Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Seçimin gözdeleri: Öcalan, PKK, Alevilik!

Erdoğan kaybettiğini gördükçe saldırganlaşıyor, saldırganlaştıkça daha çok kaybediyor, kaybettiğini gördükçe daha çok yalana ve iftiraya sarılıyor, kışkırtıyor, hakaret ediyor. Kolay değil, altından sadece bir koltuk değil, koskoca bir Saray gidiyor!

AKP-MHP iktidarının bu halka vaat edecekleri bir gelecek, refah ve mutluluk üzerine anlatacakları heyecan verici hikaye artık kalmadı.

İstikbalini ve istikametini yitirmiş bir iktidar olarak yalana dayalı bir seçim kampanyası başlattılar.

Yalanları yetmeyince daha çok yalan söylemeye başladılar.

Ama ülke öyle bir yangın yerine dönmüş ki söyledikleri yalanlar da yetmeyince bu kez muhaliflerine en ağır iftiralarla saldırmaya başladılar.

Halka yaşadıkları gerçekleri, yokluğu, yoksulluğu, enflasyonu, hayat pahalılığını, hatta soğanın, patatesin fiyatını unutturmak için TOGG diye bir otomobille, çakma uçak gemisi TCG Anadolu ile “Saraylı aile”nin damadı tarafından üretilen İHA ve SİHA ile göz boyamaya kalktılar.

Geçen seçimde patates, soğan fiyatlarından yakınanlara “Bir mermi kaç lira biliyor musunuz” diye ayar veren Erdoğan baktı ki bu sefer pabuç pahalı, mecburen dilini değiştirdi:

“Biz TOGG’u, TCG Anadolu’yu, Kızılelma’yı, İmece’yi geliştirirken aslında vatandaşımızın manavdaki soğana, domatese, salatalığa, kasaptaki ete, marketteki süte erişmesini de kolaylaştırıyoruz.”

Anlayabilen beri gelsin.

Yani vatandaş TOGG’a binip kolayca soğan almaya gidecek… “Uçak gemisi” diye pazarlanan çıkartma gemisi TCG Anadolu’ya atlayıp sahildeki manavdan domates alacak… ABD’nin California eyaletindeki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatılan yerli ve milli ilk gözlem uydusu İmece’den gelen görüntülere bakıp en ucuz salatalığın yerini saptayacak… İnsansız savaş uçağı Kızılelma ile hangi mandıradan et ve süt alacağına karar verecek kuş bakışı…

Ohhh, keyifler keka. Yersen…

SARAY İKTİDARI İFTİRADA, YALANDA SINIR TANIMIYOR

Belli ki bu ham hayaller de yetmiyor seçim kazanmaya.

Seçmenin büyük bölümü ikna olmuyor soğan yerine TOGG, domates yerine TCG Anadolu, salatalık yerine gözlem uydusu, et yerine insansız savaş uçağı yemeye.

Zaten Saray iktidarı muhalif Millet İttifakı’na “altılı masa” yerine “yedili masa” diye iftira atarak başlamıştı seçim kampanyasına.

Yani Millet İttifakı’nı oluşturan CHP, İYİ Parti, Saadet, DEVA, Gelecek ve DP’ye “PKK’nin Meclis’teki uzantısı HDP” diye bir ekleme yaparak aslında altı değil yedi parti olduğu iftirasını atmıştı.

Baktı bu yalanlar da oylarının düşmesini engellemeye yetmiyor, bu kez de iftirada level atlamayı deniyor Saray iktidarı.

Bütün milletin gözünün içine baka baka kürsüden resmen yalan söylüyor Erdoğan:

“Terör örgütünün parlamentodaki temsilcileriyle Bay Bay Kemal görüşmesini yaptı mı yaptı. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist Selo’yu bile, çıkartacağım, diyor. Bunun yanında, Apo’yu da çıkaracağım, diyor. Bunu diyen kim? Bunun yanında Meral Hanım, o da söylüyor.”

AKP-MHP iktidarının propaganda stratejisi sonucu 14 Mayıs seçimleri kampanyasında en çok adı geçen partilerin başında PKK yani Kürdistan İşçi Partisi geliyor. Öcalan’ın adı bazı cumhurbaşkanları adaylarından bile daha fazla konuşuluyor.

Hani bir yabancı Türkiye’deki seçimleri izlemeye kalksa en iddialı partilerden birinin PKK, kazanmaya en yakın cumhurbaşkanlığı adaylarının arasında Öcalan’ın da olduğunu sanacak.

Öcalan ve PKK dışında Saray iktidarının seçim kampanyasında gözde olanlardan birisi de Alevilik.

CHP Genel Başkanı olduğu 2010 yılından bu yana her fırsatta Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu hatırlatıyordu.

Ne zaman seçim yarışına girse Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunun altını çizmeden edemiyor, her fırsatta “Biliyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu Alevilik kültürüyle yetişmiş bir insandır, Alevidir”, “Malum Alevilik kültüründendir ya, kendisi de Alevidir ya”, “Herhalde Alevi olduğuna göre bunu iyi bilir” gibi cümleler kurmaktan kendini alamıyordu Erdoğan.

Bu seçimde de Erdoğan sürekli Alevi göndermesi yapmaya, uyduruk bir seccade meselesi çıkartarak rakibi Kılıçdaroğlu’nu mezhebi üzerinden vurmaya kalktı.

Erdoğan’ın ve AKP örgütlerinin özellikle Anadolu’daki camilerde, kahvelerde, sokaklarda, alanlarda mezhebi üzerinden “dinsiz, imansız” propagandasının önünü kesmek için kısa bir video hazırlayıp “Ben Aleviyim” dedi Kılıçdaroğlu.

Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” başlıklı bu videosu sosyal medyada izlenme rekoru kırınca rakibinin mezhebini dilinden düşürmeyen Erdoğan çok kızdı ve bugüne dek yaptıklarının tam tersini söyledi:

“Bay Bay Kemal, kim sana bu zamana kadar böyle bir şey sordu ki. Durduk yere etnik köken, mezhep tartışması açıyorlar. Bugüne kadar Erdoğan’ın ağzından böyle bir şey duydunuz mu?”

CAMİ AVLUSUNDA MİTİNG

Eskiden cami avlularında terk edilmiş çocuklar bulunurdu, şimdi de Sultanahmet’te olduğu gibi cami avlusunda miting yapmaya başladı Erdoğan.

Düştüğü durama da en iyi teşhisi de Edirne Cezaevi’nden Selahattin Demirtaş koydu:

“Camide seçim mitingi yapıyor. Konuşmasının yarısı yalan, geri kalanı da iftira, hakaret ve kışkırtma. Oy için ne din bıraktı ne iman.”

Erdoğan’ın iflas etmiş tek adam yönetimi; ekonomiyi çökertti, enflasyonu azdırdı, ‘düşüreceğim’ diye diye faizi patlattı, dövizi zıplattı, koskoca bir ülke halkını yokluğa, yoksulluğa mahkum etti.

Şimdi de halka “soğan bulamazsanız TOGG, domates alamazsanız çakma uçak gemisi, salatalık yoksa ABD’den fırlatılan yerli ve milli gözlem uydusu, et yemeye paranız yetmiyorsa insansız savaş uçağı İmece yiyin” diyor Erdoğan.

Kimse bu demagojiyi yemeyince de “PKK”,” Öcalan”, “Aleviler” diyerek bütün muhaliflerini “terörist” ilan ediyor.

Erdoğan kaybettiğini gördükçe daha çok saldırganlaşıyor, saldırganlaştıkça daha çok kaybediyor, kaybettiğini gördükçe daha çok yalana ve iftiraya sarılıyor, kışkırtıyor, hakaret ediyor.

Kolay değil, altından sadece bir koltuk değil, yazlığıyla kışlığıyla koskoca bir Saray gidiyor!


Celal Başlangıç: 1956 yılında İstanbul’da doğdu. 1975’te Ekspres’te gazeteciliğe başladı. 1978 yılında Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Demokrat İzmir, Politika ve Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, istihbarat şefliği, bölge temsilciliği, politika servis şefliği ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1995’te Evrensel Gazetesi’nin Kurucu Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi. Radikal’de 10 yıldan fazla süreyle “Zaman Mekan ve İnsan” röportajları yaptı. 2002’de Beyoğlu Gazetesi’nin Kurucu Genel Yayın Yönetmeni oldu. 2011’de İMC TV’nin Kurucu Yayın Kurulu Üyeliğinde bulundu. T24, Haberdar ve Gazete Duvar haber sitelerinde köşe yazarlığı yaptı. 2017’de Artı TV ve Artı Gerçek’in Kurucu Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi