Ermeni soykırımını 24 Nisan tarihinde anmamızın sembolik bir anlamı var. Ermeni halkı bir günde katledilmedi elbette. Soykırımın öncesinde, esnasında ve sonrasında olanlara bakacak olursak soykırım bitmedi de. Türk devletinin inkarcılığı ve saldırganlığı hala sürüyor. “Yaptık. Yine yaparız, her fırsatta yaparız” diyen zihniyet hala güçlüdür ve iktidardadır. Son Karabağ savaşında Talat Paşa posterleri taşıyan kalabalıklar Agos Gazetesi’nin önünde arabayla tur atıyorlardı…

24 Nisan 1915’te, Osmanlı yetkilileri, İstanbul’daki Ermenileri, toplu halde tutuklamaya ve sürgün etmeye başladı. 240 Kişi evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Tutuklananlar, çoğunlukla milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, tiyatrocu, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi olan aydınlardan oluşuyordu. Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi onlar.

Yani önce Ermeni halkının aklı, fikri, siyaseti, hareket kabiliyeti hedef alındı. Sonrası malum…

BUGÜNLERE DÖNELİM

14 Mayıs seçimleri artık kapıda. Cumhuriyet tarihinin en baskıcı, en otoriter rejiminden kurtulmak için her alanda büyük bir direniş ve mücadele sürdürülüyor. Tüm anketlere göre Kılıçdaroğlu önde. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tutumu hem Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı’nı hem de AKP’ye hükümet kurma imkanını kaybettirecek.

Kürtler, Türkiye demokrasisini kurtaracak olan en önemli güç haline geldiler. Başka bir deyişle Kürtler, Türklerin kurtuluşunu sağlayacak.

Peki bunun bedeli ne?

ANF’nin haberine göre, Amed merkezli soruşturma kapsamında 24 Nisan gecesini 25 Nisan’a bağlayan sabaha karşı 21 ilde yapılan ev baskınları gerçekleşti. Düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda en az 126 kişi gözaltına alındı. 216 kişi hakkında gözaltı kararı var. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler, avukatlar, sivil toplumcular ve çok sayıda sanatçı var.

Üşenmeyin, evlerinden yaka paça götürülenlerin isimlerini ve mesleklerini okuyun. Tamamını yazmak gereklidir…

Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Abdurrahman Gök, MA muhabirleri Ahmet Kanbal ve Mehmet Şah Oruç, JINNEWS Muhabiri Beritan Canözer, Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, Xwebûn Gazetesi İmtiyaz Sahibi Kadri Esen, gazeteciler Mehmet Yalçın, Mikail Barut, Salih Keleş ile Remzi Akkaya, Mehmet Öner, Halise Dakalı, Resul Temur, Pirozhan Karali, Muhittin Muğuç, Özüm Vurgun, Bünyamin Şeker, Fırat Taşkın, Zozan Acar, Büşra Eylül Özgültekin, Burhan Arta, Jiyan Sametoğlu, Metin Özbadem, Gurbet Özbey Öner, Adile Salman, Şerzan Yelboğa, Süleyman Şahin, Gülistan Ataş, Fırat Yıldız, Serhat Hezer, Kenan Anğay, Şirin Şen, Bahar Oktay, Berdan Acun, Havva Bildik, Halil Delen, Habat Mimkara, Devrim Demir, Yavuz Akkuzu, Özcan Ateş, Elvan Köçer Yıldırım, Şahperi Alphan, Sezen Mercan, Maria Öztopuz, Suat Mustafa Şenci, Veysel Moray, Hüsamettin Kılıç, Şehmus Karadağ, Semira Akkor, Faris Türk, Tarık Zafer Yazgan, Nurettin Bakan, Nasip Gültekin, Eşref Yaşa, Alattin Zuğurli, Haydullah Zuğurli, Doğan Hatun, Rıfat Roni, Gani Alkan, Sezgin Bayram, Sena Özbey, Şahperi Alphan Bayhan, Sadettin İnal, Kibar Suvari, Velat Ersin, Kevve Çelik ve Mesut Baskın.

Soruşturma kapsamında, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) Amed, Wan, Riha, Êlih, Mêrdîn şubelerine sabah saatlerinde baskın düzenlendi.

Gözaltına alınan avukatlardan bazılarının isimleri şöyle: Amed’ten Mehmet Öner, Halise Dakalı, Özüm Vurgun, Bünyamin Şeker, Berdan Acun, Pirozhan Kaleli, Resul Temur, Fırat Taşkın, Salih Tekin, Sozan Acar, Büşra Eylül Özgültekin, Burhan Artan, Şerzan Yelboğa, Süleyman Şahin, Gülistan Ataş, Fırat Yıldız, Serhat Hezer, Kenan Aygay, Şirin Şen, Bahar Okay, Riha’dan Gurbet Özbey, Ruşen Doğan, Metin Özbadem, Mêrdîn’den Kenan Anğay, Jiyan Samedoğlu.

Amed Şehir Tiyatrosu, Dicle Kültür Sanat Derneği, Mezopotamya Kültür Sanat Derneği ve BKM de baskınların hedefinde yer aldı. Derneklere yapılan baskınlarda gözaltına alınanlardan bazıları şöyle: Devrim Demir, Yavuz Akkuzu, Elvan Köçer Yıldırım, Özcan Ateş, Sena Özbey, Şahperi Alphan Bayhan, Sadettin İnal, Kibar Suvari, Velat Ersin ve Kevve Çelik, Mesut Baskın.

Belki tarihin denk gelişi ve olayların bu denli benzerliği sadece bir rastlantıdır. Fakat elbirliğiyle devirmeye çalıştığımız kötülüğün Kürtlere mesajı nettir.

Asimilasyon, imha, inkar ve hatta soykırım…

BASKINLAR MİLLET İTTİFAKI İÇİN BİR ŞEY İFADE EDİYOR MU?

Cumhuriyet tarihinin en mezhepçi, en ırkçı ittifakı gözünü iyice karartmış belli ki.

Peki ya Millet ittifakı?

Bu baskınlar, gözaltılar size bir şey ifade ediyor mu?

Kürtlerin oyunu almak istediğiniz aşikar. Peki onlar için nasıl bir gelecek hayaliniz var?

Bu insanların yanına gönderebileceğiniz bir belediye başkanı, bir cumhurbaşkanı yardımcısı adayı, bir milletvekili falan yok mudur?

“Yaptık. Yine yaparız, her fırsatta yaparız” diyen soykırımcılardan Kürt halkını korumak gibi bir isteğiniz var mıdır?

Diyarbakır orada duruyor, oylarını istediğiniz insanlar bekliyor.

Hepimiz bekliyoruz…

Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.