Musa Özuğurlu

Musa Özuğurlu

Bir seçim malzemesi olarak mülteciler

Soru şu: Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Özdağ'ın da söz verdiği gibi mültecileri gönderebilir mi? Kolay değil, hatta neredeyse mümkün değil.

Suriyeliler, Millet İttifakı'nın bileşenlerinden Gelecek Partisi'nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun başını çektiği ekip tarafından uluslararası alanda politik malzeme olarak kullanılmak, Esad'ı devirmek ve küresel güçleri Suriye'ye yönelik askeri saldırıya zorlamak amacıyla Türkiye'ye getirildikleri zaman bugünün seçim malzemesi olacaklarını düşünemezlerdi.

İlk geldikleri/getirildikleri zamanın üzerinden onca yıl geçti. 2011'de Türkiye'de doğan bir Suriyeli artık 12–13 yaşında.

Birkaç milyon kişi, seçimde aday olanlar ve onlara destek olmak için pazarlık yapanların kendileri ile ilgili alacakları kararı bekliyor.

Mülteci düşmanlığı üzerinden prim yapan Zafer Partisi Genel Başkanı için bu düşmanlığın sürdürülmesinin bir mahzuru yok. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "mültecileri davul zurna ile göndermekten" "bunlardan kurtulacağız" söylemine dönmesi de kendisi açısından sevindirici olmuştur.

Kılıçdaroğlu'nu buna mahkum kılan yaklaşık 2 puanlık oy potansiyelinin hepsi Özdağ'ın elinde mi? Bunu seçimde göreceğiz.

MÜLTECİLERİ GÖNDERMEK NEREDEYSE İMKANSIZ

Soru şu: Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Özdağ'ın da söz verdiği gibi mültecileri gönderebilir mi?

Kolay değil, hatta neredeyse mümkün değil.

Birincisi mültecilerin uluslararası hukuk ve teamüllerden doğan hakları var. AKP Suriyeli mültecilere oyun oynadı. Birincisi Türkiye'nin daha önce şerh koyduğu uluslararası anlaşmalara göre Suriyeliler mülteci değil misafir. İkincisi Suriyelilerin ta 1930'larda çıkartılan ve sonra eklemeler yapılan bazı yasa maddelerine göre Türkiye'den mülk edinmeleri mümkün değil. Yani mallarına her an el konulabilir.

Ancak pratikte mülteciler istendiği zaman gönderilemez. Böyle bir hamle Türkiye'nin başını büyük sıkıntıya sokar.

İçeride buna karşı bir direnç gösterilecektir. AKP de bu dirence elinden gelen katkıyı sunacaktır. Dışarıda ise Türkiye aleyhinde çok iyi bir malzeme olarak kullanılacaktır. Kaldı ki AB'nin Türkiye ile anlaşması var ve Kılıçdaroğlu'nun karşısına bu anlaşma ya da bu anlaşmayı devam ettirmesi için başka baskı mekanizmaları kullanılacaktır.

Kılıçdaroğlu'nun mültecileri göndermek için Ümit Özdağ'ın "mülteci karşıtlığı uzmanlığına" ihtiyaç duyması da ayrı bir tartışma konusu.

ÖZDAĞ MÜLTECİLERİ TANIMIYOR

Ümit Özdağ mültecileri ne kadar tanıyor?

Birincisi Suriyelilerin hepsi keyfinden gelmedi. Birçoğu terör örgütlerinden kaçtı, bir kısmı yönetimden kaçtı, kimisi Türkiye'ye gelmeyi yeni bir yaşamın fırsatı olarak gördü, hatırı sayılır bir kısmı da Avrupa'ya geçme hayali ile Türkiye'yi köprü olarak kullanmak istedi.

Özdağ'ın üzerinde durması gereken bu insanların Türkiye'ye gelmelerine neden olan politikaları sorgulamaktı. O ise kolay olanı seçti ve bu insanları mülteci konumuna düşüren Batı politikaları ve AKP hesapları yerine doğrudan sokaktaki Suriyelilere yöneldi.

Bu durum Özdağ'ın daha temelden meseleye yabancı olduğunu ya da bilerek gerçek dışı beyanda bulunduğunu gösterir.

Önemli bir şey daha var. Özdağ mültecilerin yılda 11 milyar Dolarlık bir yük getirdiğini iddia ediyor. Tamamen asılsız. Tam tersi mülteciler Türkiye ekonomisine katkıda bulundu, üretime katıldı, bu ülkede işyeri açtı. İktidar yetkilileri bile bunu "itiraf ediyor."

Diğer taraftan Suriyelilerin gönderilmesi için Suriye tarafı ile yapılacak çalışmalar nasıl olacak? Suriye yönetimi ile mi onlara rağmen mi?

Suriye yönetiminin mevcut iktidar ile normalleşmesinin ilk şartı Türkiye'nin askeri unsurlarının Suriye'den çekilmesi. Ümit Özdağ bu şartı kabul ediyor mu?

Mültecilerin değil ama Türkiye'de bulunan ve potansiyel tehlike yaratan cihatçıların/militanların saptanması elbette önemli ancak her Suriyeliyi potansiyel terörist ya da asalak gibi görmek son derece tehlikeli değil mi?

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ülkeyi yönetmeye talip bir politikacı olarak bu tehlikeyi görmesi beklenir. Ümit Özdağ sokağı karıştıracak söylemlerden kaçınmalı ve bu söylemlerin düşmanlığı körüklemekten başka bir işe yaramadığını görmeli.

Mülteciler bu seçimin en önemli politik kozlarından biri oldu. Düşünün bir yerlerde yaşıyorsunuz ve birileri sabah akşam sizinle ilgili pazarlıklar yapıyor. Suriyeliler bunu hiç hayal etmemişlerdi.


Musa Özuğurlu: Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010'da TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalıştı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016'ya kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Halen ARTI TV’de hafta içi her sabah 08:00 - 11:00 saatleri arasında “Gün Başlıyor” programını sunmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musa Özuğurlu Arşivi