Hepimiz pür dikkat yerel seçimler ile ilgileniyoruz. Bu seçimin mevcut rejim ile yeni bir hesaplaşma fırsatı doğurduğunu ve hayati bir önem taşıdığını konuşuyoruz. Büyükşehirlerin iktidara geçmesi halinde rejimin otoritesinin kemikleşeceğini ve bunun geri döndürülmesinin mümkün olmadığını dillendiriyoruz.
Aynı zamanda seçimlerle hiçbir şeyin değişmediğini, değişmeyeceğini, memleketin aynı tas aynı hamam devam edeceğini düşünenlerin sayısı da pek az değil artık. Gelecekten umudu kesenlerin oranı her geçen gün yükseliyor.
Zamanında olursa bir sonraki genel seçim 2028 yılında yapılacak. Yani artık 2030’ların Türkiye’si konuşuluyor olacak. Başka bir dünya, başka sınırlar, başka bir nesil, başka bir gerçeklikle karşı karşıya gelinecek.
Bugünün hepimizin hayatını etkileyen karar alıcıları, ona itiraz eden muhalefet önderleri, çatışmaların kahramanları, medyanın tanıdık simaları, liderler her şey ama her şey değişecek.
Allah herkese uzun ömür ve sağlık versin. Niyetim asla kimseye ömür biçmek değil. Kendimi de içine katarak kaçınılmaz bir sonun ortaya çıkaracağı durumdan bahsediyorum sadece.
Bu yazıyı okuyan 20’li yaşlarda bir gencin penceresinden hesap etmeye çalışıyorum.
2028’de tablo ne olacak?
Eğer yine bizi kandırmıyorsa Erdoğan son kez partisinin başında bir seçime girecek. Yani çeyrek asırlık hükümdarlığı kendi rızasıyla son bulacak. Erdoğan 26 Şubat 1954 doğumlu. Yani 70 yaşında. 2028 seçimlerinde 74 yaşında olacak. Bırakacağına inanmak pek gerçekçi değil.
Fakat yine de Erdoğan sonrasında AKP’ye ne olacağı iyi bir tartışma konusu olsa gerek. Damat Berat Albayrak’ın (46) dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya (55) omuz attığı görüntüler daha çok yeni. Hakan Fidan (56) artık siyasette ilerlemeye, liderliğe soyunmaya hazır. Diğer damat Selçuk Bayraktar (45) ise daha şimdiden en güçlü lider adayı olarak anılıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 1 Ocak 1948 doğumlu. Yani 76 yaşında. 2028 seçimlerinde 80 yaşında olacak. Bahçeli sonrası partide hangi hesaplaşmalar görülecek bilemiyoruz. Yeni lider adayı olarak adı geçen tek isim Sinan Ateş’ti. Onu da tedbir olarak bir torbacıya infaz ettirdiler. MHP’de yeni liderlik, başlayacak olan iç savaşı kazanan adayın olacak.
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 17 Aralık 1948 doğumlu. Yani 76 yaşında. 2028 seçimlerinde 80 yaşında olacak. Kılıçdaroğlu bir daha cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını beyan etti. Fakat gözü hala CHP genel başkanlığında. Özgür Özel (50) bir genel seçim görmek ve yeni oturduğu koltuğunu sağlamlaştırmak istiyor. Ekrem İmamoğlu (53) büyük bir sürpriz olmazsa 2028 seçimlerinin en favori başkan adayı olacak.
Selahattin Demirtaş 10 Nisan 1973 doğumlu. Yani 51 yaşında. 4 Kasım 2016 yılından beri esir alınmış durumda. Demirtaş özgür olduğu anda muhalefetin potansiyel lideri olma gücünü elinde tutuyor. Kürt coğrafyasında 90’ların şiddet sarmalında genç olan bir altın nesil yetişti. Çoğu tutsak edilen, sürgüne yollanan, bedel ödeyen bu jenerasyon çok büyük bir tecrübe kazandı. Siyasete dahil olabilmeleri halinde etkin olmaları kaçınılmaz.
Saadet Partisi Genel Başkanı 7 Haziran 1941 doğumlu. Yani 82 yaşında. 2028 seçimlerinde 87 yaşında olacak. AKP’ye mesafeli duran siyasal İslamcı partiler siyasi dengeleri yerinden oynatacak kadar güçlendiler. Görünen o ki yakın gelecekte İslamcılar arasında yeni bir AKP modeli yaratma arayışı hız kazanacak. Ahmet Davutoğlu (66), Ali Babacan (57), Fatih Erbakan (45) gibi isimler hala etkin pozisyonlarını koruyorlar.
MHP’den kopan en büyük hizip olan İYİ Parti Lideri Meral Akşener (67), dünyada yükselen ırkçılık modelinin Türkiye şubesi Ümit Özdağ (67), son seçimlerin en büyük hilesi Sinan Oğan (54), soldan sağa radikal bir geçiş yapan Muharrem İnce (60) gibi isimler genel seçime kadar geçecek dört yıllık süreçte ittifak senaryolarında var olma savaşlarını sürdürecekler. Bu isimlerden bir kısmı tarih sahnesinden silinecek.
Yani gençler, kendi gençliği Süleyman Demirel, Turgut Özal, Alparslan Türkeş, Deniz Baykal, Erdal İnönü, Necmettin Erbakan gibi liderlerin Türkiye’sinde geçmiş 48 yaşında bir gazeteci olarak diyorum ki her şey değişecek.
Kapitalizm, sonuçlarının asla kestirilemeyeceği bir dünya savaşını dayatırken 2030’ların dünyasında yeni mücadele alanları, yeni liderler, yeni siyasetler göreceğiz.
Daha iyi olacağını müjdelemiyorum.
Fakat her şey değişecek…
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.
