26'ya girerken ya da 25'i doldururken

Sizi bir gazeteciyi gazeteci yapanlarla tanıştıracağım. Agos'un 25 yaşına girmesiyle birlikte ben de bu mesleği 24 yıldır yaptığımı fark etmiş oldum.

Siz bu yazıyı okurken bir Agos daha bayilere çıktı.

Kargoya, postaya verildi. Genç dağıtımcı arkadaşlar poşetlerde evlerinize gazetelerinizi getirmeye başladı.

Bildiğiniz Agos. Bizim Agos yani...

Aaaaa.

Hala abone değil misiniz?

O zaman evinize gelen çörek kokulu Paskalya sayısını kaçırdınız demektir.

Hadi burada bekliyorum ben siz, bir koşu gidin en yakın bayiden alın gelin.

...

Bu Paskalya'yla (Zadik) birlikte Agos 25. yaşını kutluyor.

İki rahmetlim Baron Hrant ve Sarkis Seropyan arasındaki en komik çekişmeydi bu yaş meselesi.

Yaş 0'dan mı başlar yoksa 1'den mi?

Yıl bitince mi 'Agos 25 yaşında' manşeti atacağız yoksa başlarken 'Agos 25 yaşına girdi' diyeceğiz.

Bu satırı yazarken bile gülüyorum hala.

Bu hafta yazı kısa. Daha çok sizi bir gazeteciyi gazeteci yapanlarla tanıştıracağım.

Agos'un 25 yaşına girmesiyle birlikte ben de bu mesleği 24 yıldır yaptığımı fark etmiş oldum.

Üniversite harçlığı biriktirmek için Şişli'deki Alta Mira kitabevinden Pangaltı'ndaki "Beyaz Adam'a" gelip de Baron Hrant'ın uzun boyuyla beni çekip yukarı çıkarmasıyla başlayan, onlarca kez filmleri koymayı unuttuğum Nikon F301 ile foto muhabirliğine, oradan da her hafta perşembe – pazar, Yeşilköy-Bakırköy-Kurtuluş dağıtıcılığına kadar giden uzun yolculuğum 24 yıl önce başlamış.

Yazdığınız haberi okuyanla birebir tanışmak inanılmaz bir duygu ve sorumluluk.

Agos'un her bir abonesi bir hikaye, her bir okuru bir tarihtir.

O yüzden bir kitap tanıttığınızda hepsi gider alır.

Bir konsere gidilmesini tavsiye ettiğinizde herkes biletini ayırtır.

Bu yüzden de gazeteci ve okur arasındaki bağ sağlamdır.

Okur sağlam eleştirir.

Gazeteci de.

Karşılıklı bir uyum vardır. Birlikte bir toplum olunmuştur.

Sorun değil çözümlerle gelinir çoğu zaman makalelerde.

Muhabirleri de yazaları da eleştirsen de bir yandan birlikte evrilir, eğitilirsin.

Bir okul yani.

7'den 70'e bir okul.

En deneyimli gazeteci ya da akademisyen bile Agos'a yazmaya başladıktan sonra bir şeyler öğrenmiş. Bir şekilde yoğrulmuş ve aileye dahil olmuştur.

O yüzden 10 küsür yıl çalıştığım gazetede beni ben yapan da Agos'ta çalışanlar veya bir şekilde oradan yolu geçenlerle birlikte herkestir...

Bu hafta yazı bu kadar.

Çektiğim fotoğrafları yaktığımda bana kızmayan, haberde hata yaptığımda beni düzelten, zihnimin- fikrimin eğilip bükülmesini bugüne evrilmesini sağlayan okur ve çalışma arkadaşlarım, ismini yanlış yazdığımda bana kızmayan ama düzelttiren okurlarım ve bugüne kadar gelenler var yazı yerine.

Hrant Dink, Sarkis Seropyan, Luiz Bakar, Yervant Gobelyan, Agop Ayvaz, Mıgırdiç Margosyan, Leda Mermer, Lora Baytar, Karin Karakaşlı, Sevan Ataoğlu, Baskın Oran, Aydın Engin, Harutyun Şeşetyan, Diran Bakar, Harut Özer, Anna Turay, Aksel Çidem, Anna Mayrik (Taşköprü), Jaklin Çelik, Talin Suciyan, Aret Gıcır, Rober Koptaş, Ağavni ve Nazlı Tekin, Silva Kuyumcuyan, Mayda Saris, Etyen Mahçupyan, Ayşe Hür, Arman Tayran, Azniv Cünün, Celal Başlangıç, Yurdagül ve Yurdaer Erkoca, Yetvart ve Payline Tovmasyan, Ardaşes Margosyan, Zakarya Mildanoğlu, Sevan Nışanyan, Yetvart Danzikyan, Sirvart Karamanuk, Ara Koçunyan, Boğos Çalgıcıoğlu, Bercuhi Berberyan, Pakrat Estukyan, Altuğ Yılmaz ve daha niceleri...

Tabii usüldendir böyle sayılırken mutlaka üç beş (yada on-yüz bin baloncuk) kişi unutulur.

Onlar da affeder ama dimi?

Hepinize kucak dolusu teşekkür.

Orada burada paçavra haline getirilmek için değil, doğru ve dürüst gazetecilik yapacak bir gazetecilik okulu yarattığınız için.

Herkesle birlikte

"Agos 25 yaşında";

"Ya da yaşına girdi"

Seropyan ve Baron Hrant yukarıda belki hala tartışıyordur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi