Barış için Alaaddin Çakıcı mı lazım?

Sürecin raconlarını Çakıcı mı belirleyecek? Kürtleri barış umuduyla oyalayarak toplumsal muhalefetten koparmak ve yalnızlaştırmak mı istiyorsunuz?

Sedat Peker AKP’nin mafyası iken barış ve diyalog isteyen akademisyenlerin, siyasetçilerin, aydınların kanlarında duş almak istiyordu. İktidar ortakları mafya gücüyle toplumsal muhalefeti dizayn etmek, gerekirse yok etmek üzere oldukça pişkin davranıyordu. Yine de Sedat Peker’e dava açıldı. Davayı karara bağlayan mahkeme hakimi İmran Arık Özcan, sanık Peker'in üzerine atılı 'tehdit” ve “suç işlemeye tahrik” suçlarının unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi. Ülkede barış fikrine yakın duran herkes ya KHK’lı oldu ya zindanlara atıldı ya da sürgün edildi.

AKP, iktidarı kaybettikleri 7 Haziran 2015 seçimlerinden itibaren yanlarına IŞİD, paramiliter unsurlar ve mafyayı da katarak binlerce insanın ölümüne yol açan süreci başlattı. Şiddet, tek gerçeğimiz haline dönüştü. Ülke tek adama teslim edildi ve çöktü.

Geldik yeni sürece. Hepimizi şaşkına çeviren Devlet Bahçeli, devletin bu meseleyi direkt Öcalan ile çözmeye karar verdiğini açıkladıktan sonra bu kez tersine bir müdahaleye şahit olduk. Sağ, milliyetçi kesimler tarafından Öcalan’ın Meclis’te konuşması önerisine itirazlar yükselmeye başlayınca bu kez MHP’li mafya lideri Alaaddin Çakıcı devreye girdi. Cübbeli Ahmet Hoca, Bahçeli’nin siyasetini eleştiren bir video yayınlayınca kapısına gönderilen arabaya bindirilerek Çakıcı’nın huzuruna davet edildi. Bahçeli’nin bir lafıyla onlarca yıllık cezadan yırtıp tahliye edilen Çakıcı, Cübbeli Ahmet’e nasıl bir ayar verdiyse evine bırakıldığında paylaştığı videoyu sildi ve yeni sürecin en büyük savunucusu haline geldi. Bu esnada Bahçeli, İYİ Parti liderini asmak için odasında bir ip saklamaya karar verdi.

Bu kez Öcalan’ın devreye girmesine itiraz edenlerin canı tehlikeye girmiş oldu.

Bu nasıl bir barış söylemi böyle?

Savaşı da barışı da mafya olmadan ilan edemiyor musunuz?

Sizler bu ülkede barış umudunuzu mafya liderlerine mi havale ettiniz?

Siyasetçileri, yazarları, aydınları kodese tıkıp ülkenin aklını Çakıcı’nın, Peker’in vahşet fantazilerine mi teslim ettiniz?

Baskıcı ve faşizan rejiminize en çok direnen kesimin, Kürtlerin gönüllerini böyle mi kazanacaksınız? Siz gerçekten Kürtlerin gönlünü kazanmak, barışmak istiyor musunuz?

Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün hakim olduğu, eşit ve refah bir ülkeyi elinizdeki sopayla, mafyayla, çeteyle mi kuracaksınız yani?

Sürecin raconlarını Çakıcı mı belirleyecek?

Kürtleri barış umuduyla oyalayarak toplumsal muhalefetten koparmak ve yalnızlaştırmak mı istiyorsunuz?

Hüda Par, BBP ve MHP aynı fotoğraf karesinde sırıtıyor diye bu ülkenin direnen umudunun sizlerin yanına düşebileceğini mi zannettiniz?

Bu kadrolarla neyin peşine düştünüz, hangi korkunç planları devreye soktunuz?

Barış masasına potansiyel katillerimizi mi oturtacaksınız?

Soykırımlar, katliamlar mı hedefliyorsunuz?

Elbette ki hiçbirinize güvenmiyoruz, hiçbirinize inanmıyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi