1982 yılında tutuklandığımda, üst düzey komiser, 'siz aydınlar kullanıldınız DY tarafından' diyordu, 'hepinizi tutuklayacağız, sizin asıl ifadeniz de Ankara’da alınacak.'
Ankara kendine hak gördüğünü Erivan’a hak görmüyor! Üstelik Kıbrıs’ta çoğunluk Rumlar, Karabağ/Artsagh’da Ermeniler çoğunlukta iken.
1917 Şubat devrimi patlak verdiği sırada Çarlık ordusu, Karadeniz’de Suşehri yakınlarına dayanmıştı.
Ragıp Zarakolu 5 ay tutuklu kalmasıyla ilgili somut delil bulunmadığı gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.
6-7 Eylül pogromunda öldürülenlerle ilgili rakam 11 ile 17 kişi arasında değişmektedir. Saldırgan güruh bazı Rum erkeklerini zorla sünnet ettiler. Bu erkekler arasında papazlar da vardı.
Derisi soyularak katledilen Nesimi’nin hikayesi 13 yaşındaki beni çok etkilemişti. Cehennemi o kadar küçült ki, yalnız ben sığayım içine söylemi özellikle.
Ragıp Zarakolu, İskan Tolun’u ‘kitap kurdu’ tabiriyle tanıtıyor. Aynı zamanda O’na modern dengbej diyor.
Posta beni yine sevindirdi dün, Güneş’in iki kitabı çıktı piyangodan. Karantina günlerinde kitabın tadı ayrı.
Başkanlık sistemi tartışmaya açıldığında, ben de eğer başkanlık kurulunca ne olacağını merak ediyorsanız, Türki Cumhuriyetlere bakın demiştim.
Öyle ya, bu ülkenin “yerli” diye tanımlanabilecek halkları, önce azınlık durumuna düşürülüp, sonra hiçlendirildiği için...
Anlaşılmayan husus hâlâ memleketimin insanın önemli çoğunluğunun NATO’dan çıkılmasına karşı olması. Onu da memleketim insanının oportünistliğine verin!
Ekonomiden dış politikaya kadar her alanda sıkışan Saray iktidarının “Allah’ın lütfu” olarak bir darbeye ve bütün kötü gidişi sırtına yükleyecekleri bir “dış mihrak”a ihtiyacı vardı.
Zulüm bitmiyor ne yazık ki bu coğrafyada. Açlık grevlerinde kaç kişi öldü. Ve sırada kaç kişi var şimdi?
Her darbe döneminde Öncü Kitabevinin saldırıya uğraması şaşırtıcı değil. Bir bakıma yayınevi ve kitabevi yangınları yaklaşan darbelerin habercisi olmuştur.
Ama çobanın intikamı acı oldu. Aksaray Küçük Opera Tiyatrosu 1969 yılı 28 Ocağında yanıverdi. Oyun da repertuvardan kalkıverdi.
Sonra, kostümsüz yanıma oturarak ifademi alır. “Kusura bakma, seni mahkum edeceğim.” der. Madde, yoruma açık değil, mahkum etmek zorundayım.
1960 27 Mayıs darbesinden sonra Aziz Nesin cunta yönetiminin hedefi olmuştu. 27 Mayısçıların yargıladığı gazeteci olma onuruna sahip olduğu az bilinir.
1977 yılında Belge’nin yayın programını hazırlarken, Ayşe Nur ile yayına 'Riazanov' ile başlamayı önemsemiştik. Çünkü Moskova’daki Marx-Engels Enstitüsünün kurucusuydu.
Batı dünyasında kamuoyu yaratmayı hedef alan SETA gibi bir kurum oluşacak herhalde. Zaten açıklamayı yapan Başkanlık İletişim sorumlusu da eski bir SETA elemanı değil mi?
Basın İlan Kurumu, Ragıp Zarakolu'nun 'Makus Kaderden Kaçış Yok' başlıklı köşe yazısı gerekçesiyle Evrensel'e 45 gün süreyle resmi ilan verilmemesi ve reklamların kesilmesi cezası verdi.
1940’ların ikinci yarısında, 50’lerin ikinci yarısında benzer gelişmeleri yaşadık, sistem daha da otoriterleşti, “polis devleti” olma özelliği öne çıktı.
En büyük iletişim şirketlerinden Telia, Turkcell’deki hissesini RTE’nin kontrolündeki Varlık Fonuna satıyor.
Yapılan araştırmalar, şiddette başvuran insanlar arasında, dikkati çekecek derecede sosyal, psikolojik ve entelektüel açıdan zayıf olanların bulunduğunu göstermektedir.
1988 yılında Ankara’dan 11. Tez yazı kurulu toplantısına İşaya ile birlikte katılmak üzere yola çıktık. Tam Küçükyalı girişinde polis yol kesmişti.
Artı Gerçek ve Evrensel yazarı Ragıp Zarakolu'nun makalesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Evrensel Genel Yayın Yönetmeni İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdi.
DP’nin 10 yılda işlediği siyasal cürümler son 20 yıla yakın süredir AKP tarafından aynen işleniyor, fazladan 'yargısız infaz'larla…
AKP’nin artık en büyük ihtiyacı 'darbe' ortamı içinde yaşamak. Daha doğrusu bu ortamı yaşatmak. Böyle tehditler arayıp bulmak, yoksa da yaratmak.
Ben şimdi merak ediyorum, Ragıp’a Erdoğan tarafından açılan bu darbe davasında sanık olur muyum, olmaz mıyım?
Romanların müthiş şarkısıdır ‘Ayılana gazoz, bayılana limon.’ Saray’ı da yargısı da bu şarkıdan esinlenmiş belli ki, ayılana darbe, bayılana ‘başarılı koronavirüs mücadelesi’ servis ediyor.
İlla benzetmek gerekirse, onu Bayar’a benzetirim. Bayar’ın yanlışlarını daha aşırı düzeyde tekrarlama yolunda inatla yürüyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.