Abdullah Gül’ün annesi Ermeni miydi?
Sabiha Gökçen, Mesut Yılmaz, Adnan Kahveci, Devlet Bahçeli Ermeni miydi?
Şevki Yılmaz, Murat Karayalçın, Abdullah Öcalan, Hakan Fidan, Fethullah Gülen, Recep Tayyip Erdoğan Ermeni, Rum veya Yahudi miydi?
Türkiye’de geçmişteki kimliğini kamufle edip Müslüman gibi, Alevi gibi, Kürt gibi yaşamına devam eden kaç Ermeni var?
Türkiye’de Ermeniler, Ermeni kimliğini neden terk etmek zorunda kaldılar?
Eğer Abdullah Gül’ün annesi profilinde bir kadın aslında Ermeniyse o kadına bu zulmü kim yaşattı? Bu Ermeniler islamcı geleneğin önde gelen bir ailesine nasıl dönüştüler? Neden hep anneler, anneanneler Ermeni oluyor? Babalar, dedeler neden hiç Ermeni değil? DAİŞ’in Ezidi kadınlara yaptığını Türkiye Devleti Ermeni kadınlara mı uyguladı?
Türkiye Devleti kimlerin geçmişte Ermeni olduğunu biliyor mu? Bu kayıtlar bir yerlerde duruyor mu? Bu bilgiler zamanı geldiğinde kullanılıyor mu? Geçmişte Ermeni olmak bu kadar büyük bir suç ise bugün hala Ermeni olanlar Türkiye için ne ifade ediyor?
Türk Tarih Kurumu başkanlığı, MHP ve İyi Parti milletvekiliği gibi görevler yapmış olan Yusuf Halaçoğlu 2010 yılında yazdığı bir yazıda ilginç bir rakam vermişti.
Kayseri’de Avşarlar Sempozyumunda bir konuşma yapmıştım. Bu konuşmamda, ‘Kendisini Kürt ve hatta Kürt Alevi gösteren Ermeni dönmeleri’nden bahsetmiştim. Yer yerinden oynamıştı ve benim kafatasçılığım dahil, söylenmedik söz ve hakaret kalmamıştı. Konu öylesine sunulmuş ve çarpıtılmıştı ki, yargısız infaza uğramıştım. Sözlerimde ne Kürtlere, ne de Alevi vatandaşlarımıza hakaret vardı. Ben, bir bilim adamı olarak nerede olduklarını belgeyle açıklamıştım. O zamanki söylediklerimin tümü Amerikan arşiv belgelerine dayanmaktaydı ve hatta isim ve köy adlarına kadar bilgi bulunmaktaydı.
…
Benim tespitim bugün en azından 500 bin Ermeni’nin bu şekilde bulunduğudur. Gerçekte bu olay tamamen aydınlandığında, Ermeni soykırım iddialarının ne kadar yersiz olduğu kesinlikle ortaya çıkacaktır. Türkiye, terör meselesinde ve ayrılıkçı Kürt konusunda ciddi merhaleler kazanacaktır. Hatta ülkemizde öz be öz Türkmen olan Alevi vatandaşlarımız üzerinde oynanan oyunlar ortaya çıkacaktır.”
O dönem, Halaçoğlu, 500 bin kripto Ermeni olduğunu ve bu Ermenilerin ülkedeki “terör” örgütlerini kuran ve yönetenler olduğunu söylüyordu. Bu konuda derin araştırmalar yapılmasını istiyordu.
Ermenileri soykırımdan geçiren, kalanlarını köleleştiren, asimile eden devlet, aradan geçen bir asır zaman sonrasında bile Ermenileri avlamaya devam etmek istiyordu.
Büyük Türk düşünürü Melih Gökçek kripto Ermeniler meselesinde yeni bir açıklama yaptı. Basit bir matematik ile kripto Ermenilerin sayısı hakkında farklı bir rakam tespit etti. Gökçek bu hesabı 1915’te yaşanan soykırımı ve milyondan fazla Hristiyan vatandaşın yok edildiği dönemi görmeden yapmış da olsa kendince bir sonuca ulaştı. Gökçek’in paylaşımı şöyle:
Osmanlı 1914 nüfus sayımı…
O tarihde Osmanlı da 3.353.825 Rum, Yahudi ve Ermeni var…
Nüfusun % 18.22’si…
Türkiye’nin 2024 nüfusu 85.372.377…
Aynı oranları baz alırsak şu an türkiye de 15.554.847 Rum, Ermeni ve Yahudi var…
Ben Türkiye’de bunları tanımak istiyorum…
Kimsenin ırki olarak Rum, Ermeni ve Yahudi olması kınanamaz. Ama nasıl Suriyeli, Afgan veya Türkmen ismi,ırkı ve kimliği ile tanınıyorsa bunları da kimlikleri ile tanımak hakkımızdır.
TBMM’den den acil bir kanun çıkartılmalı ve kişilerin gerçek kimlikleri nüfus cüzdanlarına işlenmeli…
İnanıyorum ki nasıl Türk Türklüğünle gurur duyuyorsa,
Rum Rumluğunla,
Ermeni Ermeniliğiyle,
Yahudi Yahudiliğiyle övünecektir…
Ne düşünüyorsunuz tweet alemi?
Evet sevgili okurlar. Ne düşünüyorsunuz gerçekten? Hayatın doğal akışında ülkede 15.554.847 Rum, Ermeni ve Yahudi olacakken bugün bir stadyumu doldurmayacak kadar azalmalarının sebebi ne olabilir?
Memlekette kaç Ermeni vardı, kaçı öldürüldü, kaçı zorla başka kimliklere dönüştürüldü, bugün toplumda böyle kaç insan yaşıyor, kim bunlar?
Gökçek ve Halaçoğlu’na katılıyorum. Hadi konuşalım bu konuları. İçinizde gizlenen Ermenileri tespit edelim. Bizler hazırız.
Türk Devleti de hazır mıdır sizce?
Hayko Bağdat kimdir?
1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Esayan ve Mkhitaryan Ermeni okullarında eğitim aldıktan sonra, 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002 yılında Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007 yılında katledilen gazeteci Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’de Türkiye’nin bir çok şehrinde seyirci ile buluştuktan sonra, tüm dünyaya yayılan turneleri ile beğeni topladı. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.
