Musa Özuğurlu

Musa Özuğurlu

"Esad’ın şartları” haberlerinin aslı, Esad ne istiyor?

Suriye yönetiminin normalleşme başlığı altında olsa da olmasa da bugüne kadar Türkiye’den ne istediği belli. Daha önce defalarca gerek kendi yazılarımızda gerekse bu konularda yazan diğer ilgililerin yazılarında bu istekler aşağı yukarı zikredildi.

Türkiye basını birkaç gündür “Esad Türkiye ile normalleşme için şartlarını belirtti” haberlerine yer veriyor.

Lübnan El Ahbar gazetesi kaynaklı habere göre göre Esad, “Türkiye’den somut adımlar bekliyor, söylem ile eylemin bütünleşmesini istiyor.”

Haberde Esad’ın bir grup Suriyeli gazeteci ve analist ile bir araya geldiği sırada bazı açıklamalarda bulunduğu ve anılan sözleri de sarrfettiği öne sürülüyor.

Lübnan El Ahbar gazetesi, Suriye yönetimine yakın, ve bazı kaynaklara göre “Suriye yönetimi Ortadoğu ya da dünya kamuoyuna haber sızdırmak istediğinde” El Ahbar’a konuşuyor.

Ancak El Ahbar’ın bu kez ortaya attığı iddia yine Suriye’de yönetime yakın olduğu ifade edilen bir haber sitesi tarafından yalanlandı.

Suriye yönetiminin normalleşme başlığı altında olsa da olmasa da bugüne kadar Türkiye’den ne istediği belli.

Daha önce defalarca gerek kendi yazılarımızda gerekse bu konularda yazan diğer ilgililerin yazılarında bu istekler aşağı yukarı zikredildi.

Suriye ne istiyor?

Esad’ın özel açıklama yapmasına gerek yok. Suriye yönetimi Türkiye’den temel olarak iki şey istiyor:

1- Başta İdlib olmak üzere Türkiye’nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarında hakim olduğu yerlerden koşulsuz çekilmesi.

Suriye bu yöndeki isteğini daha önce çeşitli kereler BM’ye de şikayet mektupları ile iletmişti. Türkiye’nin bulunduğu bölgelerden özellikle Fırat’ın batısında devletleşme çabası içinde olduğu, fakülteler açmak dahil olmak üzere “çıkmama” niyetinde olduğu kuşkusunu taşıyan Suriye yönetimi anılan bölgelerin ikinci bir Golan olmasından endişe ediyor. Bu nedenle konuyu sürekli uluslararası hukuk açısından canlı tutma ihtiyacı hissediyor ve uluslararası kuruluşlara mektuplar yazıyor, resmi açıklama ve haberlerinde Türkiye’yi “işgalci” olarak tanımlıyor.

2 - Daha önemlisi Suriye Türkiye’nin yönetime karşı savaşan silahlı gruplara olan desteğinin tamamen kesilmesini istiyor. Bu grupları terörist olarak tanımlayan Şam, Türkiye’nin desteği olmazsa bu grupların dayanamayacağını biliyor ve ilk hedefi Türkiye’nin desteğinin kesilmesi. Suriye yönetimi bu gruplar arasında bir ayrıma da gidiyor. Buna göre El Nusra gibi örgütler ile uzlaşma tamamen seçenek dışı. Suriye Milli Ordusu adı verilen örgüt ise pazarlığa açık bir konumda. Daha önce 2500’den fazla noktada olduğu gibi bu oluşum ile de militanların “normale dönmeleri, silah bırakmaları halinde” bir uzlaşı olabilir. Bu oluşum içinde normal hayatlarına dönmeyi reddedenler de El Nusra ile aynı kategoride görülüyor.

Suriye’nin SDG’ye bakışı Türkiye’den farklı

SDG (YPG) ile ilgili olarak ise Türkiye ile Suriye arasında farklılıklar var. Suriye SDG’nin “ayrılıkçı” olduğunu kabul ediyor ancak Şam’a göre SDG ile pazarlık yapılabilir. Türkiye’nin YPG’yi PKK’nın uzantısı bir terör örgütü olarak görmesi ve Suriye’deki varlığına dayanak yapması bu nedenle Suriye tarafından meşru bir gerekçe olarak görülmüyor. Öyle olsa bile Suriye yukarıda anılan nedenle (Türkiye’nin kalıcılığı) Türkiye’nin bu gerekçesini ortadan kaldırmak istiyor.

Diğer yandan Suriye SDG yerine asıl tehlikenin Türkiye’nin desteklediği, sevk ve idare ettiği örgütler(den) olduğu düşüncesinde.

Sonuç olarak Suriye’nin Türkiye’den iki temel beklentisi Türkiye’nin örgütlere yardımı kesmesi ve çekilmesi.

Suriye Türkiye’nin çekilmesi halinde Fırat’ın batısı ya da doğusundaki problemi kendi iç işi olarak görüyor. Bu durum “problemin sadece pazarlıkla çözüleceği” anlamına gelmiyor elbette. ABD ile işbirliğini devam ettirmesi ve Şam ile uzak kalması durumunda SDG ile de askeri seçenek değerlendirilecektir ancak hala bu seçeneğe yaklaşılmış değil.

Şam ve Moskova’nın SDG’den beklentisi

Diğer yandan son günlerde Türkiye’nin kara harekatını daha yüksek sesle dillendirmesi aslında Rusya ve Suriye’nin SDG ile pazarlık gücünü arttırmış durumda. İki ülke de SDG’nin Kobani (Ayn El Arab ve Münbiç gibi yerlerden çekilmesini, bu bölgelerin Suriye otoritesi / ordusuna teslim edilmesini ve böylece Türkiye’nin operasyon gerekçesinin ortadan kaldırmayı istiyor (SDG bu talebe olumlu yanıt vermiş değil).

Bu da Şam’ın ve Rusya’nın Türkiye’nin ağırlığını hissettirmesine kısmi olarak sessiz kalabileceği ihtimalini doğuruyor. Ve Yine Suriye yönetimi “kendisi yapmadan” SDG’ye baskı uygulamış olacak.

Tüm bu gelişmeler ve olasılıklar eşliğinde Türkiye’nin Suriye ile teması da devam ediyor. Ancak bu, iki ülke arasında çetin pazarlıklar gerektirecek bir sürecin yaşanmadığı anlamına gelmiyor.

Bu nedenle sanki Şam sadece iki başlık altında olumlu cevap verilmesi durumunda Türkiye ile masaya oturmaya hazırmış gibi bir görüntü sergileniyor.

Aslında (mülteciler, ileride imar konusu ve benzeri başlıkları da ekleyerek) Suriye’nin Türkiye’den ne istediği belli. Dolayısıyla Esad yeni / ilk defa şart(lar) öne sürüyormuş gibi haberler biraz da işin magazin boyutuna kaçıyor.


Musa Özuğurlu: Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010'da TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalıştı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016'ya kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Halen ARTI TV’de hafta içi her sabah 08:00 - 11:00 saatleri arasında “Gün Başlıyor” programını sunmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musa Özuğurlu Arşivi