ARTI TV'de yayımlanan 7. Gün programına katılan gazeteci Serkut Bozkurt, CHP ve AKP'nin küskün seçmenlerin tavırlarını değerlendirdi.
Birkaç gündür özellikle yandaş kalemlere ve Pelikancıların sosyal medya hesaplarına şöyle bir göz atınca kuracakları tuzağın yapı taşlarını döşedikleri ortaya çıkıyor.
Şimdi kazanılması gereken bir seçim var. Çünkü bu seçimde Türkiye halklarının 6 Mayıs’ta YSK ile ilan edilen faşizme geçit vermeyeceğini göstermesi gerekecek.
İtibardan tasarruf yapmamış Mardin’e kayyım olarak atanan vali bey. Hem de yemek ve kuruyemiş kısmında. O nedenle de Ahmet Türk’ü suçluyor, 'kimseyi ağırlamadı' diye.
Barış isteyen annelerin sesi camların arkasında kalmasın. Gülmeyin, duyun anneleri. Ölümleri durdurun.
'Bilirkişi' bile Cumhuriyet davasının Saray’a uzandığını gösteriyor. Onlarla işbirliği yapanlar ise arkadaşlarımız cezaevine girerken sayfalarına ETS Tur’un ilanını koymaktan utanmıyor.
Linç girişimini 'protesto'ya indirgeyip meşrulaştırmaya çalışanların bu soruya da yanıt vermesi lazım.
Hem siyaset hem de yargı sahnesinde yaşananlar kızgın demirin soğutulmak bir yana daha da kızdırılacağına işaret ediyor.
'Milletimin parasını harcarken cebimdeki parayı harcadığımdan daha hassas davranıyorum' diyen kayyım Cumali Atilla’nın hassasiyetini makam odasından gördük.
Aman ha sakın bu oyuna gelmeyin. Akıl sağlığınızı koruyun. Demokrasinin son kırıntılarını yok etmelerine izin vermeyin. Aksi halde geri dönüş yok.
'Halk artık beni istemiyor' gerçeğini kabul etmek yerine suçlu yaratma telaşı AKP’de çok kişinin başını yakacak.
Şırnak, Muş, Malazgirt, Tatvan, Şemdinli, Viranşehir de huzursuz Sayın Erdoğan...
Kimi sosyal medya hesabından isim listesi yayınlıyor, kimi köşelerde 'küçük düşündük, büyük kaybettik' deniyor, yandaş yazarlar birbirini suçluyor.
Bu kez pabuç pahalı görünüyor ki 'içeri atarım haaa' tehditleri başka bir boyuta taşındı.
Yıldırım, adaylığı listelerde belirleyici olması koşuluyla kabul etmişti. Bugün verdiği ‘mesajlar’ bu isteğinin pek de dikkate alınmadığını gösteriyor. Sahi, Yıldırım damattan mı rahatsız?
Devlet, onlar kayıplarını sordukları için rahatsız oluyor. Bazen gözaltına alıyor, copluyor, bazen de meydanları yasaklıyor. Onlardan biri Faruk Eren, ağabeyi Hayrettin Eren’i anlatıyor.
Soylu’nun dediği gibi yurt içinde 750 kişi kaldığına ve onların da yeri bilindiğine göre CHP hangi PKK’lılardan oy istiyor?
Seçimi savaşa, rakibi düşmana dönüştürdüler. Öyle ki, uğrayanlara 'terörist' suçlaması yapıldığı için CHP’nin Uludere belediye başkan adayı seçim bürosunu kapattı.
Birçok isim yer alıyor Gezi iddianamesinde. Sopasını sallıyor iktidar, kamuoyunun tanıdığı tanımadığı onlarca isme. Elbette iş dünyasını da unutmuyor.
Şubat ayında dört kişi daha 'kaçırıldı'. Emniyet sus pus. Ailelerin sesi ise çok küçük bir kesim tarafından duyuluyor.
Sarı Yelekliler ile Gezi Direnişçileri arasındaki benzerlikleri, akademisyenler Artı TV'de tartışacak.
Süleyman Soylu, tavırlarıyla Süleyman Demirel’in Maraş katliamı sonrası söylediği 'Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz' sözünü tekrarlıyor.
Yöneticilerinin bu niyetle davrandıklarını söylemek zor ama AKP-MHP ittifakının, Millet İttifakı’na karşı rahmetli Bülent Ecevit’in kurduğu DSP’ye 'bir bölen' umuduyla sarıldığı kesin.
Polisin kolunu ısıran milletvekili Cumhurbaşkanı'ndan havuz medyasına her yerde hedef gösterilir. Ama milletvekilinin bir polis tarafından düşürülmesi ya da coplanması, gazlanması görülmez.
Kaç gündür kimi muhalif kesimler tanzimlerle dalga geçiyor, kuyrukların fakirliği göz önüne serdiğini söylüyor. Ama madalyonun diğer yüzü pek görünmüyor.
2014’te dönemin Başbakanı Erdoğan, TBB Başkanı’na kızarak ‘Siyaseti seviyorsan çıkar cübbeni’ demişti. Beş yıl sonra Feyzioğlu, cübbesini çıkarmadan siyasete daldı, hem de…
Gergerlioğlu, Buldan’ın sözlerine 'tepki göstermediği' gerekçesiyle 'örgüt propagandası yapmak'la suçlanıyor. Savcı, Gergerlioğlu’na 'Niye konuşmadın' diyor…
Korkunun ecele faydası yok. CHP yönetimi her kritik dönemeçte bu gerçeği tekrar tekrar öğrenmek zorunda kalıyor. O zamana kadar da 'atı alan Üsküdar'ı geçiyor'.
Selahattin Demirtaş, tahliye kararının mahkemenin elinde olmadığını söyledi ve tahliye talebinde bulunmadı. Nitekim öyle oldu, yine tahliye edilmedi.
YSK Başkanı, 56 bin 495 kişinin seçmen kaydının dondurulduğunu söyledi. Peki bu seçmenleri oturmadıkları yere kaydedenler ne olacak?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.