İstanbul terörle arasına mesafe koymalı

ABD, İsrail, Rusya gibi ülkelerin nezdinde İstanbul, dünyayı havaya uçurmak isteyen canlı bombaların merkezi haline geldi. İstanbul dünyanın en azılı katillerinin yuvası olmaktan çıkarılmalı, AKP himayesinde büyüyen terörle arasına mesafe koymalıdır.

Rusya’nın başkenti Moskova’da, Crocus City Hall konser salonunda düzenlenen terör saldırısında konseri izlemeye gelen 139 kişi hayatını kaybetti. Bazı uzmanlar bunun Rusya’nın 11 Eylül’ü olduğunu ve sonuçlarının bütün dünyayı etkileyeceğini düşünüyor.

IŞİD saldırının “İslam Devleti savaşçıları” ya da “hilafetin askerleri” tarafından gerçekleştirildiğini açııkladı.

Artı Gerçek’te Hale Gönültaş tarafından kaleme alınan habere göre saldırganlardan Tacik uyruklu Fariduni şubat ayında dört gece İstanbul Şişli’de bir otelde konakladı. Ardından Başakşehir’de bir eve yerleşti. 4 Mart 2024 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan kalkan uçakla Rusya’ya geçti. Fariduni’nin İstanbul’dayken kimlerle temas kurduğu, kimlerle beraber konakladığı gibi konular henüz cevabını bulmuş değil.

Yine Hale Gönültaş’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye dayanarak yaptığı habere göre:

“IŞİD’in “Horasan Vilayeti” adlı yapılanması, Türkiye’de, Türkiyeli militanların yanı sıra Orta Asyalı (Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan) militanları örgütlüyor. Bu örgütlenme, IŞİD’in Afganistan kolu tarafından sosyal medya üzerinden gerçekleştiriliyor. Afganistan’a gitmek isteyen militanlar hava yolu ile Türkiye’ye geliyor. İran üzerinden Afganistan’a geçirilecek bu militanlar Türkiye’ye geldiklerinde IŞİD Horasan Vilayeti'nin İstanbul sorumlusu tarafından karşılanıp Fatih, Aksaray ve Kumkapı civarlarındaki (Hotel Paris-Hotel Metropol 2-Hotel Paris- Otel Mete) otellere yerleştiriliyor. Canlı bomba faaliyeti için hazırlanan militanlara silah sağlama konusunda da IŞİD’in Horasan Vilayeti’nin İstanbul sorumlusu destek veriyor.”

Putin saldırıya bulaşan herkesi bulacağını, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, arkasındaki güçlerle beraber onları yok edeceğini ilan etti.

IŞİD’in Horasan kolunun son 5 yılda Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde gerçekleştirdiği saldırılarda onlarca ABD askeri, yüzlerce sivil hayatını kaybetti.

Aynı zamanda İsrail’de gerçekleşen ve binlerce sivili katledildiği 7 Ekim saldırısını planlayan bazı Hamas yöneticilerinin de İstanbul’da olduğu biliniyor. İsrail yakın zamanda yaptığı açıklamada İstanbul’daki Hamas yöneticileri dahil olmak üzere saldırıya bulaşan herkesi bulacağını, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar arkasındaki güçlerle beraber onları yok edeceğini ilan etti.

ABD, İsrail, Rusya gibi ülkelerin nezdinde İstanbul, dünyayı havaya uçurmak isteyen canlı bombaların merkezi haline geldi dersek abartmış olmayız.

Türkiye istihbaratı yaptığı operasyonlarla MOSSAD’a çalıştığını iddia ettiği onlarca kişiyi “casusuluk faaliyeti” suçlamasıyla gözaltına aldı. MİT’in, bu devletlerin İstanbul’da intikam operasyonları düzenleyebileceğine dair büyük kaygıları var.

Gelelim kendi gündemimize. Bu Pazar günü sandıklara gidilecek. Yerel yöneticiler seçilecek. İktidar son düzlükte seçim kampanyasını yeniden “muhalefetin teröristlerle ittifak ettiği” üzerine kurmuş görünüyor. Tüm bakanlar sahada. Eğer Murat Kurum kazanırsa Gazze sevinecekmiş. Yoksa felaket olurmuş. İktidar medyasına göre bizim Trabzonlu Ekrem İmamoğlu, Mardinli Meral Danış Beştaş ve Rizeli Murat Çepni ile bazı yerlerde anlaşmış. Diyarbakır’ın önceki seçilmiş belediye başkanı Dr. Selçuk Mızraklı ve Selahattin Demirtaş bu “kirli” pazarlığı onaylamış. İstanbul halkı bu “teröristlerle” arasına mesafe koymalıymış. Yoksa elektrik saatinin sayacını okumaya Kandil’dan PKK’liler gelecek, otopark hizmetlerini DEM Parti yönetecekmiş.

Bunlara pabuç bırakmamak lazım.

İstanbul, canlı bombaların nadasa yattığı, dünyanın en büyük çete liderlerinin ana caddelerde birbiriyle çatıştığı, büyük devletlerin “terör yuvası” olarak görmeye başladığı bir kent haline gelmiştir. AKP kazandığı takdirde belediye kaynaklarının nasıl kullanılacağına dair çok büyük bir tecrübeye sahibiz.

İstanbul dünyanın en azılı katillerinin yuvası olmaktan çıkarılmalıdır.

İstanbul, AKP’yle ve onun himayesinde büyüyen terörle arasına mesafe koymalıdır.

Üstelik bu yaşanılanlar montaj değil gerçektir.


Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi