Alp Altınörs
Ezidi soykırımı devam ediyor
3 Ağustos, Şengal'de IŞİD'in gerçekleştirdiği Ezidi soykırımının dokuzuncu yıldönümüdür. Bu soykırımda 5 bini aşkın Ezidi katledilmiş, 8 bine yakın Ezidi kadın ve çocuk kaçırılarak köleleştirilmiş, 400 bin Ezidi yerinden yurdundan sürülmüş, Ezidi kutsal mekânları tahrip edilmiştir. Soykırımın kurbanlarını saygı ile anıyorum. Soykırımdan sağ kurtulan ve yaşam mücadelesi veren yüzbinlerce Ezidiye de dayanışma ve başsağlığı dileklerimi sunmak istiyorum.
"74. Ferman", "IŞİD Fermanı" ya da "IŞID Enfali" olarak anılan bu soykırım, 3 Ağustos günü sabaha karşı IŞİD'in Şengal dağı bölgesine koordineli askeri saldırısı ile başladı. IŞİD'in Şengal'de uyguladığı ve gizlemeye de hiç gerek duymadığı vahşet öylesine etkileyici, sarsıcı ve ıstırap verici idi ki, tüm dünya halklarını etkiledi. Ama özellikle de Türkiye'de çok sarsıcı etkisi oldu. Sonrasında IŞİD çeteleri yüzünü Kobani'ye dönerek aynı soykırımı Kobani'de de yapmaya girişince gelişen toplumsal tepkilerin arka planında Şengal'de yaşanan travmanın yadsınamaz bir etkisi vardır. Ezidi soykırımı, HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun twitter aracılığıyla yaptığı (ve üç yıldır tutuklu kalmalarına gerekçe gösterilen) 6 Ekim 2014 tarihli demokratik protesto ve IŞİD terörüne karşı harekete geçme çağrısının da arka planını oluşturmaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, 15 Haziran 2016 tarihli kararı ile IŞID'in, Ezidi halkına uyguladığı katliamı uluslararası Soykırım Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelemiş ve bunun bir soykırım olduğuna karar vermiştir. Birleşmiş Milletler'in bu kararı çok büyük bir önem taşımaktadır. Zira bu, bildiğim kadarıyla, 21. Yüzyılda "Soykırım" olarak tanınan yegane olaydır.
BM İNSAN HAKLARI KONSEYİ RAPORU
Bir olayın 'soykırım' olarak tanınabilmesi, 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi'nin koyduğu kriterlerin olaya uygulanması yoluyla saptanmaktadır. Konsey, yaptığı saha incelemesi ve çok sayıda insanla yaptığı görüşmelerin neticesinde hazırladığı raporda:
3 Ağustos'ta koordineli bir askeri saldırı ile başlayan IŞİD katliamının ilk günlerinde erkek ve ergin erkek çocukların din değiştirmeye zorlandığını ve bunu kabul etmeyenlerin hemen infaz edildiğini, din değiştiren erkeklerin ise köle olarak çalıştırılmak üzere farklı bölgelere götürüldüğünü; kadınların ve 9 yaşından büyük kız çocuklarının esir alınıp sicil kayıtları tutulduktan sonra her birinin belli bir bedel biçilerek cariye olarak satıldıklarını; kadınların ve kız çocuklarının satıldıkları kişiler tarafından gündelik olarak tecavüze uğradıklarını ve pek çok kez başkalarına tekrardan satıldıklarını; cinsel köle olmanın yani sıra ayrıca ev kölesi olarak da çalıştırıldıklarını;
7 yaşından küçük erkek ve 9 yaşından küçük kız çocuklarının annelerinin yanında tutulduklarını, bunların köleleştirilen anneye yönelik tehdit aracı olarak kullanıldıkları gibi, sistematik aç ve susuz bırakma, dayak gibi işkencelere maruz kaldıklarını;
7 yaşından büyük erkek çocuklarının devşirilmek amacıyla eski kimlikleri silinerek
zorla din değiştirdildiği, askeri eğitime tabi tutularak IŞİD'in askeri yapıldıklarını saptamıştır.
Bu raporun sonuç bölümüne baktığımızda şu saptamaları görmekteyiz':
- “IŞİD Ezidilere karşı, soykırım suçunu ve başkaca insanlık ve savaş suçlarını işlemiştir ve işlemeye de devam etmektedir.
- Ezidilere karşı işlenen soykırım suçu, her ne kadar erkeklere ve kadınlara yönelik kitle katliamları da gerçekleştirilmiş olsa da, esas olarak öldürmeler yoluyla işlenmemiştir. IŞİD daha ziyade 1948 Soykırım Sözleşmesi(nde de yer alan çeşitli yöntemler yoluyla soykırımı gerçekleştirmeye çalışmıştır. IŞİD Ezidileri yok etme amacını öldürmeler; cinsel kölelik; köleleştirme; işkence ve aşağılayıcı kötü muamele; ciddi bedensel ve akılsal hasar veren zorla yer değiştirmeler; ağır bir ölüme yol açan yaşam koşullarının uygulanması; yetişkinlere zorla din değiştirtilmesi, Ezidi erkek ve kadınların birbirinden ayrılması, psikolojik travma gibi yöntemlerin dayatılmasıyla Ezidi çocukların doğmasınI engellenmesi; Ezidi çocukların ailelerinden alınarak IŞID savaşçılarıyla kalmaya zorlanması, böylece bu çocukların inançlarından ve kendi dinsel topluluklarından kopartılması ve Ezidi kimliklerinin silinmesi gibi yöntemlerle gerçekleştirmeye çalışmıştır. IŞID'in kamuya açık beyanları ve davranışları, Şengal'deki Ezidileri tamamen ya da kısmen öldürmeye niyet etiğini sergilemektedir.
- Bütün soykırımlar gibi, bu da belli bir grup insanın var olmadığı bir dünyanın daha iyi bir yer olacağına dair çarpık zihniyetten kaynaklanmaktadır; saldırganlar kendi dünya anlayışları doğrultusunda, saf olmayanı, pürüzlü olanı yok ederek daha mükemmel bir toplum yarattıklarını düşünmektedirler.
- IŞID, dinsel topluluğu tümüyle yok etme genel hedefini taşıyan saldırılarının bir basamağı olarak soykırım suçunu Ezidi bireylere karşı işlemiştir. Bu, 9 yaşında bir kız çocuğunun köle pazarında onu satın almak için teklifler sunan adamların ortasında yitip gittiği bir soykırımdır; kadınların ve çocukların bir odaya kapatılarak aç bırakıldığı ve dövüldüğü bir soykırımdır; bu, küçük bir oğlanın babasını öldürmek için eğitildiği bir soykırımdır. Bu öyle bir soykırımdır ki, bunu yapan erkek savaşçılar, aklın alabileceği en korkunç suçların bazılarını işleyerek içinde yaşadıkları toplumu iyileştirdiklerini sanabilmektedir.
- 3200 kadın ve çocuk halen IŞİD tarafından tutulmaktadır. Çoğunluğu Suriye'de tutulmakta, kadınlar ve kız çocukları cinsel bakımdan köleleştirilmeye ve başka yollarla da istismar edilmeye, oğlan çocuklarının ise beyinleri yıkanmaya ve silahlandırılmaya devam edilmektedir. Binlerce Ezidi erkek ve oğlan çocuğu kayıptır. ISID'in kadın ve kız çocuğu ticareti ile oğlan çocuklarını silah altına alma ve eğitme süreci hiç bitmemiştir. Ezidi soykırımı devam etmektedir."
Bu kararın alındığı 2016 yılından bu yana yaşanan gelişmelerle, o dönemde 'kayıp' olarak kaydedilen binlerce erkeğin gömüldüğü toplu mezarlar (sadece Şengal bölgesinde 35 toplu mezar) bulundu. Böylece Ezidi erkeklerin büyük kısmının daha o dönemde katledildiği kesinlik kazandı. Raporda 3200 olarak geçen, hala ISİD'in elinde esir olan kadın ve kız çocuğu sayısı ise 2023 yılı itibariyle ancak 2000'lere kadar düşürülebildi. Yani hala 2000'den fazla kişi IŞİD'in elindedir. Dolayısıyla Ezidi Soykırımı, 9. Yıldönümünde de devam etmektedir.
Alp Altınörs: Çevirmen, yazar, siyasal iktisatçı, düşünce işçisi. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinden çeviriler yapmakta ve bu dillerde araştırmalar yürütmektedir. "İmkânsız Sermaye- 21. Yüzyılda Kapitalizm, Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır. Uluslararası siyasal iktisat, uluslararası ilişkiler, filoloji ve tarih disiplinlerinde; SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi, sosyalizmin sorunları ve 19. Yüzyıl Rus edebiyatı üzerine pek çok makalesi ve çevirisi bulunmaktadır. TED Ankara Koleji Lisesi'ni ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirmiştir. 2008 yılında İstanbul'da kurulan Nazım Hikmet Marksist Bilimler Akademisi'nin koordinatörlüğünü yürütmüş siyasal iktisat dersleri vermiştir. 2014-2016 yıllarında HDP Merkez Yürütme Kurulu'nda yer almıştır
Raporun BM sitesindeki İngilizce orijinalinden yaptığım çeviridir.