Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Saray sandık sonuçlarını neden herkesten önce öğrenmek istiyor?

Sandıklardan Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu çıkıyorsa daha önce yaptıkları gibi sonuçlara ilişkin veri akışını mı durduracaklar? Sandık başlarında oylar sayılıyorken seçimin iptal edilmesi için olay mı çıkartacaklar? Sandıkları mı kaçıracaklar?

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Aydın’daki seçim kürsüsünden seslendi:

“Ya bunlar hırsız.”

Özellikle son günlerde hakkındaki yolsuzluk, rüşvet, mala çökme iddiaları sosyal medya hesaplarında çarşaf çarşaf yayınlanan Erdoğan’dan bu cümleyi duyan herkes heyecanlandı, “Tamam şimdi suç ortaklarını açıklıyor” diye.

Meğer başta rakibi Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün muhalefete “hırsız” diyormuş Erdoğan.

Bu Saray iktidarının 14 Mayıs seçimleri için yürüttüğü kirli kampanyadan sadece küçük bir örnek.

Türkiye’nin güdük demokrasi tarihi belki de ilk kez bir iktidar eliyle yürütülen yalana, iftiraya, sahtekarlığa, provokasyona dayalı; nefret dilinin zirve yaptığı bir seçim kampanyasına tanık oluyor.

Eğer şu ana kadar miting meydanlarından, seçim çalışmalarından cenazeler çıkmadıysa bu Millet İttifakı’ndan Emek ve Özgürlük İttifakı’na kadar tüm muhalefet partilerinin sorumlu davranışı sayesinde gerçekleşmiştir.

Bizzat AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun propaganda filmine Kandil’den görüntüler montajlatarak baş trollüğe soyunmuş, bu sahte görüntüleri gerçekmiş gibi meydan meydan gösteriyor.

Sonra da dönüp “Ne yazık ki birileri, başta bay bay Kemal olmak üzere Kandil’den görüşmeler yapıyorlar. Yazıklar olsun. Kandil bunları destekleyecek, Kandil’in desteği ile beraber bu ülkede cumhurbaşkanı olacak. Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” diyerek muhalefetin kazanması durumunda seçim sonuçlarını tanımayacağını ilan ediyor.

Bu ülkede TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık yapmış olan AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, önceki gün “Pazar günü yapılacak seçimde ilk defa terör örgütleri de sandığa geliyor” diyecek kadar şuurunu kaybediyor.

Erdoğan’ın küçük ortağı MHP Lideri Bahçeli de iktidar mensuplarını teslim alan bu şuursuzluk dalgasına katılıyor:

“Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortakları Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarını vaat ediyor, Afrin’i geri alacaklarını söylüyorlar. Bu hainler alsalar alsalar ağırlaştırılmış müebbed ceza alırlar ya da vücutlarına mermi alırlar.”

Saray iktidarının artık halka anlatacak bir öyküsü, huzurlu ve müreffeh bir gelecek, özgür, adil ve eşit bir ülke vaadi kalmadığı için seçim kampanyasını bir çirkef çukuruna, bir lağım arkına dönüştürüyor.

Bunlar seçim meydanlarından sosyal medyaya kadar hayatın her alanında görülebilecek, açık açık yapılan bir kampanya.

SEÇİM SONUÇLARINA İLİŞKİN BÜYÜK KUŞKU

Ancak başka bir gerçek daha var ki o da seçim sonuçlarına yönelik olarak Saray iktidarının ne gibi hamleler yapabileceğine ilişkin büyük bir kuşku uyandırıyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek tarafından ilk kez duyurulan “Paralel YSK” oluşumu konusunda İçişleri Bakanlığı ile Yüksek Seçim Kurulu arasında büyük bir savaş yaşanıyor.

Önce “Paralel YSK oluşumu”nu aktaralım.

İçişleri Bakanlığı bünyesinde kısa adı GAMER olan Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı adlı bir birim var.

GAMER, 2019’da kurulmuş. Yani ilk kez “seçime giriyor”.

Ortaya çıkan “eğitim videosu”ndan anlaşıldığına göre GAMER’in içersinde İzleme ve Haberleşme Çalışma Grubu adı altında bir alt birim oluşturulmuş. Nedense insana 28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubu’nu hatırlatıyor.

İşte bu GAMER, YSK’ya başvurarak sandık sonuçlarının kendisine bildirilmesini istiyor.

YSK da bu talebi reddedince İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kurmak istediği tezgah ortaya çıkıyor.

“Eğitim videosu”ndan anlaşıldığına göre sandıklardan alınan sonuçlar oluşturulan bir yazılım sayesinde sisteme girilebiliyor.

Sistemde bir “Sandığın Durumu” butonu var. Bu buton kullanıcıya altı seçenek sunuyor:

  • Oy verme yerinde sayımı devam eden sandıklar
  • Yolda olan sandıklar
  • Seçim kuruluna teslim edilen sandıklar
  • İtiraz edilen sandıklar
  • Kurulamayan sandıklar
  • Kayıp/hasarlı sandıklar

Görünen o ki bu sistemde GAMER, kullanılan tüm oyların sonuçlarını anında görecek. Hem de YSK’dan, Anadolu Ajansı’ndan, TRT’den, siyasi partilerden bile önce.

Sisteme göre her sandığın hangi durumda olduğu anında izleniyor ve sandıkların toplam sonuçlarından anında haberdar olunuyor.

Yani Erdoğan kazanıyor mu, kaybediyor mu; Kılıçdaroğlu önde mi, öndeyse ne kadar önde gibi sonuçlardan bu sistem sayesinde ilk önce İçişleri Bakanlığı yani Süleyman Soylu haberdar olacak.

İçişleri Bakanı Soylu bu sistemin neden kurulduğunu açıklarken “Sandıkların güvenliği için” diyor.

Ancak yine İçişleri Bakanlığı’ndan sızan o “eğitim videosu”ndan anlıyoruz ki sistemin açılışında kullanıcıya dört şık sunuluyor.

İlki “Milletvekili Seçim Sonuçları”, ikincisi de “Cumhurbaşkanlığı Seçim Sonuçları”.

Ancak iki şık daha var ki, o kutular Soylu’nun “sandık güvenliği” tezini tümüyle çökertiyor:

  • Yurtdışı Milletvekili Seçim Sonuçları
  • Yurtdışı Cumhurbaşkanlığı Seçim Sonuçları

Yani Soylu’nun açıklamasına inanacak olursak, İçişleri Bakanlığı Paris’ten New York’a, Berlin’den Washington’a bütün sandıkların güvenliğinden sorumlu; yersen…

YSK, GAMER’in sandık sonuçlarını bildirme talebini reddedince, bakanlık bu sonuçları sandık başlarında güvenliği sağlamakla görevli jandarma ve polis marifetiyle almayı planlıyor.

YSK’nın görevi alanına giren bir İçişleri Bakanlığı ve 14 Mayıs seçim sonuçlarını herkesten önce öğrenmek isteyen bir Saray iktidarıyla karşı karşıyayız.

Eminim, YSK’nın bu uygulamaya veri yüklenmesini yasaklaması bile iktidar taifesini durduramaz.

İçişleri Bakanlığı üzerinden seçim sonuçlarını ilk öğrenen kişi olarak ne yapacak Erdoğan?

Sonuçlar kendileri açısından kötü geliyorsa sandıklardan Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu çıkıyorsa daha önce yaptıkları gibi sonuçlara ilişkin veri akışını mı durduracaklar? Erdoğan’a az oy çıkan bölgelerde elektrikleri mi kesecekler? İnternette bant mı daraltacaklar? Sosyal medya platformlarını mı kapatacaklar.

Eğer kaybediyorlarsa daha sandık başlarında oylar sayılıyorken seçimin iptal edilmesi için olay mı çıkartacaklar? Sandıkları mı kaçıracaklar?

Yoksa “kötüsü gelirse”, Saray ve avenesi kendilerini kurtaracak bir zaman mı kazanmak istiyor?

14 Mayıs seçimlerine iki gün kaldı.

Bugüne kadar Saray iktidarı eliyle yürütülen yalana, iftiraya, sahtekarlığa, provokasyona dayalı, nefret dilinin zirve yaptığı bu seçim kampanyasında tanık olduğumuz pislikler, kirlilikler dileriz bunlarla sınırlı kalır; toplumu daha fazla zehirlemezler.

14 Mayıs seçimini kaybetmek; muhalifler, özgürlük, eşitlik, adalet savaşçıları için dünyanın sonu olmaz elbette.

Ama bu seçimi kaybetmek; adalete, hukuka, halka sırtını dönmüş bu Saray iktidarı için bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöplüğüne gitmek anlamına gelir.

Sonuç olarak da seçim sonuçlarını erken öğrenmenin Saray iktidarına hiçbir faydası olmaz çünkü korkunun ecele fayda ettiği görülmemiştir.


Celal Başlangıç: 1956 yılında İstanbul’da doğdu. 1975’te Ekspres’te gazeteciliğe başladı. 1978 yılında Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Demokrat İzmir, Politika ve Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, istihbarat şefliği, bölge temsilciliği, politika servis şefliği ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1995’te Evrensel Gazetesi’nin Kurucu Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi. Radikal’de 10 yıldan fazla süreyle “Zaman Mekan ve İnsan” röportajları yaptı. 2002’de Beyoğlu Gazetesi’nin Kurucu Genel Yayın Yönetmeni oldu. 2011’de İMC TV’nin Kurucu Yayın Kurulu Üyeliğinde bulundu. T24, Haberdar ve Gazete Duvar haber sitelerinde köşe yazarlığı yaptı. 2017’de Artı TV ve Artı Gerçek’in Kurucu Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi