Bakalım çocuklarınız hangi havayı soluyarak büyüyecek... Nükleerden, termikten kirlenen gıdalarla nasıl beslenecek, hangi suyu içecek?
Gezi’de hayatını kaybeden, ağır yaralanan, hayatı kararan pırıl pırıl insanlara ve onların ailelerine sözümüz var: Bu topraklarda, hep beraber, barış içinde yaşamayı başaracağız.
Kendi suretini ister manzara, ister yıkım, ister kaza olsun, her şeyin önüne boncuk gibi yerleştirmeyi marifet saymak çok yaygın.
Çözüm sürecinden artık hiç bahsedilmediği, barışı savunmanın dahi kriminalleştirildiği, barışı savunan siyasetçilerin tutuklandığı bir Türkiye’de, barışı konuşmanın tam da zamanı.
Açlıkla terbiye etmek isteyen iktidara, açlıkla başa çıkılabilir mi? Keşke kendi bedenini cezalandırmaktansa yaşamı savunmanın başka yolu bulunabilse...
Ne yazık ki çocukların ölümüne sebep olanlar ortaya çıkarılıp cezalandırılmadıkça ve OHAL normalleştirildiği sürece Muhammet’ler, Furkan’lar uykularında ölmeye, öldürülmeye devam edecek
Ergen yaştaki çocukların kafayı ‘hayatı en iyi şekilde yaşamaya’ yormaya hakkı var. Ama tarih bilgisine, biraz akla ve bir gıdım vicdana sahip yetişkinlerin artık yok.
Köprüleri bizzat birer birer dinamitledikten sonra tekrar geri dönüp ‘Pardon ya... Şuraya, buraya birer yama yapalım’ diyerek hakikaten gönülleri tekrar fethedebilir misin?
Büyüklerin siyasi mesajlar vermek, birilerine yaranmak uğruna geliştirdikleri anlaşılan bu ‘dahiyane’ fikrin, o yaştaki çocukların ruhunda yarattığı fırtınayı düşünen yok tabii.
17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının üzeri kapatıldıktan sonra AKP seçmeninin çoğu yolsuzluğa ikna olmadıysa. Şimdi kalkıp ‘oylar şaibeli, sandığın namusu kalmadı’ diye ses mi çıkaracak?
Biliyoruz ki bu 'maç'ta kurallar devamlı değişiyor, hatta kuralsızlık hakim. Ortaklaşarak, düşmanlaştıran söylemlere kapılmadan, serinkanlı, evrensel değerleri savunmaya devam.
Şüphesiz bu sorulara verilecek cevap, yöntem ve dayanışma arayışı, ‘hayır’ çıkarsa daha güçlü olacak. İktidar partisinin salt OHAL koşullarında dayattığı oylamanın içeriği, kullandığı araçlar ve üsluba bakarak ‘evet’ çıkarsa bu arayışın daha zor olacağı ortada.
Afet Yasası’nda yapılan son yönetmelik değişiklikleri, Başkan’ın kararname çıkarma hakkıyla birleşince ortaya son derecede ürkütücü bir tablo çıkıyor. Kamu yararı ve vatandaşların talepleri gözetilmeden, emlak ve inşaat şirketlerinin kar amaçları uğruna konutlara, mahallelere el konabilir...
İddianamede yer yer tasfiye edilen ‘Atatürkçü yönetici ve yazarlara' atıf yapılmış. Anlaşılan bir grubun gazeteden tasfiye edilmesinden duyduğu intikam hissi...
Gazeteciler ‘haber yazmak suretiyle algı oluşturmak'la suçlanıyorlar ki böyle bir suçlamanın ne ceza kanununda ne basın kanununda yeri var. Kaldı ki bu...
Cengiz Aktar, Mehveş Evin, Erol Özkoray ve Hüseyin Çakır her hafta yazılarıyla Artı Gerçek'te. Artı Gerçek haber sitesi güçlü yazar kadrosuna yeni...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.