Hayko Bağdat
Türkiye küçük ‘Erdoğancıkların’ ülkesidir artık
Ankaragücü yöneticileri, 24 Nisan 2016'da Amedspor yöneticilerini yumruklayıp tribünden aşağıya attı. Maçta “Beyaz Toros”, “Yeşil” pankartları açıldı, saha içine oyun boyunca bıçak, mermi, demir atıldı. Maç durdurulmadı, Amedspor kafilesi o deplasmanda birkaç kez ölümden döndü. Saldırganlara hiçbir şey olmadı.
Aynı takımın şimdiki başkanının adı Faruk Koca. 22 ve 23. dönem AKP Milletvekili. Ankaragücü'nün 2021'de başkanlık koltuğuna oturdu. TFF tarafından Fair Play Başkan Ödülü'ne layık görüldü. Faruk Koca daha önce katıldığı bir televizyon programında hakemleri açıktan tehdit etti. Ankaragücü - Çaykur Rizespor maçının ardından ise sahaya girdi ve maçın hakemi Halil Umut Meler'e yumruk attı. Ardından yanındaki kulüp yöneticileri hakemi yerde defalarca tekmeledi. Halil Umut’un elmacık kemiği çatladı. Ölümden döndü, hastanelik oldu. Hakemliği bıraktığı söyleniyor. Haber dünya basınında da manşet oldu.
Ya ne bekliyordunuz?
Türkiye futbol liglerinde Erdoğan’ın atadığı kaç kulüp başkanı vardır sizce?
Ya diğer spor dallarındaki federasyonlarda?
Bu ülkede kaç tane küçük Erdoğan vardır sizce?
Adliyede, mahkemede, baroda, sendikada, emniyette, maliyede, kulüpte, tribünde, ihalede, limanda, gümrükte kaç tane Faruk Koca vardır? Bu ülkede arkası olan her “başkan” insan öldürebilir. Bu ülkede Başkan’ın kabilesinden olanlar rahatlıkla suç işleyebilir. Bu ülkede adalet yoktur. Bu ülkede Emine Şenyaşar yoktur. Başkan ve başkancıklar vardır.
Türkiye Erdoğan’dan çok küçük Erdoğancıkların ülkesidir artık.
Eskiden “Sedat Peker’in yeğeniyim” diye gezinen mafya çakmaları şimdilerde Reis’in selamını, Süleyman Soylu ile çekilmiş fotoğrafını kullanarak iş çözüyorsa resim ortadadır
İsteyen karakol basıp polis döver, polis isterse Somalili Başkan’ın oğlunu ülkeden kaçırır, savcı rüşvet alıp dava düşürür, hâkim tehditle tahliye verir.
Türkiye’de hiç kimse, hiçbir yerde güvende değildir.
Türkiye devasa bir suç mahallidir.
Haydutlar düzenidir…
***
ÇÜRÜME
Bu hafta gazeteci Ensar Özdemir'in hazırladığı ''Çürüme'' adlı kitabı önermek istiyorum sizlere. Kitap, son 15 yılda zırhlı polis ve askeri araçların ezerek ölümüne yol açtığı sivilleri konu alıyor.
Türkiye’de son 15 yılda ‘’terörle mücadele’’ adı altında sivillere karşı işlenen suçları mercek altına yatıran kitapta cezasızlık süreçlerinin nasıl facialara yol açtığı gözler önüne seriliyor. Zırhlı araçlarla ezilerek öldürülen 45 sivilin hikayesini ve bu cinayetlerin ardından yürütülen hukuki süreçleri inceliyor.
Ensar Özdemir, kendi çocuklarını öldürmekten vazgeçmeyen bir devletin fotoğrafını sunuyor bizlere.
Kitabı internet üzerinden indirmeniz de mümkün.
Hayko Bağdat: 1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002'de Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007'de katledilen Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile buluştu. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteci