Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Ayılana darbe, bayılana koronavirüs!

Romanların müthiş şarkısıdır ‘Ayılana gazoz, bayılana limon.’ Saray’ı da yargısı da bu şarkıdan esinlenmiş belli ki, ayılana darbe, bayılana ‘başarılı koronavirüs mücadelesi’ servis ediyor.

Buluttan darbe, haberden terör, koronovirüsten başarı hikâyesi kapan bir iktidar olma anlayışıyla karşı karşıyayız.

Saray iktidarının böyle bir noktaya nasıl ve neden geldiğini dünkü yazımızda ayrıntısıyla anlatmıştık.

"Bu iktidar gidecek" dedi mi muhalif bir siyasetçi; Saray korosu hep bir ağızdan başlıyor bağırmaya, "darbeciii", "darbe seviciii", "darbe çağrısı yapyor" diye.

Belli ki "seçimle gitmek" fikrine hiç hazırlıklı değiller. Duyduklarında tüyleri diken diken oluyor. Belli ki seçimle gitme ihtimalini hiç düşünmüyorlar.

Saray iktidarına en küçük eleştiri mi yönelttiniz; "şeytan taşlamak" için ceplerinde hazır tuttukları cephaneleri "ABD, Avrupa kırılırken koronavirüsle dünya liderinin başarısını gölgelemek istiyorsun" diye üzerinize boşaltıyorlar.

Yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini haber mi yaptınız; yazan gazeteciye hemen"terör" soruşturması açıyorlar.

Amaç muhalif siyasetçileri, bağımsız gazetecileri sindirmek.

Son olarak Ragıp Zarakolu’nun Artı Gerçek’te ve Evrensel’de çıkan yazısı üzerinden "darbe çığırtkanı" diye çullanmaları da bu yöntemin ürünü.

Yazının içinde darbe çağrısını, idam çağrısını ima eden tek bir satır, hatta tek bir sözcük bile yok.

Ancak Artı Gerçek’te yazının görselinde yer alan Menderes ve Erdoğan’ın yan yana kullanılmış fotoğrafları ile altındaki "Makus kader" başlığından oluşan kompozisyona dayanarak, bu devletin trolünden en tepesindeki Saray’a kadar "darbe çağrısı yapılıyor" yaygarasını kopardılar.

Oysa AKP bütün seçimlerde, miting meydanlarında Menderes’le Erdoğan’ın fotoğrafını yan yana kullanıyor. Hatta araya Özal’ı da alıp, "Marks, Engels, Lenin" gibi bir üçleme yapıyorlar. Yani Menderes’le Erdoğan’ın fotoğrafını birlikte kullanmak, AKP için bir propaganda yöntemi. Şimdi yani Artı Gerçek mi Menderes’le Erdoğan’ın fotoğraflarını yan yana kullanınca "darbe çığırtkanlığı" oluyor!

AKP kullanınca muhafazakâr sağın propagandası, Artı Gerçek kullanınca darbe çığırtkanlığı… Hadi canım sen de…

"Menderes’in makus talihi" Erdoğan da dahil bütün muhafazakaâr politikacıların ağızlarını doldura doldura söyledikleri mottosudur. Ragıp Zarakolu bunu yazısında başlık olarak kullanınca "darbe çığırtkanlığı" olacak. Bir daha hadi canım sen de…

Böyle uyduruk kanıtlarla kendilerine darbe yapılacağına ilişkin bir mağduriyet çıkartıyorlar, bu da yetmiyor, yarattıkları bu mağduriyet algısı üzerinden bir de koronovirüsle mücadelede başarı hikâyesi yazmaya çalışıyorlar.

Örneğin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Zarakolu’nun yazısıyla ilgili suç duyurusunda bulunurken araya bir de koronovirüsle mücadelede başarı öyküsü sıkıştırıyor:

"Bu yayın ve tehditler aynı zamanda içinden geçmekte olduğumuz küresel salgın sürecinde ülkemizin devleti ve milletiyle birlikte yürüttüğümüz mücadeleyi de hedef alarak başta yürütülen bu başarılı mücadeleye önderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm milletimizin moral ve motivasyonunu düşürmeyi, halk arasında korku ve tartışma yaratarak kamu barışını bozmayı amaçlamaktadır."

Ne ilginçtir ki, aynı "koronovirüsle başarı hikâyesi" Altun’dan bir gün sonra hakkımızda suç duyurusunda bulunan Erdoğan’ın dilekçesinde de yer alıyor. Resmen kopyala-yapıştır yapmışlar:

"Bu yayın ve tehditler aynı zamanda içinde geçmekte olduğumuz küresel salgın sürecinde ülkemizin devleti ve milletiyle birlikte yürüttüğü mücadeleyi de hedef alarak başta yürütülen bu başarılı mücadeleye önderlik eden Sayın Cumuhurbaşkanımız olmak üzere tüm milletimizin moral ve motivasyonunu düşürmeyi, halk arasında korku ve tartışma yaratarak kamu barışını bozmayı amaçlamaktadır."

Çok yaratıcısınız ya! 

Ama ben buldum bu yaratıcılığınıza ilham veren kaynağı.

Hani hatırlayacaksınız, Fahrettin Altun ihale ve kiralama süreci şaibeli bir işlemle evinin yanındaki arsayı vakıflardan aylık 258 liraya kiralamıştı ya… Bir de izinsiz çivi çakılması mümkün olmayan Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde olan arsaya bir çardak, bir de mangal yapmıştı, bunu da İstanbul Büyükşehir Belediyesi yıkmıştı ya… 

İşte bu konudaki haberlerle ilgili olarak Altun’un başvurusu üzerine İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliği "erişim engeli" getirmişti. Onlarca sitedeki yüzlerce habere erişim engellenmişti.

İşte Sulh Ceza Mahkemesi’nin, bir arsayla ilgili usulsüzlük haberlerini engelleme gerekçesi:

"Tüm dünyanın içinde bulunduğu salgın bir hastalık olan koronavirüsle mücadelede birçok Avrupa ülkesinin başarısız olmasına rağmen ülkemizin mücadeledeki başarısını sekteye uğratmak ya da gizlemek için sıradan bir olayı sırf milletimizin ve devletimizin mücadeledeki başarısını göstermemek için dikkatleri başka yönlere çekerek itibarsızlaştırmaya çalışıldığı…"

Buluttan darbe…

Haberden terör…

Koronavirüsten başarı hikâyesi kapıyorsunuz.

Valla helal olsun, sizin bu kendi çıkardığı gazdan nem kapma kabiliyetinize…

Haydi, hep beraber göbek atıp gerdan kıralım tek adam rejiminin aşkına; "ayılana gazoz, bayılana limon, ayılana darbe, bayılana koronavirüs…"
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi