Demek ki, Hakan Fidan’ın bir görev kusuru yok. Yani, askerdeki hareketlenmeyi, bu yöndeki rivayetleri, haberleri çok önceden Cumhurbaşkanı'na bildirmiş.
Erdoğan 2004 duruşunu sürdürüp Kürt meselesini, Kıbrıs meselesini çözüp Türkiye’yi AB üyesi yapabilse idi bu yüzyılın en önemli siyasi figürü olabilecekti.
Eser Karakaş: Demek ki ortaya çıkanlar ve yazılanlar o kadar da etkisiz değil ki, bu saldırıyı yaptılar. Bu işin hayırlı tarafı onların bu korkularının ortaya çıkması.
Türkiye eğitim sistemi bir marangozhanedir, İHL’ler daha da fazla marangozhanedir, bu çerçevede Ahmet Hakan’ın meseleyi anlamamasını çok iyi anlıyorum.
Çok ama çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıyayız sanki.
Çiftliğinde (kamu) bankaları var…. 'Medyaya teminatsız kredi var', 'Yandaş basına ilan var' diye bağırır, çiftliğinde Erdoğan babanın.
Bir kurumun sağlığı, etkinliği dış denetime açık olduğu kadardır.
Muhalefet partilerinden de hem yönetimden ciddi bir fayda-maliyet analizi talebi yok hem de kendi fayda-maliyet çalışmaları ortada değil.
KHK’lı meslektaşlar muhtemelen YÖK Başkanı ile meslektaş olmaktan gurur duymayacaklardır ama maalesef kağıt üzerinde durum bu.
Bu şartlar altında kimsenin “ben seninle resim veremem”, “senle masaya oturamam” gibi dangalaklıklar yapma hakkı yok. Çocuklarınız ve torunlarınız sizi affetmezler.
Bir tarafa Yahya Kemal’i öbür tarafa da bugünün sözde milliyetçilerini koyduğunuzda karşınıza inanılmaz can sıkıcı bir manzara çıkıyor ve kanımca bu can sıkıcı manzaranın özeti bir 'çöküş'.
Terör var terör var, terörün makbulü de var, kötüsü de var devletimiz için anlaşılan.
Erdoğan’ın belirttiği rezervden Merkez Bankası'nın piyasalara borcunu çıkardığınızda eksi altmış milyar dolar rezerv ortaya çıkıyor.
En başta S-400 meselesi geliyor bu masadaki soruların başında; “S-400’leri sarımsaklasak mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?” meselesine benziyor bu tartışma.
Bugün gelinen noktada Merkez Bankası'nın elinde artık kurları döviz satarak baskılayacak kaynağı yok, tek silahı faiz.
Bugün, yorumsuz olarak, 20 Mayıs 2013 tarihinde Taraf gazetesine referansla Radikal gazetesinde çıkan bir haberi aktarıyorum.
Vizyona 2021 Haziran’ında girecek bir Türkiye filmi çekilse, bence Türkiye’nin bugünkü korkunç durumunu müsilaj istilası kadar iyi sembolize edebilecek başka bir konu yok.
Çok net ifade ediyorum, bizim mahallenin modernlerinin önemli bir Diyanet yaklaşımı sorunu vardır.
Atatürk’ün makamında oturan Cumhurbaşkanı'nın anında tepki vermemesi de anormal.
Çavuşoğlu, etno-kültürel aidiyet olarak kendini Türk hissediyorsa istediği kişiye Dışişleri şapkasını çıkarıp “soydaşım” diyebilir ama bu ifadeyi bir Bakan olarak kullanamaz.
Eser Karakaş, suç örgütü lideri Sedat Peker'in bugün yayınlanan videosundaki iddialar ile ilgili Artı TV'de açıklamalarda bulundu.
Uyuşturucu konusunu konuşuyor ya Türkiye, ben de yorumsuz bazı narko seçkilerini okurlara sunuyorum.
Türkiye büyük tüketici olmasa bile neden dağıtıcı ülke seçildi narkotik imparatorlukları tarafından?
Sedat Peker’den dinledikleriniz ile Mehmet’in on yedi sene önce yazdıklarını lütfen bir karşılaştırın, çok öğretici olacaktır.
AKP bu cehennem ihtimalinden önce erken seçime gitmek isteyecektir.
Bu eğitim kalitesi, bugün için Türkiye’nin hukuk devleti çöküşü kadar büyük bir sorunu.
Soylu muhalefet partilerinin yanına utanmadan Erdoğan’a ve AKP’ye muhalefet eden basını da eklemektedir suçlama cüretinde.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatı neyimize yetmiyor, hem birleştirici hem de sıfır dışlamacı.
Tümevarım yöntemi önemli: Bu kokain Türkiye’de kime geliyordu, bu bilgi kamuoyu ile bir paylaşılsın mesela, bakın büyük resim nasıl yavaş yavaş aydınlanmaya başlayacak.
Bir tekil olayın peşine düzgün bir biçimde gidilsin, bütün bağlantıları nominal olarak bilinsin, ortaya çıksın, resmin bütününe, büyüğüne ulaşmak çok daha kolay olacaktır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.