Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Biz ayrı cumhuriyetlerin yurttaşlarıyız

Ne büyük yanılgıymış hepimizin aynı cumhuriyette yaşadığını sanmak. Sizin cumhuriyetiniz ayrı, bizimki ayrı oysa. Artık farkını koymanın zamanı geldi.

Sizin cumhuriyeti yönetenler Allah rızası için çalışır.

Bizim cumhuriyeti yönetenlerin sarayları, villaları, gemicikleri; evlerinde sabahtan akşama kadar taşısalar da bir türlü sıfırlayamadık dolarları, euroları vardır.

Bizim cumhuriyeti yönetenler Harun gibi gelip Karun gibi olurlar.

Her şey bir yana, sizin cumhuriyetle bizim cumhuriyet arasında basın özgürlüğü açısından dağlar kadar fark vardır.

Sizin cumhuriyetinizdeki basın özgürlüğü değil Avrupa’nın, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur.

"Yüzlerce gazeteci cezaevinde yatıyor" diye dünya çapında propaganda yapılsa da sizde tutuklu tek bir gazeteci yoktur. Hapishanelerde yatan o gazeteci kılıklılar da aslında hırsız, katil, tecavüzcü ve teröristtir.

Sizin cumhuriyetinizin en tepesindekiler, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan akademisyenlere "alçak", "zalim", "kapkaranlık", "cahil", "tiksinti verici", "vatan haini", "lümpen", "terör örgütünün maşası", "ahlaksız", "mandacı artığı", "ruhu kirlenmiş" deme özgürlüğüne sonuna kadar sahiptir.

Sizin cumhuriyetin bağımsız savcılarına ve hakimlerine göre bu düşünce özgürlüğünün ta kendisidir.

Münafıkların "tetikçi" dediği sizin cumhuriyetinizin köşe yazarları dilediğine "fino" der, ölümle bile tehdit edebilir. Bu da sizin düşünce özgürlüğünüzün sınırları dahilindedir.

Sizin cumhuriyetinizde atıldığı işine geri dönmek için açlık grevi yapanlara bakanların "terörist" demesi, yandaş gazetelerinizin onları çarşaf çarşaf hedef göstermesi sonuna kadar serbesttir.

Çünkü sizin cumhuriyetinizin mevzuatında "yalan haber yapılmasını doğrudan suç olarak kabul eden bir düzenleme söz konusu değildir".

Savcılarınızın verdiği karara göre sizin cumhuriyetinizin ruhu "insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne bağlı, demokrasi ile beslenen çok sesliliktir".

Oysa bizim cumhuriyetimizde 160’tan fazla gazeteci cezaevindedir. 123 gazeteci hakkında yakalama kararı vardır.

Bizim cumhuriyetimiz Dünya Basın Özgürlüğü Endeksine göre 180 ülke arasında 155.’liğe düşmüştür. Avrupa’da basın özgürlüğü açısından 42. yani en sonuncu sıradadır.

Bizim cumhuriyette bir gazetecinin haber başlığında "biçti" sözcüğünü internette 55 saniye bile tutması "terör destekçisi" olarak ilan edilmesi için yeterlidir.

Bizim cumhuriyette yazarlar köşelerinden "subliminal mesaj vererek toplumun bilinçaltına darbe düşüncesi şırınga etmekten" cezaevinde yatmaktadır.

Bizim cumhuriyetimizde sosyal medya kullanıcıları açısından  "yağmur yağacak" demek bile "Vay sen bizim Reis’e ördek dedin" suçlaması için yeterlidir. Sonra gelsin gözaltı, yargılama, tutuklama, cezaevi…

Bizim cumhuriyetimizde gerçekleri yazan gazeteci, hakkını arayan işçi, atıldığı işine geri dönmek isteyen akademisyen yoktur bir tane bile; hepsi teröristtir.

Sizin cumhuriyetinizi yöneten partide tek bir "FETÖ"cü bile bulamazsın.

En büyük tehlikenin başında "FETÖ" gelmektedir ve sonuna kadar amansız bir mücadele verilmelidir.

Oysa bizim cumhuriyetimizde yakın zamana kadar iktidarın en büyük ortağı "FETÖ"ydü. Kariyer yapmak isteyen tüm devlet görevlileri, yatırım yapmak isteyen tüm iş insanları önce "FETÖ" ile bir bağ kurmak zorundaydı. 

Şu anda da tüm muhalifler, gazeteciler, iktidara "gözünün üstünde kaşın var" diyenler şıpın işi "FETÖ"cü oluveriyor. O da kesmezse arkasına PKK takılıyor. O da az gelirse, yapıştırıyorlar DHKP;C’yi…

Sizin cumhuriyetinizde iş kazası yok, "fıtrat" vardır.

Bizim cumhuriyetimizde ise madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde neredeyse sıralanmış "meşru" iş cinayetleri işlenir.

Sizin cumhuriyetinizde Olağanüstü Hal devlete karşı ilan edilir.

Bizim cumhuriyetimizde ise ilan edilen Olağanüstü Hal fırsat bilinerek tek bir yargı kararı olmadan insanların mallarına, mülklerine el konulur, insanlar işlerinden edilir, başka bir iş yapmaları engellenir, yurtdışına çıkışları yasaklanır, açlığa mahkum kılınırlar; muhalifler cezaevine atılır, toplantılar ve gösteriler yasaklanır.

Sizin cumhuriyetinizde "ileri demokrasi" vardır.

Bizim cumhuriyetimizde ise artık demokrasinin son kalan kırıntıları da ortadan kalkmakta.

Bizim cumhuriyetimizde artık "tek dil, tek bayrak, tek millet, tek vatan" yok sadece, aynı zamanda "tek adam" da var.

Sizin cumhuriyetinizde ne yapıp edip, hileyle, hurdayla, zorla, baskıyla, iç savaş tehdidiyle iktidarını korumak zorunda olan bir yönetim var.

Bizim cumhuriyetimizde ise demokrasi için, hak ve özgürlükler için, barış için, hep birlikte, bir arada yaşanması için tüm demokratik yollar sonuna kadar denenerek bir an önce değiştirilmesi gereken kötülüğün iktidar olmuş hali var.

İşte bütün bunlardan dolayı biz aynı cumhuriyetin yurttaşları olamayız.

Anlaşıldı değil mi!

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi