Nurcan Kaya
Siyasette erkekler ittifakı bu sefer dağılır mı?
Artık kesinleşmiş olduğu üzere 14 Mayıs 2023 tarihinde hem cumhurbaşkanlığı seçimi hem de genel seçime gireceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen, her 25 Kasım ve 8 Mart’ta kolluk güçlerini kadınların üzerine salan, kadınları ikinci sınıf insan olarak görüp onları her gün biraz daha eve hapsetmeye çalışan iktidarı oluşturan siyasi partilerden, kadınların siyasette ve TBMM’de temsili konusunda olumlu bir adım atmalarını beklemek şu aşamada mümkün değil.
Buna karşın, kadın-erkek eşitliği konusunda iktidar partilerinden farklı iddiaları olan muhalefet saflarında da kadının siyasetteki temsili konusunda pek iç açıcı bir tablo yok. Görünen o ki, türlü hedefler etrafında ittifaklar kurulup dağılsa da, kurumsal siyasetteki bu erkekler ittifakının dağılması o kadar kolay değil. Bu nedenle bu yazının amacı, kadın-erkek eşitliğini dilinden düşürmeyen ve ülkede yeni, demokratik ve eşitlikçi bir cumhuriyeti inşa etme mücadelesi verdiğini söyleyen Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri olan siyasi partilerde kadınların temsili konusunda mevcut tabloyu ortaya koymak ve geleceğe dair bir çağrıda bulunmak.
Öncelikle bu ittifaklarda yer alan partilerin karar organlarında kadınların temsiline bakalım.
Millet İttifakı’nda altı siyasi parti yer alıyor ve altı siyasi partiden yalnızca birinin, İyi Parti’nin genel başkanı kadın. Bu partilerin hiçbirinde eş başkanlık sistemi uygulanmıyor.
İttifak üyelerinden Cumhuriyet Halk Partisi’nin 17 Merkez Yürütme Kurulu üyesinden beşi, yani yüzde 29,4’ü kadın.
İyi Parti’nin Başkanlık Divanı’nda Genel Başkan Meral Akşener dışında 18 kişi var. Divanda yer alan 18 kişiden dördü, yani yüzde 22’si kadın.
Demokrasi ve Atılım Partisi’nin Başkanlık Kurulu’nda Genel Başkan Ali Babacan dışında 20 üye bulunmakta. Kurulu oluşturan 20 üyeden yedisi, yani yüzde 35’i kadın.
Gelecek Partisi’nin 19 kişiden oluşan Başkanlık Kurulu’nda üç kadın bulunmakta. Burada da oran yüzde 15,7.
Saadet Partisi’nin Başkanlık Kurulu’nda Genel Başkan Temel Karamollaoğlu dışında 18 üye var. Kurul’daki 18 üyeden yalnızca biri kadın. Bu tek kadın üye ise Parti’nin Kadın Kolları Başkanı.
Demokrat Parti’nin Başkanlık Divanı’nda Genel Başkan Gültekin Uysal dışında 15 üye bulunmakta. Bu 15 kişinin ikisi kadın. Oran yüzde 13.
Bu partilerin milletvekilleri arasında kadınların temsili konusuna gelirsek:
CHP, TBMM’de 134 sandalyeye sahip. Meclis’teki 134 CHP’li vekilden on altısı, yani yalnızca yüzde 11,94’ü kadın.
İyi Parti TBMM’de 37 sandalyeye sahip. Meclis’teki 37 İyi Partili vekilden ikisi, yani yalnızca yüzde 5,4’ü kadın.
Demokrat Parti 2 milletvekiline sahip. Bu milletvekillerinin ikisi de erkek.
TBMM’de Demokrasi ve Atılım Partisi ile Saadet Partisi birer milletvekiline sahip. Bu milletvekillerinin ikisi de erkek.
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI
Emek ve Özgürlük İttifakı ise beş siyasi parti ve bir sivil toplum kuruluşundan oluşuyor.
İttifak üyelerinden Halkların Demokratik Partisi’nde eş başkanlık sistemi uygulanıyor. Parti bir kadın ve bir erkek genel başkan tarafından yönetiliyor.
HDP’nin MYK’sında eş başkanlar dışında 30 üye bulunuyor. Bu MYK üyelerinden on dördü, yani MYK üyelerinin yüzde 46,6’sı kadın.
İttifaktaki diğer partiler olan Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi, Emekçi Hareket Partisi ve Toplumsal Özgürlük Partisi web sitelerinde yönetim organları hakkında ne yazık ki bilgi bulunmuyor. Bu bilgi eksikliği sağlıklı bir değerlendirmede bulunmayı engelliyor. Buna karşılık TİP’in genel başkanının erkek, parti sözcüsünün kadın; Emek Partisi’nin genel başkanının erkek; EHP’nin genel başkanının erkek, parti sözcüsünün kadın; TÖP’ün genel başkanının kadın olduğunu hatırlatayım.
Bu partilerin milletvekilleri arasında kadınların temsili konusuna gelirsek:
Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinden yalnızca HDP ile TİP’in milletvekilleri bulunuyor.
HDP’li 56 milletvekilinden yirmi ikisi, yani yüzde 39’u kadın.
TİP’li 4 milletvekilinden ise biri kadın. Burada da oran yüzde 25.
Sayılar gösteriyor ki her iki ittifakta yer alan siyasi partilerin büyük kısmının başkanları erkek. Her iki ittifakta yer alan siyasi partilerin büyük kısmının yönetim organlarının ve milletvekillerinin ezici çoğunluğu da erkeklerden oluşuyor. Yani parti programlarında ne yazarsa yazsın, parti sözcüleri ne söylerse söylesin, muhalefette yer alan siyasi partilerin, siyasi hayatta kadınların temsili konusunda yeterince gelişme göster(e)medikleri görülüyor.
Bu konuda HDP’nin diğer siyasi partilerin tamamından olumlu yönde ayrıştığını söylemek gerekiyor. Kota uygulaması ve adaylık başvuruları dahil çeşitli alanlarda uygulanan pozitif ayrımcılık meyvelerini vermiş görünüyor. Ancak şunu söylemek gerekir ki HDP de dahi yüzde 50 kadın temsili henüz bütün alanlarda hayata geçirilebilmiş değil.
Yüksek Seçim Kurulu’nun 2018 yılında düzenlenen cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimle ilgili istatistiklerine göre yurtiçi ve yurtdışında bulunan toplam seçmen sayısı 59.369.960 idi ve bu seçmenlerin yüzde 50,56’sı kadınlardan oluşuyordu. Bu durum Türkiye nüfusundaki kadın-erkek eşitliğinin doğal bir sonucu.
Yani ülke nüfusunun da seçimlerde oy kullanan insanların da yarısı kadınlardan oluşuyor ama kadınlar onca çabayla örgütlenmelerine, bunun için yıllardır mücadele etmelerine karşın siyasi partilerin yönetimlerinde ve TBMM’de erkeklerle eşit şekilde yer alamıyorlar. Nitekim şu anda TBMM’de bulunan 577 milletvekilinin 100’ü kadın. Yani milletvekillerinin yalnızca ama yalnızca yüzde 17,33’ü kadın. Bu veriler ışığında siyaset kurumumuzun da TBMM’nin de bir erkekler ittifakı oluşturduğunu söylemek asla bir abartı değil.
Hal böyleyken ve milletvekilliği aday adaylığı başvuru süreci halen devam etmekteyken muhalefette yer alan siyasi partilere bir çağrıda bulunmak isterim.
Kadın-erkek eşitliğinin sözde kalmaması için aday listelerinin yarısının kadınlardan oluşmasını hedefleyin.
Daha fazla sayıda kadının aday adaylığı için başvuruda bulunması için teşvik edici önlemler alın; adaylık ücretleri ve şartları konusunda daha fazla pozitif ayrımcılık yapın.
Aday adaylığı başvurularını inceleyen organlarınızda kadınların eşit oranda temsil edilmesini sağlayın.
Son aday listenizi oluştururken benzer niteliklere sahip adaylardan kadın olanları tercih edin.
Kadınlara sadece listelerin sonlarında yer vermeyin. Seçilebilecek sıralardaki adayların yarısının kadın olmasını hedefleyin.
Madem ki yeni bir cumhuriyeti, gerçek anlamda demokrasinin hakim olduğu bir ülkeyi hayal ediyoruz; o halde öncelikle yeni bir cumhuriyeti ve demokrasiyi inşa edecek kadrolarda eşit temsiliyet olması için gerekeni yapın. Kadrolarda eşitlik yoksa eşitliği nasıl inşa edebilirsiniz?
Nurcan Kaya: İnsan hakları –özellikle uluslararası insan hakları ve Avrupa Birliği hukuku kapsamında azınlık hakları, eşitlik ve ayrımcılık yasağı, ayrıca AİHM yargısı alanlarında- uzmanlaşmış bir hukukçu ve Diyarbakır Barosu'na üye bir avukat. Essex Üniversitesi’nde uluslararası insan hakları hukuku alanında yüksek lisans yaptı. İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde uzman/araştırmacı olarak çalıştı. Global Dialogue’da Türkiye Direktörü olarak, Uluslararası Azınlık Hakları Grubu’nda (MRG) ayrımcılık yasağı hukuku uzmanı, Türkiye ve Kıbrıs koordinatörü olarak çalıştı.