Hayko Bağdat
Dünyanın cehennemi
Erdoğan en az 5 yıl daha görevinde kalacak.
Muhalefettin seçim sonrası performansına bakacak olursak kayda değer bir rakip de kalmadı karşısında. Milyonlarca vatandaşın aç, mutsuz, güvencesiz, umutsuz uyandığı bir Türkiye’yi en az 5 yıl daha Erdoğan yönetecek.
Peki nasıl?
Tek adam rejiminin tüm kurumlarıyla çökerttiği bu “gemi” açık denizlerde nasıl yol alacak? İnsan hakları, hukuk, adalet, liyakat olmadan hayat normal seyrinde devam edebilir mi? Uluslararası ilişkilerde saygın bir yerimiz olabilir mi? Hukuk devleti olmadan, demokrasi işlemeden, tek adam rejimi çoğulculuğa ve kurumlar bağımsızlığa kavuşmadan yaşanılan derin yoksulluk son bulabilir mi?
Rasyonel akla dönmeden ekonomi düzelebilir mi?
Büyük umutlarla Hazine ve Maliye Bakanı yapılan Mehmet Şimşek, memleketi gerçekten açlık sınırından çıkarabilir mi?
Sanmıyorum…
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek AA’ya verdiği bir demeçte “Türkiye, terörün finansmanı ve kara parayla mücadelede yürüttüğü çalışmalarla FATF’ın gri listesinden çıkmak için önemli adımlar atıyor” diyor. Türkiye yaklaşık 20 aydır FATF’nin gri listesinde.
Peki nedir bu “FATF”?
“FATF, "Financial Action Task Force" (Finansal Eylem Görev Gücü) kara para aklama, terörizmin finansmanı ve diğer mali suçlarla mücadele amacıyla kurulan uluslararası bir örgüt. 1989 yılında G7 ülkelerinin öncülüğünde kurulan örgüt, şu anda 39 üye ülke ve bölgeye sahip. Türkiye de FATF'ye 1991 yılından beri üye.”
Peki gri listede olmak ne anlama geliyor?
FATF’nin kendi sitesindeki tanıma göre gri liste aslında kapsadığı ülkelerin artırılmış bir izlemeye tabi olmasını öngörüyor. Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadelede eksiklikleri olduğu kanaatine varılıp da bu eksiklikleri iyileştirici aksiyonlar alarak gidereceğini taahhüt eden ülkeler "gri liste" olarak adlandırılan "Yüksek Risk Altında Ülkeler" listesine alınıyor. FATF tavsiyelerine uymayı kabul etmeyip kara para aklama ve terör finansmanı konusunda iş birliğinde bulunmayan İran, Kuzey Kore, Myanmar gibi ülkeler ise örgütün 'kara liste'sinde takip ediliyor.”
Peki Türkiye hangi gerekçelerle bu listeye alındı?
FATF Başkanı Marcus Pleyer, Türkiye'nin gri listeye alındığının duyurulduğu toplantıdaki konuşmasında "Türkiye, kara para aklama vakalarını, El Kaide ve IŞİD gibi BM tarafından terörist olarak tanınan gruplarla bağlantılı para transferlerini takibe almalı. Türkiye'nin; kara para aklamayı önlemede, terörün finansmanını engellemede, suç şebekeleri ve yolsuzluklarla mücadelede adımlar attığını göstermesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye'nin bankacılık, altın ve değerli taşlar ile emlak sektörü gibi yüksek riskli sektörlerde düzenlemeler yapması gerekiyor” demişti.
Peki Türkiye’den başka hangi ülkeler gri listede.
Arnavutluk, Barbados, Birleşik Arap Emirlikleri, Burkina Faso, Cayman Adaları, Cebelitarık, Fas, Filipinler, Güney Sudan, Haiti, Jamaika, Kamboçya, Kongo Cumhuriyeti, Mali, Mozambik, Panama, Senegal, Suriye, Tanzanya, Uganda, Ürdün ve Yemen…
Yani büyük transfer Mehmet Şimşek’in önündeki en büyük ödevi memleketi siyasi yolsuzluklar ve biat etmiş yargı ülkesi, kara para aklama ve narkotik merkezi, mafya ve suç örgütleri cenneti, IŞİD gibi örgütlere kaynak sağlayan haydut devlet sıfatlarından kurtarması gibi görünüyor.
Bu iş Can Dündar’ı İnterpol’ün Gri listesine eklemeye benzemiyor. Medeni alemde Türkiye “dünyanın cehennemi” olarak adlandırılıyor.
İnsan gibi yönetilmiyoruz ki insan gibi yaşayalım. İsveç’i tehdit ederek Avrupa Birliği’ne girebileceğimizi zannedenlere selam olsun…
Kaynak: DW Türkçe muhabiri Pelin Ülken konu hakkında oldukça detaylı bir haber yapmış.
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.