Çekilin! Dip dalga geliyor

Kürd’ü Türk’üyle, Alevisi Sünnisiyle, Müslümanı Hıristiyanıyla, sağcısı solcusuyla tüm kimlikleri barındırıp ama kimlik siyasetine hapsolmayan bu dalgada 'tamam! diyen tüm kesimler var:

Coğrafi bir terim olan Dip Dalga; siyasette birçok farklı kesimin tercihlerde ortaklaşmasına tekabül ediyor. Muhalefetin erkenden farkına vardığı dip dalganın iktidar tarafından en iyi okunacağı tarih iki gün sonra yani 24 Haziran olacaktır.

Farklı kesimlerden ortak ve güçlü bir itirazı ifade edeceği beklenen bu yatay dip dalgada kimler yok ki! Düne kadar parçalı seçmenler olarak güçsüz kalan Kürd’ü Türk’üyle, Alevisi Sünnisiyle, Müslümanı Hıristiyanıyla, sağcısı solcusuyla, başörtülüsü başörtüsüzüyle tüm kimlikleri barındırıp ama kimlik siyasetine hapsolmayan bu dalgada "êdî bes e, artık yeter, tamam!" diyen tüm kesimler var:

Bu dalgada öncelikle iktidarın özellikle son 8 yıl boyunca kamplaştırma, kutuplaştırma, gerginlik üzerinden, içerde ve dışarıda saldırganlık siyasetiyle yorgun argın düşürdüğü bir muhafazakâr AKP seçmeni var. Bu insanlarımız yaşadıkları hayal kırıklığını hissetmeye başladılar. Dün ‘kahr olsun Rusya’ deyip esen rüzgara göre bugün ‘kahr olsun ABD ve İsrail’ deme basitliği ve agresifliğinden bıktılar. Bunlar, enerjilerinin yanlış ve gereksiz yere heba edilmesine, lüks ve israfa ‘itibar’ ismi verilmesine, Din-dini değer ve kurumlarının anlamından kopuk bir şekilde bayağı çıkarlara hizmet edip araçsallaştırılmasına itiraz ediyorlar. Hem de ha bire ‘aldatıldık’ diyen bir iktidar tarafından aldatılmanın verdiği ciddi bir öfkeyle itiraz ediyorlar.

Kısacası; adanmışlık felsefesiyle yola çıkıp aldanmışlık psikolojisine kapılan, dindar olmak isterken dinci olarak kullanıldıkları hissine kapılan bu azımsanmayacak kadar çok olan seçmenin sesine kulak vermemenin faturası iki gün sonra kesilecek!

Yine 20 milyon vatandaş nüfusuyla beraber hala anadilinde eğitim göremeyen, seçilmişleri cezaevlerinde olup belediyeleri ellerinden alınan Kürdlerin güçlü bir itirazı olacak…
Devletin mafyalaşmasına itiraz var. En son Suruç’ta muhalif bir esnafın dükkânına baskın yapıp yetmezmiş gibi hastanede baba ve oğulun vahşice katl edilmesine ve güvenlik güçlerinin olaya yakın mesafeden seyirci kalmasına itiraz var.

Bir içişleri bakanının gündüz ortasında canlı yayında katl edilen Tahir Elçi’nin katillerini bulup adalete teslim etmesi gerekirken bunu yapmayıp onun bağlı bulunduğu Amed barosunu ve koca Diyarbekir’in meslek odalarını kriminalize eden dil ve zihniyetine itiraz var.

Melih Gökçek ve benzerlerinin tüm toplumu Cumhur İttifakı ve Terörist İttifakı diye iki kategoride sınıflandırmasına kısacası muhalefetin şeytanlaştırılıp terörist ilan edilmesine itiraz var.

Altanlar’ın, 70 bin öğrencinin, 17 bin başörtülü kadının 700 küsur süt emen bebekle beraber cezaevlerinde tutulmalarına, gözaltında ve işkenceyle canların yitirilmesine itiraz var. 

Hem İslâm diyecek hem de iktidarın döneminde fuhuş oranında, uyuşturucu kullanımında yüzde 1000, çocuk istismarında, kadına ve hayvanlara şiddette yüzde yüz artış olacak! Bu çarpıklığa itiraz var.

Özgürlüklerimiz gibi yeşil alanlarımızın da son derece daraltılmasına, beton kentleşmeye itiraz var. Irak ve Suriye sınırlarına çizilen beton duvar başta olmak üzere tüm rantçılık ve ilkelliğe; tarihimizin, Hasankeyf’in, Sur’un bu kaba üslup ve çorak anlayışa şiddetli itirazları var.

İşte dolar kurunun 4,75 i test etmesine en ucuz gıda ürünlerinden 1 baş kuru soğan ve bir kelle patatesin dolar kurunu sollayıp 5 tl’yi bulmasına itiraz var…

İtirazları çoğaltmak mümkündür. Din, bilim ve edebiyat camiası gibi toplumun tüm kesimlerinden despot OHAL rejimine ve keyfilikler hükmündeki 32 KHK’ya haklı itirazlar var!

Çoğulcu toplumuyla, uzun tarihi tecrübesiyle koca, köklü bir ülkenin özgür olmayan, mutsuz ülkeler kategorisine dahil edilmesine itiraz var!

Bu yerinde, doğru ve farklı itirazlarla beraber durup bir sakinleşmek için önce hukuk ve adalet önce huzur diyen koca dip dalga, ilk kez 1950’de yaptığının bir benzerini 24 Haziran 2018’de de hileleri, barajları, istipdat ve keyfilikleri yıkarak göstermek istiyor. Tabi sonrasını sorarsanız tüm toplumun seçmen iradesine saygı gösterip ne olursa olsun sonuçları hazmetmesi gerekir.  Yeni 31 Mart Vak’aları da yaşamazsak inşaAllah önümüz açık olacaktır.

Hadê hayırlısı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Muhammed Salar Arşivi