Hayko Bağdat
Birbirimizin elini daha sıkı tutma zamanıdır
Seçimin ikinci turuna moraller bozuk gidiyoruz. Türkiye, direksiyonu sağa, en sağa kırdı. Artık Hüda-Par, Yeniden Refah Partisi gibi marjinal gelenekler, memleketi deneme tahtasına çevireceği, tüm kazanılmış haklara saldıracağı dönem için gün sayıyor.
Üstelik bu durumu durdurabilmek için Sinan Oğan gibi bir aşırı milliyetçinin, Kürt ve mülteci düşmanı bir anlayışın hezeyanlarına teslim olmamız isteniyor. Sinan Oğan, sahip olduğu %5’lik oyun diyeti olarak Yeşil Sol’un %10 oranındaki belirleyici gücünü gözüne kestiriyor. Kürtlerin, bu ülkenin demokratik değerlere dönüşü için üstlendikleri görevi eksiksiz yerine getirmesi yeterli gelmiyor. Kürtlerin siyasette belirleyici olmasından rahatsız olan sadece iktidar değil. Meral Akşener, Sinan Oğan ve hatta TİP dahi Kürtlerin politik gücüne tahammül edemiyor.
Eh, matematik böyle bir şey değil elbette…
Üzerimizdeki kara bulutları dağıtmak için çok vaktimiz yok. Maçın ilk yarısı 0-0 berabere bitti. Son zarı atmadan teslim olmak pek de akıllıca değil. Kalan zamanda Kemal Bey’in kampanyasını Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu yürütecek. Kitleleri yeniden motive etmek, seçmeni firesiz olarak tekrar sandığa taşımak, hem Oğan’ın %5’lik oyunu hem Emek ve Özgürlük İttifakı’nın %10’luk oyunu aynı anda alabilmek mümkün olacak mı göreceğiz.
İlk turda işlerin neden yolunda gitmediği hakkında pek çok teori var. Muhalif seçmen oldukça öfkeli. Erdoğan ikinci turda da durdurulamazsa başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere pek çok siyasi aktörün tarihe karışması kaçınılmaz. Daha şimdiden CHP’de Onursal Adıgüzel istifa etti. Tuncay Özkan ve ekibi görevden alındı. Mithat Sancar ve Pervin Buldan “başarısızlığın özeleştirisi yapılacak” diyerek belki de istifa sinyali verdiler. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz görevinden ve parti üyeliğinden istifa etti. Hacer Fago, Hasan Cemal, Havin Kiye, Sevgi Kılıç, İrfan Değirmenci, Mehmet Aslantuğ gibi pek çok sevilen isim meclise giremediler.
Yani olası bir hezimette muhalefetin mevcut halinin çöküşü kaçınılmaz görünüyor. Tüm muhalif partilerin seçmenlerine vereceği bir hesap var. Kartlar yeniden dağıtılacak.
Erdoğan rejimi bizlere korkunç bir karanlık vadediyor. Anormal olan, hukuksuz olan, çağ dışı olan bir geleceği “yeni normal” olarak üzerimize boca edecekler.
Kürtleri Siyasal İslam’a ikna edemeyen Erdoğan’ın kafasındaki korkunç plan sır değil elbette. Bölgeye Hüda Par eliyle radikal İslam’ı dayatacaklar. Her bir Hüda Par üyesi “devlet” gibi davranacak. Erdoğan, daha önce denenmiş 90’lardaki konsept ile seküler Kürtlerden intikam almanın peşine düşecek.. İlla olacaksa Radikal İslamcı Kürt siyasetinin “belirleyici güç” olmasını tercih ediyorlar. Kürtlerin legal alandaki tüm varlıkları imha ediliyor.
“Yeni Normal”de Kürt olmak artık daha fazla illegal olmak demek.
Seçim kampanyalarında en çok hedef aldıkları LGBTİ+ kimliği için artık direnişin çıtası görünür olmak değil, hayatta kalmak.
LGBTİ+ olmak artık daha fazla illegal olmak demek.
Kadının yaşam hakkı her zamankinden daha fazla risk altında.
Sendikalı olmak, grev yapmak terörizm demek.
İfade özgürlüğü, gazetecilik, sivil toplumculuk, örgütlenme, eylem yapma, hakkını sorma artık her zamankinden daha fazla tehlikeli olacak.
Listeyi uzatarak felaket tellallığı yapmak istemiyorum. Fakat “her şey bitti” algısına karşı küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.
HER ŞEY YENİ BAŞLAYACAK
Yeni normal diye dayatacakları zulüm rejiminde bu toplumun yarısı suçlu muamelesi görecekse her şey yeni başlıyor demektir. Her alanda başlayacak olan saldırılara karşı her alanda yeni örgütlenme modelleri göreceğiz.
Erdoğan, derin yoksulluğun altında ezilen tüm kimliklerimize copla saldırılırken yeni dayanışma modellerinin geliştirildiğine şahit olacağız.
Bunları uzun uzun konuşacağız, yaşayacağız. İnsan, insan kalmaktan istifa edemiyor, mücadele hiçbir zaman bitmiyor.
Şimdi, zor da olsa ikinci tur için elimizden gelen her şeyi yapalım, ayağa kalkalım, yeniden davranalım derim.
Kaybedersek hiçbir şeyin sonu olmayacak.
Her şey yeni başlayacak.
Birbirimizin elini daha sıkı tutma zamanıdır…