Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ciddiye alınabilecek bir laiklik tanımı yapması ve uygulaması şart haline gelmektedir.
Bir düşünün, Orhan Pamuk’u yasaklayan, cezalandıran bir eğitim sistemine çocuğunuzu ne kadar sokmak istersiniz?
Dünyanın hiçbir gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkesinde tarım ürünleri bizde olduğu kadar enflasyon oranları üzerinde belirleyici olmuyorsa bu işin üzerinde durmak gerekiyor.
Geniş kanı, enflasyonun sabit ve dar gelirlilerin aleyhine olduğu, fakirleri daha fakirleştirdiği, zenginleri de daha zenginleştirdiği, bu kanı önemli ölçüde doğru ama hiç de yeterli değil.
Ali Koç verdiği bu çok yanlış teknik direktör gönderme kararı ile Türkiye’nin ana akım yönetim anlayışından kopamayacağını göstermiştir.
Cumhurbaşkanlığının kullanımında tam 4137 telefon var, bunların 3783’ü santrala bağlı numaralar, 37’si müstakil direkt numaralar, 317 adet de cep telefonu mevcut.
Dünyanın en büyük havaalanını inşaa etmişsiniz, bu görkemli açılış törenine neden İngiltere, Fransa, İspanya, Kanada gibi ülkelerin de devlet başkanları ya da başbakanları katılmıyorlar.
Yani kanımca yanlış bir anlayışla şöyle denmek isteniyor: 'İsimlerimiz Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, Samuel, Hrant, Niko ama hepimize birimizin adını kullanarak mesela Mehmet diyelim.'
Anayasal vatandaşlık ve laiklik meselesi aynı devlet madalyonunun iki yüzüdür. Meselenin özü devletin vatandaşına tarafsız, etnisite-kör ve inanç-kör olarak bakamamasıdır.
Cumhuriyet ideolojisinin yerleştirilmesi çerçevesinden bakarsanız, belki bir ölçüde, o dönem için anlaşılabilir ama sorun bu metnin zorunlu tören ritüeli olmaktan çıkarılmasındaki gecikme.
Gerçek bir fikir verecek sıralama muhtemelen kişi başına gelir bazında yapılan bir sıralama, ya da Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının İnsani Gelişmişlik Endeksi sıralamaları.
Erdoğan’ı AB referandumuna, ağzından bir kez çıkanı yapmaya yönlendirelim. Referandumdan hayır çıkarsa da 'bugünkünden daha mı kötü olacak?' diye düşünebilirsiniz.
Erdoğan’ın belki de blöf olarak ortaya attığı bu AB referandumu meselesine sahip çıkılmalı, destek verilmelidir.
Acaba kaç ekonomi doçent ve profesörümüzün Paul Romer’in çalışmalarından ve hatta varlığından haberi var?
Trump’ların, Bolsonaro’ların iktidar şansı olmadığı, olmayacağı bir dünya için neler yapmalı? Ama önce, mevcut durumun net bir analizi gerekiyor.
McKinsey olayı sadece bir ortam oluşturdu ve devletin tepe yönetiminin nasıl vahim bir yönetim aczi içinde olduğu ortaya çıktı.
Devletin temel işlevlerini yerine gerektiği gibi getirebildiği dönemlerde enflasyon düşmektedir. Kuvvetler ayrılığının düzgün çalıştığı dönemlerde enflasyon temel sorunumuz olmaktan çıkar.
Türkiye’nin Pakistan’a ATAK helikopterleri satmayı gündeme getirdiği günden beri bu konuyu Fransa’daki retrokomisyon-Karaşi davası ile birlikte yazmayı planlıyordum, kısmet bu güne imiş.
Özellikle üç dosya AKP ve bu partiyi çevreleyen rant ilişkilerine büyük darbe vurmaya adaydı...
OVP’yi kaleme alanlar, hukuk ve yabancı yatırım meselesini es geçiyorlar, cari açığın düşeceğini de öngörüyorlar ama açık açık söylemedikleri büyümenin de sert bir biçimde düşeceği.
Bu müfredat çok kapsamlı, çok detaylı, açık söyleyeyim, öğrencilere bizim öğretmenlerimiz tarafından gerekli olduğu ölçüde aktarılabilmeye müsait bir müfredat asla değil.
Vatanseverlik diye bir şey varsa bu eski türk boylarının kıyafetleri ile dolaşmak, yerlilik, millilik söylemleri değil, Türkiye’yi kırmızı bölgeden yeşil bölgeye hemen taşımak olmalı.
Biraz zahmetlidir, biraz teknik bilgi gerektirebilir ama Resmi Gazete okuyarak Türkiye’yi ve özellikle yasal yolsuzluk süreçlerini çok iyi izleyebilirsiniz.
Uzun süre cari işlemler açığı ile enerji ithalatımız baş başa gitmişti; şimdi ise böyle değil, cari işlemler açığımız enerji ithalatımızı aşıyor. Türkiye cari işlemler açığı en yüksek ülke.
Benim kanım, Erdoğan’ın bu şirketlerin yapısı ve niteliği konusunda çevresi, danışmanları tarafından iyi de demeyeceğim, hiç bilgilendirilmemiş olması.
Benim çok net görüşüm şu: Üniversite kurumunun üretimi o kadar değersizleşti ki, bu durumu daha çok genç yaşlarda anlayan adaylar bu değersiz mala olan taleplerini çok düşürdüler.
Fransa ücretliler için beyannameli sistemden kaynakta vergi kesme sistemine geçmek istiyor ama tartışma büyüdü, Cumhurbaşkanı Macron da konuyu şimdilik askıya alma eğiliminde.
Bu eylemi Ticaret Bakanlığı stokçuluk olarak niteler ve tüccar hakkında cezai yaptırımlara giderse karaborsanın kaçınılmaz olacağını iktisat da, tarih de çok net gösteriyor.
Endüstri döneminin geride kaldığı, yerini bilgi ekonomisi denen yeni bir kavrama bıraktığı, sanayi sonrası toplumun içinde yaşadığımız konusunda belirli bir mutabakat var.
Bırakın rahip meselesini falan, SPK bu tür işlerle beraber anılıyor ise, doların kaç paraya çıktığına hiç şaşmamak lazım çünkü yabancı her türlü yatırımcı artık o ülkeye güvenemez.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.