Musa Özuğurlu

Musa Özuğurlu

Katar ve kanlı rüşvet

Batılılar iyi öğrendiler: Katliam yap, rüşvet ye, her türlü rezalete imza at, bombala, yak, yık ve iş işten geçince, çoğu zaman da yıllar sonra itirafta bulun! FIFA eski başkanlarından Blatter’ın itirafı tam da böyle işte.

Mustafa Kemal Erdemol vahşeti çarpıcı bir şekilde anlatmış: Katar’ın dünya kupası ev sahipliğini kazanmasından bu yana tam 6 bin 500 işçi iş kazalarında öldü Katar’da. Her hafta Pakistan, Nepal, Sri Lanka, Bangladeş gibi ülkelerden ortalama 12 göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu rakamlara Filipinler ve Kenya’dan gönderilen işçiler dahil edildiğinde ölü sayısı çok daha yüksek olabilir. Kimi kaynaklar 14 bin işçinin öldüğünü söylüyor.

Katar 2011’de Arap Baharı adı verilen sürecin en önemli aktörlerinden biriydi. Operasyon kanalı El Cezire “demokrasi” için tarihte görülmemiş bir profesyonellik ile kitleleri maniple ediyor, Katar’ın yöneticileri ise Ortadoğu’da Müslüman Kardeşler başta olmak üzere gerici ne kadar yapı varsa iktidara getirmek için keseyi sonuna kadar açıyordu. Dünyanın her tarafından getirilen binlerce cihatçının terör estirip kan dökmesi Katar’ın da aralarında olduğu ülkeler sayesindedir.

Bu gerçek ortadayken IŞİD’in, El Nusra’nın, diğer kafa kesici cihatçıların hesabının sorulması gereken Katar, kendilerine istedikleri müteahhitlik hizmetlerini sağlayan birilerini bulmuş demokrasi şampiyonu Batı tarafından görmezden gelindi. Aslında doğrusu şu: zaten işbirliği içindeydiler, yani ortaktılar.

HERŞEY SATIN ALINABİLİR

Bu sessiz ve kanlı işbirliği ile Katarlılar her şeyi satın alabileceklerini düşünebilecek kadar ileri gittiler. O dönemlerde dünya devleri arasına girebilecekleri hayali ile yaşıyorlardı. Ortadoğu ve dünya politikasını dizayn girişimleri bu şımarıklığın sonucudur.

Ve bu şımarıklık, bu ölçüsüzlük içinde Katar dünya kupasına ev sahipliğini kazandı.

Dünya kupasına ev sahipliği dünya devi olma hayallerini gerçekleştirme yolunda önemli bir imaj katkısı sağlayacaktı. Bunun için her yola başvurulabilirdi. Rüşvet dahil!

Bu gerçek, yarışı kendisine karşı kaybeden rakibi ABD tarafından da diğerleri tarafından da biliniyordu. Ancak “daha önemli işlerde ortaklık yaptıkları” Katar’ın insan hakları düşmanı yöneticilerine seslerini çıkarmadılar. Neresinden baksanız mide bulandırıcı.

Organizasyon, yaygınlık, altyapı denilince akla gelecek son ülkelerden biri olan Katar’a eşyanın tabiatına aykırı bir şekilde dünya futbol şampiyonası ev sahipliğinin verilmesi ile birlikte tarihin belki de ilk suni, yapmacık dünya kupası düzenlenmiş oldu.

BATI’NIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Batılılar iyi öğrendiler: Katliam yap, rüşvet ye, her türlü rezalete imza at, bombala, yak, yık ve iş işten geçince, çoğu zaman da yıllar sonra itirafta bulun! FIFA eski başkanlarından Blatter’ın itirafı tam da böyle işte.

Körfez zengini görmemişi Katar’ın geçmiş ve şimdiki yöneticileri itiraf etme ve / veya özür dileme gereği bile duymuyorlar. Üstelik utanmazlar. Dünya alternatif basını stadyum, altyapı gibi inşaatlarda insanlık dışı koşullarda çalıştırılırken binlerce kişinin hayatını kaybetmesini gündeme getirirken onlar hiçbirşey yokmuş gibi davranmayı sürdürdüler.

Yine de işlerini sağlama bağlamak için harekete geçtiler. Katliamı örtebileceklerini ve bunu yine aynı yöntem ile, birilerini satın alarak yapabileceklerini düşündüler.

Birilerini bulmaları zor da olmamış belli ki. Üstelik işi en üst seviyeden halletmek istemişler.

AB’DEKİ RÜŞVET SKANDALININ KARANLIK TARAFI

Geçtiğimiz günlerde AB’de bugüne kadar görülen en büyük rüşvet skandalı patladı. Belçika polisi aralarında Avrupa Parlamentosu başkan yardımcısı Eva Kaili’nin de olduğu kişileri gözaltına aldı. Bu çerçevede yapılan aramalarda çeşitli yerlerde ele geçirilen yaklaşık 1 milyon Euro’ya el konuldu.

Gözaltına alınanlar arasında bir isim dikkat çekici: Luca Visentini.

Visentini geçtiğimiz Kasım ayında Avusturalya’da gerçekleştirilen kongrede yapılan seçim ile Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC’un genel sekreterliğine seçilmişti.

Aslında bu göreve Küresel Sanayi İşçileri Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Özkan’ın gelmesine kesin gözü ile bakılıyordu. Ancak son güne kadar favori görülen ve Almanya gibi ülkelerin destek verdiği Kemal Özkan seçilemedi ve ABD’nin bastırması ile İtalyan Luca Visentini bu göreve geldi. Bir şeylerin döndü(rüldü)ğü belli.

KATAR – VİSENTİNİ – ABD İŞBİRLİĞİ

AB’de ortaya çıkan skandalda Visentini isminin geçmesi Katar – Visentini ilişkisini gözler önüne seriyor. Diğer şekilde özetleyecek olursak Katar katliamı örtbas etmesi karşılığında Visentini’ye rüşvet vermis gibi görünüyor.

Katar, Visentini işini halletti ancak ancak belli ki küçük bir sorun vardı: Visentini’nin göreve gelebilmesi elbette bu gibi alanlarda sicili kara ve etkisi olmayan Katar tarafından sağlanamazdı. Devreye ABD girdi.

Dünya kupasına ev sahipliği için yarışan Katar ve ABD’nin işçi katliamını örtbas edecek ve Katar’ın kanlı katliamını unutturacak Visentini’nin seçilmesi için iş birliği yapmış olmaları büyük olasılık.

Skandal patladı ama uluslararası sermayenin çıkarlarına göre yazıp çizen basın sessizliğini koruyor. Bizde de skandalın bu tarafı neredeyse hiç görülmüyor. Hükümet yanlısı basın söz konusu “stratejik ortak” Katar olduğu için suskun!


Musa Özuğurlu: Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010'da TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalıştı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016'ya kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Halen ARTI TV’de hafta içi her sabah 08:00 - 11:00 saatleri arasında “Gün Başlıyor” programını sunmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musa Özuğurlu Arşivi