'Tek merkezliler, tüketim odaklı toplum algısına küresel olarak daha da hız verdiler...'
'Kim-lik ile değil daha çok ne-lik ile ilgiliyim sanırım'
'Gelecek nesilleri tehlikelere hazırlıklı hale getirmek ve hayatta kalmak için olumlu deneyimleri süzüp, bir kenara atıyor. Olumsuzları kavanozluyor ve saklıyoruz.'
'Sanırım bunu herkesin öğrenmesi gerek; sadece eğlence değildir ki müzik…'
'Dikkatli okursanız görürsünüz, yazılarımda bir kadının ayak izleri vardır.'
Tam da 3 Aralık günü yanıtlıyorum bu soruyu. Kadırga’daki o muhteşem binanın yerle bir olduğu ve bizim Ersin’i kaybettiğimiz gün
'Bana öyle bir şey söyle ki şu sıkıntılardan kurtulayım?’ Bu zaten kolaya kaçan, yüzleşmek istemeyen kişilerin beklentileri… Ve bu beklenti Bir Başkadır’da karşılanmış.'
‘Tanrıçaları tekrar toplumun içine entegre edemedik. Hala Tanrılardayız…’
Tüm bu yapımlar ne kadar yaralı olduğumuzun, dinlenmeye/konuşmaya ne kadar ihtiyacımızın olduğunun göstergesi.
Pandemi nedeniyle seyirciyle yüz yüze olamayan ve çevrim içi yapılan gösterimler, çeşitli sebeplerle, şimdiye kadar ulaşamadıkları seyircilere ulaşma şansı da demek aynı zamanda.
'Çünkü artık buna bir ad koymamız gerekecek galiba'
'Toplumsal bütün sorunlar daha şiddetli bir şekilde belki de pornografik olarak ortaya çıktı.'
Ki ana akım gerçekten kopuk bambaşka, paralel bir evrendeki kendini tekrar eden bir yapıya dönüşür o zaman.
Çocuklar daha materyalistik bir dünyada, almak ve tüketmek üzerine mesajlara maruz kalıyorlar.
Bu yarışmacı anlayış ve kültürden dolayı çocuklar çok şey yitiriyorlar. Bunu bir parça da fotoğraf için söyleyebiliriz. Burada yarışma filan yoktu.
Biz uzun zamandır böyle bir uyanışa geçtik şimdi sesimiz de daha gür çıkıyor diye düşünüyorum.
Nöbetten çıktığımda oğluma bakarken bayıldım ve uyudum, gerisini hatırlamıyorum.
Koronanın çıkması da konfor alanının dışına çıkmak aslında. Hepimiz tanımadığımız, bilmediğimiz bir şeyle karşılaştık ve bir anda eve tıkıldık.
Elbet çözüm önerileri var her birim için. Ama en büyük sorun, bütün birimlerin tek bir ses olmayı başarabilmesi ki o zaman sektör olduk diyebileceğiz.
'Zuckerberg’e öfkelenmeden önce kim hangi mecrayı nasıl kullandığına biraz dikkat etsin bence. Çok kolay ‘game’ oluyoruz.'
'Yani bedende yaşıyoruz, bir bedene sahibiz ve onu taşıyoruz ve beden de bizi taşıyor ama bazen de en uzak…'
'Neden tiyatroyu bütün teknolojik uzantılarından, mekanların kapatıcı etkisinden de kurtarıp, seyirciyle direk temas etmeyeyim ki?'
'Hiçbir zaman 'oh çıktım ülkemden, şimdi yeni ufuklar geliyor.' diyen bir mülteciye rastlamazsınız. Genelde yutkunmak zorunda olarak çıkarlar.'
Peki, siz büyüyünce ne oldunuz? Çocukluğunuzda cevapladığınız gibi astronot, kaşif ya da doktor, mühendis oldunuz mu hepiniz? Ya da paşa, aslan, prenses olmadığınızı anladığınızda ne oldu?
Sözün kısası bakma/yüzleşme cesareti tutum almaya mecbur kılar.
Bilgi, yüklediği sorumluluklardan hatta zorunluluklardan ötürü de pek kabul gören bir yerde değildir her zaman
Yaratıcılığı, hayatlarımızda çocuksu bir keşif ve heyecan için mi yoksa sorun olan üzerine düşünüp taşınıp direnci ve dayanıklılığı artırmak için mi kullanacağız?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.