Düğünlere saldıran düşmanlık

Erdoğan, Kürt halkının düğünlerine, cenazelerine, mezarlarına, kutsallarına saldıran pespaye bir faşizm yaşatmaktadır. Başta CHP olmak üzere tüm muhalefete soralım. Mevsim düğün mevsimidir. Evlenmek üzere olan Kürt gençlerine ne söylemek istersiniz?

İki Kürt genci bir ömür beraber yaşama kararı alıyorlar. Yoksulluğun ve şiddetin kol gezdiği dünyalarında hayatlarını birleştirmek, yeni bir umudun peşine düşmek istiyorlar. Aileler ikna ediliyor, hazırlıklar yapılıyor, düğün vakti gelip çatıyor.

Esenyurt ilçesinin Pınar Mahallesi'nde bir düğün salonu tutuluyor. Nedense kına ve düğün için karakoldan izin almaları gerekiyor. Aileler gereken her işlemi gerçekleştiriyor. Karakola bilgi veriliyor. Düğün başlıyor. En güzel kıyafetleri ve hediyeleri ile konuklar gelmeye başlıyor. Aileler müzisyen getirmiş. Halaylarla, şarkılarla devam eden düğün esnasında etrafta iki sivil polis beliriyor.

Düğün sahiplerini, gelin ve damadı, halay çeken misafirleri, müzisyenleri, gece orada olan herkesi kameraya çekmeye başlıyorlar. Konuklar aldırış etmemeye, gecenin neşesini kaçırmamaya gayret ediyor. Düğün sorunsuzca bitiyor. İnsanlar güzel bir gecenin ardından evlerine dağılmak için hareketleniyor.

O esnada polisler düğün sahiplerini, müzisyenleri ve bazı konukları gözaltına almaya başlıyor. Alınanlar kapıda bekleyen polis araçlarına bindirilerek karakola sevk ediliyor. Gelin ve damadın aileleri, hayatlarının en mutlu gününde geceyi karakolda bitiriyor.

Gece rezil ediliyor, inanların eğlencesi burunlarından getiriliyor. Yüzlerce insan mağdur oluyor ve endişe içinde karakola götürülen yakınlarının tutuklanma ihtimaliyle karşı karşıya kalıyorlar. Gözaltındakiler adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı ile sabah serbest bırakılıyor. Müzisyenlere, düğün sahiplerine, konuklara karakolda şu soru soruluyor:

“Oy Demirtaş şarkısını neden söylediniz?”

Bu yaşananlar en açık tabirle Kürt düşmanlığıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurumlarıyla Kürt halkına ve Kürtçeye saldırmaktadır. Kürt gençlerini sadece Kürt oldukları için cezalandırmaktadır. Erdoğan rejiminde Kürt halkının düğünlerine, cenazelerine, mezarlarına, kutsallarına saldıran pespaye bir faşizm yaşatılmaktadır. İnsanlık onuru ayaklar altına alınmaktadır.

Buna itiraz edebilecek bir muhalefet yok mu gerçekten?

Normalleşmeye, insan gibi yaşamaya, demokrasiye, refaha, hukuka dönebilmemiz için bu düğün sahiplerinden diz çökülerek özür dilenmesi gerekmiyor mu sizce de?

Polis panzerleriyle çocuklara, gelinlere, damatlara, halaylara saldırılan bir ülkede gelecek hayallerine Kürtçeyi de ekleyen yok mu aranızda?

Bu düğün sahiplerini ziyarete gidecek, bu düğünlere katılacak, halay çekecek bir tane bile muhalefet lideri yok mu siyasette?

Gelinin babası Tahsin Karacık hepimize soruyor.

“Bize neden Kürtçe şarkılar çaldığı, şarkı söyleyenlerin kim olduğu soruldu. Neymiş Kürtçe şarkı söylemişiz. Çünkü biz Kürt’üz, kendi yöremizden şarkılar çalıp söylüyoruz. Bize ‘Oy Demirtaş’ şarkısını neden söylediniz diyorlar. Neden söylemeyelim? Bir suç mu teşkil ediyor şarkı? Hayır. Her yörenin düğünü, adeti farklıdır. Bizi çok mağdur ettiler, düğünümüz mahvoldu. Milletin içinde biz kötü bir şey yapıyormuşuz gibi toplayıp götürmek nedir. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Bize reva görülen nedir böyle?"

Başta CHP olmak üzere tüm muhalefete soralım. Tahsin Baba’ya bir cevabınız var mıdır? Mevsim düğün mevsimidir. Yakınlarda evlenmek üzere olan Kürt gençlerine ne söylemek istersiniz?


Hayko Bağdat kimdir?

1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Esayan ve Mkhitaryan Ermeni okullarında eğitim aldıktan sonra, 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002 yılında Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007 yılında katledilen gazeteci Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’de Türkiye’nin bir çok şehrinde seyirci ile buluştuktan sonra, tüm dünyaya yayılan turneleri ile beğeni topladı. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi