Bir Suriyeliye hiç bunları söylediniz mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, emperyalist paylaşım savaşında büyük bir iştahla komşusuna saldırdı ve Suriye halkına büyük bir yıkım yaşattı.Türkiye’de kontrolden çıkan düzensiz göçmen meselesinin birinci sebebi budur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, neo-Osmanlıcı bir politikayla Suriye’yi kan gölüne çevirdi. Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde eyleme geçirilen yayılmacı politikalar ile yüzbinlerce cihatçı Türk devletinin maaşlı çeteleri olarak istihdam edildi. Sınırlar kevgire çevrildi. Milyonlarca silah ve militan bölgeye sevk edildi.

Devlet, başta IŞİD olmak üzere tüm vahşi terör örgütleriyle iş tuttu. Aranan terörist liderlerin tamamı Türkiye’nin egemenlik altında tuttuğu topraklarda bulundu veya vuruldu. Başta Êzidî Soykırımı olmak üzere II. Dünya Savaşı’ından bu yana insanlığın gördüğü en büyük dehşet yaşandı.

Çatışmaların durduğu süreçlerde bile ağır zulüm devam etti. Türkiye, işgal ettiği Afrin’e vali atadı, sokakların, caddelerin adlarını Türkçe isimlerle değiştirdi. Okullarda Türkçe müfredat ile eğitim vermeye başladı. Cihatçı çeteler Afrin’de asayişi sağlama bahaneseyle insanları kaçırıp fidye istedi. Kadınlara ve çocuklara karşı korkunç cinsel suçlar işlendi. İnsanların taşınmaz mülkleri dahil tüm varlıkları gasp edildi, çalındı, çöküldü.

Bölgeye silah transferinde görev alan organize suç örgütü lideri Sedat Peker gibi bir şiddet tutkunu dahi itiraflar serisinde Êzidî halkından, bölge insanından helallik istedi.

Suriye’de Erdoğan’ın Esad ile beraber kurdelesini kesip açtığı fabrikalar sökülüp Türkiye’ye taşındı. Sanayi siteleri yağmalandı. Zeytin ağaçları yağmalandı. Buğday siloları yağmalandı. Şehirlerin altyapılar söküldü, hurda niyetine Türkiye’ye getirildi. Yine Peker’in iddiasına göre Erdoğan’ın Sarayı'nda Suriye’deki soygun ve vurgunları organize eden Cumhurbaşkanı yardımcıları var. Savaş yorgunu Suriye halkı perişan edildi.

Savaş suçlusu on binlerce cihatçıya Türkiye pasaportu verildi. Cihatçılar Alevi yerleşimlerine yakın alanlara yerleştirildi. Başta Ankara Gar Katliamı, Suruç Katliamı olmak üzere bu cihatçılar Erdoğan muhaliflerinin üzerine salındı. Kürt siyasi hareketi hedef alındı. Hendek döneminde bu silahlı cihatçılar iç asayişi sağlamak için kullanıldı. IŞİD’in Türkiye’de hala devasa bir yapılanması var.

Türkiye Devleti, demografik değişim planları yaptı. Milyonlarca insanı yerleşim yerinden kopardı. Milyonlarca insanı Türkiye içine aldı. Bölgenin yapısı değişti. Sınır hattına milyonlarca yeni konut yapılıyor, yeni kentler kuruluyor.

Ez cümle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti emperyalist paylaşım savaşında büyük bir iştahla komşusuna saldırdı ve Suriye halkına büyük bir yıkım yaşattı.Türkiye’de kontrolden çıkan düzensiz göçmen meselesinin birinci sebebi budur.

Peki bu vahşetten kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyeli ailelerin başlarına neler geldi?

Bu meseleyi anlatmak için sayfalarca örnek vermek mümkün. Fakat sadece bir tek kriter meselenin özünü kavramamıza yetecektir.

BBC News Türkçe’nin haberine göre, Türkiye, Walk Free adlı uluslararası insan hakları kuruluşunun 2023 Küresel Modern Kölelik Endeksi’nde beşinciliğe yükseldi. Walk Free'nin endeksinde Türkiye’nin üzerinde yer alan ülkeler yalnızca Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Suudi Arabistan oldu. Rapora göre Türkiye’de 1,3 milyon modern köle var. Kişi başına düşen modern köle açısından dünyada 5. sırada yer alıyor.

Türkiye’deki farklı açılardan modern köleliğe maruz kalanlar, şu başlıklar altında inceleniyor:

1. Zorla çalıştırma

Göçmen ve sığınmacıların inşaat, tarım, ev işçiliği ve tekstil gibi sektörlerde zorla çalıştırıldığı vakalar tespit edildi.

2. Zorla cinsel sömürü

Rapora göre zorla cinsel sömürüye maruz bırakılan gruplar arasında Suriyeli kadınlar ve kız çocukları öne çıkıyor. Özellikle dul kadınların hedef alındığını aktarılıyor.

3. Çocukların cinsel sömürüsü

Türkiye’nin bu alanda yeterli önlem almadığını, bu tip olayların yetkililere yeterince bildirilmediğini vurgulayan Walk Free, kamplarda kalan Suriyeli çocukların hedef alındığına dair bulgular olduğunu söylüyor.

4. Zorla evlendirme

Suriye’den kaçarak Türkiye’ye gelen ailelerin bir kısmının kızlarını Türk erkeklerle evlenmeye zorluyor olabileceğini belirten örgüt, Türkiye’de imam nikahıyla evlenen kadınların da kısıtlı haklara sahip olduğunu, bu yüzden evlilik içinde istismar ve kötü muameleye maruz kalma risklerinin daha yüksek olduğunu söylüyor.

5. Organ ticareti

Raporda Suriyeli sığınmacıların maddi zorluklar nedeniyle organlarını satmak zorunda kaldığı, bir Facebook grubunda organını satanlara 10 bin dolar vadedildiği, bir Suriyeli’nin bu teklifi aylık maaşının 30 katı olması nedeniyle kabul ettiği fakat organını sattıktan sonra yalnızca 500 dolar alabildiği de yer alıyor.

Eğer Kayseri’de başlayan olaylar tüm memleketi saracak olursa bunun sorumlusunun yolda gördüğünüz herhangi bir Suriyeli olmadığını bilelim diye yazdım.

Hesabı önce Erdoğan’dan, sonra Davutoğlu’ndan sorun derim.


Hayko Bağdat kimdir?

1976 yılında Rum bir anne ve Ermeni bir babanın dördüncü çocuğu olarak İstanbul’da doğdu. Esayan ve Mkhitaryan Ermeni okullarında eğitim aldıktan sonra, 1994’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘ne başladı. Babasının beklenmedik vefatı sebebiyle eğitimini tamamlayamadı. 2002 yılında Yaşam Radyo’da Türkiye’de ilk azınlık sorunlarını gündeme taşıyan “Sözde Kalanlar” programı ile gazeteciliğe başlayan Bağdat, Türkiye’nin önemli basın organlarından gazetecilik, köşe yazarlığı ve yorumculuk yaptı. 2007 yılında katledilen gazeteci Hrant Dink’in ardından kurulan ve adalet arayışını sürdüren “Hrant’ın Arkadaşları” ekibinin kurucuları arasında yer alan Bağdat’ın “Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayı” anlatan ilk kitabı ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabı ‘Gollik’ 2015 yılında, üçüncü kitabı ‘Kurtuluş Ҫok Bozuldu’ ise 2016 yılında okurlarıyla buluştu. Kitabından esinlenerek kurguladığı tek kişilik gösterisi Salyangoz, 2016’de Türkiye’nin bir çok şehrinde seyirci ile buluştuktan sonra, tüm dünyaya yayılan turneleri ile beğeni topladı. 2017’de Almanya’ya taşınan Bağdat, Berlin’de gazeteciliğe ve üretmeye devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayko Bağdat Arşivi