Tek parti döneminde seçim sistemi iki dereceli bir seçimdir. Önce seçmenler milletvekilini seçecek olan kişileri seçiyor ve sonuç garantileniyor.
En çok korkulan Kürtlerin kimlik talebiydi. Kürtlerle Türkler “et ve tırnak” metaforu tutmadı. Nihayet sınıfsız, kaynaşmış Türk devlet kimliği kurucu zamkı çatladı.
Ateş çemberinin içinde yol aldıkça, devlet de kızgın demir gibi harlanıyor, yanına yaklaşan dağılıyor.
İroni gibi gelebilir ama Türkiye bölgedeki Kürtlere karşı güvenlikçi politikalarıyla Ensarioğlu’nun tespitinin aksine bölge Kürtlerinin 'duygusal birliğine' katkı sağlıyor sanki.
Aydın olan aydınlar, Kral çıplak diye bağıran çocuk gibi gerçekleri olduğu gibi söylerler. Böyle aydınları birileri severken, başka birileri! Hele ki, krallar ve kralcıklar hiç sevmezler.
HDP ve Kürtler radikal demokrasi için, siyasal ve sosyal en canlı dinamik olmaya devam ediyor, gerçeklik HDP’yi varolan durumda radikal muhalefetin çok değerli öznelerden birisi yapıyor.
Umutlu olmak: Aynı zamanda dayanışma içinde olma duygusunu içinde taşımak ve dışında da bunun olduğunu bilme hali. Bu hal bireysel, ailevi, sosyal olabilir, olması güzeldir.
Referandumdan sonra Erdoğan ve AKP yönetiminin gündemine göz atıldığında “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” nimetleri ve güzellemelerinden söz eden hiç kimse yok.
AKP’nin dünya görüşü ve politikaları doğrultusunda “devletin kurumsal yapılanmasında” hem pratik, hem de zihinsel değişim yaşanıyor.
Wittgenstein “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır” diyor. Kullandığınız dil, kavramlar, kelimeler, cümlelerden dünya görüşünüzü anlamak hiç de zor değil.
Demokrat ve özgürlüklerden yana olmak hakikate daha yakın durmaktır. Hakikat ile tek doğru özdeşliği kuranlar bunu bilerek yapıyorlar.
Hak kavramının pratik ve yaşanır hale gelmesi pek kolay olmadı. Köleliğin kaldırılması, ırkçılığın suç kabul edilmesi, farklı inançların kabul edilmesi için binlerce insan canını verdi.
Kim darbenin başı, konsey kimler, genelkurmay başkanı kim, MİT müsteşarı kim, kim başbakan, bakanlar kurulu kimlerden oluşacak.
Hayatımızda ne kadar adaletli ve adil davranıyorsak, devlet yöneticileri, iktidar sahipleri ve adalet uygulayanlar da o kadar adaletli ve adiller.
Devleti güçlendirmek için “sivil toplum” un devletle kenetlenmesine de “katılımcı demokrasi” dediler ya… İster inanın ister inanmayın.
Birinci yılında darbenin beyni ana iskeleti ve ana aktörlerinin kim olduğu açıklanmaz ve gerekenler yapılmazsa “şüphe, kuşu” büyümeye devam eder.
Kurtarıcı olarak yola çıktılar, kuşatıcı, ele geçirici oldular.
Filozofların bugünün dünyasını yeniden yorumlamasına acil ihtiyaç var. Bu arada, bunu yorumlayacak kaç filozof var diye de sormak gerekiyor.
Çok değişik kesimlerden yapılan açıklamalara, çıkartılan sonuçlara bakıldığında herkesin kendi iç sorunlarını Hayır sonucu üstünden çözmeye çalıştığı görülüyor.
Referandumdaki %49 toplumsal dalgası ikici öncü dalgadır. Bu dalgayı doğru okuyan daha büyük dalgalara hazırlıklı olabilir.
Referandumdan baş döndürücü sonuç alınamaması, fren mi olur, fren mi patlatır AKP kongresi sonrası göreceğiz.
Siyasilerin kışkırttığı, devletin içinden bir kanadın fiilen organizatör olarak yer aldığı çok sayıda olaya karşın, bu toplumu oluşturan insanlar, insanlıklarını kaybetmediler.
Ne zaman demokrasi ağacı filiz veriyor dal salmaya başlıyor, o ya da bu gerekçelerle birileri “devlet elden gidiyor, bölünüyoruz” hurrraa ellerinde baltaları dalıyorlar fidanların içine.
Siyasi tarihimizde devleti arkasına alan, devleti babasının malı gibi kullanan iktidarların iki yakası bir araya gelmedi. Korku, korkutmaca, hile ve yalanın bir karşılığı var bu memlekette.
Kürt kimliğinin resmen kabulü için acı çekmiş, Diyarbakır cehenneminden çıkmış, köyleri boşaltılmış, 15 bin insanı faili meçhule kurban vermiş...
Kürt kimliğinin resmen kabulü için acı çekmiş, Diyarbakır cehenneminden çıkmış, köyleri boşaltılmış, 15 bin insanı faili meçhule kurban vermiş Kürtler "köprü...
Cengiz Aktar, Mehveş Evin, Erol Özkoray ve Hüseyin Çakır her hafta yazılarıyla Artı Gerçek'te. Artı Gerçek haber sitesi güçlü yazar kadrosuna yeni...
Cumhuriyet öncesi ve sonrasında ümmet ve millet toplumunu aşamadık. Bu nedenle ne özgür birey oluştu, ne de özgürlük fikri. Mücadele etmeden, yalanla, ...
Cumhuriyet öncesi ve sonrasında ümmet ve millet toplumunu aşamadık. Bu nedenle ne özgür birey oluştu, ne de özgürlük fikri. Mücadele etmeden, yalanla...
Batı değersizleştirilerek, yeni "biz" kimliğinde " Türk- Sünni ulus devlet"in, sosyal, siyasal ve askeri olarak kurulacağı düşünülüyor. Yapılmak istenen...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.