Açın saray sofrasında Akşener’e bir yer

Akşener’in iki eski mesai arkadaşı olan Çiller ve Ağar bugün Saray’ın tarafına geçtilerse, Akşener niye geçmesin?

Meral Akşener ve partisinin siyasal yaşamdaki ağırlığı azaldıkça, HDP’ye yönelik dışlama ve tecrit etme çabaları da tırmanıyor. Buna AKP’yle yaklaşma, MHP’yle yeniden yan yana gelme yoklamaları da eşlik ediyor. 

2018 seçimlerinde, HDP’yi "Kürt siyasi hareketinin temsilcisi" olarak tanımlayan, Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen Akşener, gün geldi, "terör örgütünün yanında konumlandırıyoruz" sözleriyle HDP'yi itham ederek, iktidarla dil ortaklığı kurdu. 

Akşener, son olarak, "tüm vatandaşların ve tüm siyasi partilerin bir araya geldiği" bir "Memleket Masası" çağrısı yaparken, HDP’yi ve ona oy veren 6 milyon vatandaşı dışarıda bıraktı. Böylece, HDP’yi bir siyasi parti, HDP seçmenlerini de vatandaş olarak görmediğini ilan etti!

Türkiye’nin 3. büyük partisi HDP’nin olmadığı, dışlandığı bir masa memleket masası olamaz. Olsa olsa saray sofrası olur. Anlaşılan Meral Akşener’in de bu çağrıdaki muhatabı saray erkanıdır. MHP lideri Bahçeli’nin hızlı ön alma çabasına rağmen, bu çağrının saray çevresinde olumlu karşılanacağını öngörmek gayet mümkün. Akşener’in iki eski mesai arkadaşı olan Çiller ve Ağar bugün Saray’ın tarafına geçtilerse, Akşener niye geçmesin? 

Devlet Bahçeli’nin "üç hilalin tek başına iktidarından" bahseden açıklamalarının yardımcısının hesabından tivitlendiği, İçişleri Bakanı Soylu’nun istifasının Bahçeli’nin yoğun çabaları sonucunda geri çevrildiği bu günlerde Akşener’in "Memleket Masası" çağrısı saraya "onunla değil bizimle yürü" çağrısı da değil midir? Saray’a sıcak mesaj vermenin en kestirme yolu, HDP’ye saldırmak. Saray’ın uzlaşamayacağı, tavizler vererek yanına çekemeyeceği başka bir parti görünmüyor. CHP mi? İnfaz Yasası’na karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaktan dahi çekiniyor, yalpalıyorlar. Silivri hapishanesinde 44 mahpusta COVID-19 tespit edildiğinin Savcılık tarafından bile kabul edildiği günlerde, CHP başvuruyu erteledi. Tıpkı dokunulmazlıklarda olduğu gibi "Anayasaya aykırı ama evet" demeleri şaşırtıcı olmaz. 

2014’ten bu yana Türkiye siyasetinin yeni bir yasasıdır: Ne zaman HDP’ye saldırılar yoğunlaşırsa, anlayın ki büyük bir değişim yakındır. HDP’nin bünyesine toplanan siyasal ve toplumsal hareketler, gerçek bir değişim talep ettiği, HDP siyaset düzleminde ezilenleri temsil etmeye aday olduğundan böyledir. Ekonomik krizin iktidar bloğunun tabanını beklenmedik bir hızda erittiği, AKP+MHP’nin birleşik oy oranının %40’a ve giderek daha aşağıya doğru indiği günlerde, ezilenler bu krizden demokratik hak ve kazanımlar elde ederek çıkmasın diye İyip de sarayın tarafına geçebilir.

MHP ve İyip aralarında iş bölümü yapmış gibi bir izlenim veriyorlar. Devlet Bahçeli iktidarı, Meral Akşener ise muhalefeti faşist ırkçılığa doğru itekliyor. Son anketlere göre, her ikisi de barajın altında oldukları halde hem muhalefeti hem de iktidarı belirlemeye çalışıyorlar. Toplamda iki yönlü bir ırkçı dalganın itici gücü durumundalar. Kayseri’de ülkücü teröristlerin Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in mezarını kazıp cansız bedenine işkence yapma tehditleri savurduğu cehennemi ortamın yaratılmasında her ikisi de büyük pay sahibidir. (İyip’in bu vahşi saldırıyı, bu insani düşkünleşmeyi tek kelimeyle dahi eleştirmemesi de bundandır.) Sanki aynı partinin, biri iktidar ortağı, diğeri Millet İttifakı bileşeni olan iki kanadı gibiler. Aslında aralarında ideolojik farklar çok sınırlı. Siyasal farklar ise geçici. Geçmişte Erdoğan’ı daha ağır biçimde eleştiren Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş bugün neredeler?

Peki, Meral Akşener sinyallerini verdiği yönde ilerler ve Bahçeli ve Perinçek’le birlikte Cumhur İttifakı’na katılırsa ne olur? Ana duyarlılığı laiklik (laikliğin oldukça milliyetçi, hatta ırkçı bir yorumu) olan İyip kitlesinin çok küçük bir kısmını peşinden götürebilir. Bu kitleyi Millet İttifakı ortağı CHP’ye kaptırır. Ama muhalefet de İyip’in sürekli şantaj ve geriye çekmelerinden kurtulmuş olur. Aynılar aynı yerde toplanır. Ne cumhurbaşkanlığı ne de yerel seçimlerde hiçbir varlık gösteremediği halde muhalefeti Sarayın beklentileri doğrultusunda dizayn etmeye çalışan Akşener de böylece yüzündeki muhalif maskesini çıkarmış olur.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi