savcıya hiç kızmadım ama çok üzüldüm.
Anayasa değişikliği yapılmadan gelecek bir erken seçim –ki başka çaresi yok- AKP’yi en fazla %30 oyla baş başa bırakır ki, bu da bitişin başlangıcıdır.
AKP kötü bir jübileye hazırlanıyor, jübilesi yapılan esasında Erdoğan ama burada da figüran kullanıyor ve jübilesini Binali Yıldırım’a yaptırıyor.
Erdoğan küçük bir olasılık da olsa kazanmak istiyorsa Binali Yıldırım istifa etmeli ve Erdoğan adaylığını açıklamalı.
YSK itirazı kabul ederse yine siyasi bir karar vermiş gibi algılanacak. Kararı reddederse de seçimlerde en ufak bir hile yapılmadığını, alınan kararın siyasi olduğunu açıklamış olacak.
Binali Yıldırım, sen İSPARK’taki rüşvetin tamamını algılamadığın ve anlatamadığın için aday yapıldın, bu yüzden de ikincisinde de kaybetmeye mahkûmsun...
Cinsel istismar AKP hükümetiyle hortlamadı sadece arttı. Artma nedeni de siyasal islamın verdiği güvence ve beraberinde imamlar, ilahiyaçılar ve profesörler tarafından yapılan açıklamalar.
Evet, erken seçim geliyor, başkanlık bitiyor ve Erdoğan sade bir AKP genel başkanı olarak siyasete tekrardan atılıyor.
Bir insan tecavüzcü olup olmadığını yüz ifadesiyle belirtir mi, seri katil gibi, seri tecavüzcü filmleri mi seyretsem acaba?
Erdoğan eskiden seçime girerken bütün tartışmanın ana belirleyicisi olurdu. Etrafı yavaş yavaş Erdoğan’dan uzaklaştıkça tek başına hiçbir işe yaramadığını gördük.
Erdoğan bu seçimde de kendi konuşup Binali Yıldırım’dan bir Küçük Emrah çıkartacak. Yıldırım miting alanlarının bir köşesinde Erdoğan konuştukça elindeki mendille gözlerini silecek.
Birisi bir iyilik yapsa da Erdoğan’a bu filmi izletse, bir dünya liderinin sonunu görse, çıkışın artık olmadığını anlasa. Siyaset 'Ben böyle istiyorum' noktasına geldiğinde onun sonu yoktur.
Ustalığın da ötesi var mı bilmiyorum, şimdi kurduğun partiden 2 parti çıkmak üzere ve duyumlara göre Ergenekon ve MHP seni artık kapının önüne koymak üzere.
Erdoğan o garantiyi aldığında, emekli olur ve aynı Kenan Evren gibi Edirne sınırından çıkmamak kaydıyla köşesinde oturur.
Sonrası ver elini erken seçim ve yeni yeni pazarlıklar. Bu pazarlık kimleri içeriyor derseniz, CHP, İYİ Parti, AKP’den ayrılan parti yada partiler...
Gözünüzün önüne getirsenize, Erdoğan uzanmış musalla taşına ve başında Bahçeli, eğilmiş Erdoğan’ın kulağına ve 'Korkma, acımayacak' diye mırıldanıyor.
Erdoğan hem MHP’yi hem de Ergenekon’u arkasına almışken nasıl birden tek başına kaldı ve seçimler konusunda ağlayıp duruyor. Bunun çok nedeni var...
Öyle noktaya gelirsin ki, koskoca AKP genel başkanısındır ve cumhurbaşkanısındır ama belediye başkan adayını sen belirleyemezsin.
Basının önemli kalemleri, yani Erdoğan’ın yanında olanların büyük bir kısmı yavaş yavaş kurulacak muhalefet partisinin hizmetine girmek için yarış halindeler.
Giderayak Erdoğan ciddi bir boşluğa düşmüş durumda ve çıkış kapısını bulamıyor. Çünkü çıkış kapısının bütün anahtarları bugüne kadar yanından uzaklaştırdıklarında yada kovduklarında.
Erdoğan her mitinginde bunu söylemeye devam ederse, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na da Osman diye biri çıkar ve yumruğu vurur.
Bunun nedeni çok basit, aynı Turgut Özal’da, Bülent Ecevit’te olduğu gibi Erdoğan partiyi kendisinin kurduğu bir bakkal sanıyor.
Erdoğan hırsızlıkla kaybettiklerini anlatacak, oysa tekrarlanır da 100 bin farkla kaybederse bırakın bunu halka anlatmayı, artık bittiğini kabul edip siyaseti bırakması gerekecek.
MHP, AKP'nin girmediği yerlerde AKP seçmeninin oyunu alarak daha önce AKP'nin olan belediyeleri kazandı ama AKP'nin tek başına girdiği yerlerde destek vermedi.
AKP ve Erdoğan bu tavizi verdi ama şu tarz mırıldanmalar başladı: 'Biz AKP olarak 5 vekil çıkarmışız, MHP 1 ama başkanlığı onlara vermişiz.' Aynen dedikleri gibi oldu...
Seçimlerde görevli bütün görevlilerin atanması devlet yani o devleti yöneten AKP tarafından yapılıyorken, görevlilerin CHP lehine hile yaptığı mizanseni biraz fazla abartılı oldu.
AKP: Büyükçekmece'de seçimi bi daha yapalım, biz aradaki farkı kapatırız, o zaman hem Büyükçekmece'yi alırız, aradaki farkla da büyük şehri alırız.
Binali Yıldırım en tepeden aşağıya doğru çıka çıka zirveyi buldu.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.