Anayasa Mahkemesi’nden önemli bir karar

Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun “silahlı örgüt üyesi olmayana silahlı örgüt üyeliği cezası” öngören maddesini iptal etti. Bu karar ufak da olsa, hukuk devleti yönünde bir adımdır ve aynı maddeyle ilgili AİHM'in aldığı kararlar ile de uyumludur.

Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun “silahlı örgüt üyesi olmayana silahlı örgüt üyeliği cezası” öngören ünlü 220/6. Maddesini iptal etti.[1] İptal gerekçesinde, bu maddenin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ve ifade özgürlüğü aleyhinde yapısal bir ihlal sebebi olduğu belirtildi. Bu karar, kimi medya organlarınca (Hrant Dink’in katili) Ogün Samast hakkında yeni açılan dava üzerinden tartışılmaktadır. Oysa aslında, demokratik hukuksal normlar yönünden, AİHM kararlarına paralel bir karardır.

Anayasa Mahkemesi, söz konusu kararında Patnos ve İstanbul (22.) Ağır Ceza Mahkemelerinin başvurusu üzerine, TCK’nın 220/6. Maddesinin anayasaya uygunluğu sorununu incelemiştir. Netice itibariyle, bu kanun maddesinin anayasanın 38. Maddesine aykırı olduğunu (§35) saptayarak, iptaline karar vermiştir.

Ancak ne var ki, AYM, kanun maddesinin iptalinin, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 4 ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir (§40). Böylece bu madde, bünyesinde taşıdığı tüm yapısal ihlallerle birlikte, 4 ay daha geçerli olacaktır. AYM bunda nasıl bir “kamu yararı” görmüştür, bilinmez. TBMM 220/6’da anayasa aykırılığı giderecek bir değişiklik yapmaz ise, bu kanun maddesi 8 Nisan tarihinde yürürlükten kalkacaktır. O zamana değin, bu maddeden ceza alanlar, haksız yere hapiste kalmaya devam edecektir.

Anayasa Mahkemesi bu kararı 26 Ekim’de aldığı halde, karar Resmi Gazetede 8 Aralık’ta yayımlanmıştır. Bu bir buçuk aylık gecikme ise ayrı bir tartışma konusudur. Zira “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır.” (Anayasa madde 153). Böylece maddenin yürürlükten kalkacağı tarih de 1,5 ay kadar geciktirilmiştir.

Zaten aynı konuda Anayasa Mahkemesi’nin daha 2021 yılında aldığı bir pilot karar mevcuttur (Hamit Yakut kararı[2]). Bu pilot kararda Anayasa Mahkemesi, bu maddenin özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan yurttaşlar aleyhinde yaygın, sistematik ihlale sebep olan yapısal mahiyet taşıdığını saptamıştır. Bu karara göre; söz konusu 220/6 maddesinin “içerik, amaç ve kapsam itibariyle belirli olduğundan söz edilemez.”

AYM, toplantı gösteri yürüyüşüne katıldığı için 220/6’dan cezalandırılan Hamit Yakut isimli yurttaşın maruz kaldığı “ihlalin bizzat kanun hükmünün lafzına dayalı yapısal bir sorundan ve derece mahkemelerinin kanuna ilişkin geniş yorumdan kaynaklandığı” kararına varmıştır. Bu sebeple de; “İhlalin yapısal sorundan kaynaklandığı anlaşıldığından pilot karar usulünün uygulanmasına” ve “yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin yasama organına bildirilmesine” karar vermiştir. Bundan ötürü, o tarihten bu yana hiçbir mahkeme 220/6’dan mahkûmiyet kararı verememektedir. Ancak ne var ki TBMM bu konudaki gerekli yasal düzenlemeyi yapmadığı için bu utanç verici kanun bugüne değin varlığını korumuştur. Bu kanuna karşı iki ayrı ceza mahkemesi anayasaya aykırılık itirazı yapınca, bu kez AYM maddeyi tümden iptal etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, bu kanun maddesinin özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan yurttaşlara karşı hak ihlaline yol açtığını belirtmiştir. Nitekim belli bir gösteri yürüyüşü için, yasadışı bir örgütün de kamuya açık bir çağrısı söz konusu ise, gösteriye katılan her bir yurttaş “terör örgütü adına suç işlemekten” ceza alabiliyordu. Bu şekilde, on binlerce yurttaşa mahkemelerce ağır cezalar verilmiştir. Pek çoğu hala hapishanelerdedir.

Anayasa Mahkemesi bu kararla, 220/6’nın içeriği itibariyle “öngörülemez” olduğuna karar vermiştir. Yani hiçbir yurttaş bu maddeyle ne zaman karşılaşacağını, hangi suçlamanın bu kapsama sokulacağını bilemez. Anayasa Mahkemesi’ne göre, örgüte üye olmayan bir kişinin örgüt üyesi gibi cezalandırılması hak ihlaline sebep olmaktadır (§31-32). Keza bu madde, “ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ya da örgütlenme ve din ve vicdan özgürlüğü gibi temel haklar üzerine güçlü bir caydırıcı etki yaratmaktadır.” (§33).

Bu utanç verici kara maddeyi Anayasa Mahkemesi iptal etmiştir. Zorbalığın, hukuksuzluğun koyulaştığı bir dönemde, bu, ufak da olsa, hukuk devleti yönünde bir adımdır. Bu karar aynı maddeyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı kararlar ile de uyumludur. TBMM’de çoğunluğu elinde tutan Cumhur İttifakı’nın bu iptal kararı konusunda ne yapacağını ise önümüzdeki aylarda göreceğiz

.[1] Esas sayısı 2023/132, karar sayısı 2023/183, Karar tarihi 26/10/2023, Resmi Gazetenin 8 Aralık 2023 tarihli 32393 no.lu sayısında yayımlanmıştır.

[2] Başvuru no: 2014/6548, Karar tarihi: 10/6/2021, Resmi Gazetenin 3 Ağustos 2021 Salı günkü sayısında yayımlanmıştır.


Alp Altınörs: Çevirmen, yazar, siyasal iktisatçı, düşünce işçisi. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinden çeviriler yapmakta ve bu dillerde araştırmalar yürütmektedir. "İmkânsız Sermaye- 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır. Uluslararası siyasal iktisat, uluslararası ilişkiler, filoloji ve tarih disiplinlerinde; SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi, sosyalizmin sorunları ve 19. Yüzyıl Rus edebiyatı üzerine pek çok makalesi ve çevirisi bulunmaktadır. TED Ankara Koleji Lisesi'ni ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiştir. 2008 yılında İstanbul'da kurulan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nin koordinatörlüğünü yürütmüş siyasal iktisat dersleri vermiştir. 2014-2016 yıllarında HDP Merkez Yürütme Kurulu'nda yer almıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi