Bu yazıya başlamadan Google’dan iki konuya baktım, son günlerde kimse bu konularda kalem oynatmamış. Başka bir ifade ile de bu iki konunun fikri takibinden vazgeçilmiş.
Yerli ve milli ihale kurumları, kuralları rekabete açılmadan her depremde, hatta beş şiddetinde depremlerde bile insan kaybedeceğiz kamu binalarının enkazlarında.
Türkiye bu ihale yolsuzluklarını çözmeden hiçbir alanda bir milim mesafe alamayacaktır. Konunun çözümü için mutlaka rasyonel, rekabetçi kurumsal, anayasal, yasal düzenlemeler gerekiyor.
Kanada şirketinin bu yatırımda kâr marjı çok yüksek, bu yüksek kâr marjı ile acaba karar vericilerin aklını çelmek için bazı işler mi gerçekleştirildi?
En eski üniversite olarak bilinen İstanbul Üniversitesi'nin tüzel kişilik olarak görüş açıklamış olması Türkiye’de üniversite kurumunun olmadığını hepimize bir kez daha göstermiştir.
Davutoğlu’nun yapısal olmayan bagajı 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında üstlenmiş olduğu başbakanlık görevini ifa ederken Türkiye tarihinde bile misli görülmemiş terör olayları...
Bu insanların çocukları, torunları seneler sonra bu yaşananları öğrendikçe bu süreçte sorumluluk alanları yani belki de kendi annelerini, babalarını, dedelerini affetmeyecekler.
Dünyamız 1820’den günümüze daha yaşanabilir bir dünya haline gelmiş, muhtemelen bundan sonra işler daha da iyiye gidecektir.
On birinci kalkınma planında, bir önceki plana göre kişi başına gelir tahmini yarı yarıya azalırken işsizlik öngörüsü yaklaşık iki katına çıkmış.
Yapılması gereken MB Başkanı Uysal’ın, Ursula von der Leyen gibi, kendi tezi ile ilgili YÖK’e ya da Marmara Üniversitesi’ne başvuru yapıp bir inceleme komisyonu kurulmasını talep etmesidir.
Bizim dökülen sözde merkez medyamız hangi gerekçelerle acaba zanlının Diyarbakır doğumlu olduğunu ilk plana çekerek haberi vermektedir?
Hukuk devleti ve demokrasinin geldiği bu inanılmaz korkunç durumda işsizlik verilerinde bir yapısal iyileşme beklemek abesle iştigal.
S-400 meselesi ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, KHK’lıların işlerine geri dönebilmesi, yargının etkin çalışması, AİHM’de ihlallerde en önlerde olmamak meselelerinde bir tercih demektir.
Bugünkü AKP’nin parti programı ile ilişkisi tamamen bitmiştir, ortada parti programı bile bulunmayan yepyeni bir rant ve ihale partisi vardır.
Ortada bir intihal varsa Merkez Bankası Başkanı böyle bir suçlama karşısında görevini sürdürebilecek midir? Tezin yetkili organlar tarafından incelenmesi de artık bir zorunluluktur.
Bu gümrük müdürü senelerdir bu paraları yemeyip, içmeyip Kuran kurslarına bağışlamak için mi biriktirmiştir? Basında maalesef konuşulmayan konu budur.
Sayıştay Kanunu'ndan kamu kaynağı kullanımında kime karşı sorumlu olunacak meselesinde TBMM’yi devre dışı bırakmanın başkanlık sistemi ile bir ilişkisi yoktur, olamaz, olmamalıdır.
Bir fakültenin adının Dini Bilimler Fakültesi’nden İslami Bilimler Fakültesi'ne dönüştürülmesini anlamak mümkün değildir.
Kaplan’ın üniversitelerin içinde bulunduğu acıklı durumu sergileyişi ile Türkiye’nin yeni Çin-Rusya ekseni arasında da çok önemli bir siyasal link var.
'Türkiye ittifakı' sadece ve sadece geniş tabanlı bir hukuk mutabakatı olabilir, bu hukuk mutabakatı olmaksızın da başka bir ittifak tamamen anlamsızdır, demokrasi ile de uyumsuzdur.
Sarayda acaba bir danışman S-400 alımının Türkiye için çok büyük bir bela kapısı olduğunu Erdoğan’a söyleyebiliyor mu?
AKP’nin uğradığı seçim hezimeti İstanbul ve Türkiye seçmenini on yıl sonra muhtemelen karşılaşacağı büyük bir vicdani hesaplaşmadan hatta psikiyatrik bir travmadan kurtarmış gibidir.
En büyük zararı din kurumu gördü, başka bir ifade ile de paradoksal olarak kendilerine dindar diyen bu AKP’liler Türkiye’de dini bitirdiler.
AKP diye bir şey kalmadı artık, geriye, kayırmacı ihaleler, hapislerde yatan gazeteciler, öğretim üyeleri, siyasetçiler, dış politikada da S-400 gibi çok tehlikeli macera arayışları kaldı.
Kasaba devleti insan hakları konusunda vahim ihlallerde bulunan devlettir; çağdaş devlet evrensel standartlarda insan haklarına dayalı bir devlettir.
Türkiye’nin acil meseleleri vardır, bunların en başlarında da adeta çocuk yaşlarda toprağa verdiğimiz şehitlerin yaşamlarını kurtarmak için gerekli düzenlemeleri hayata geçirmek gelmelidir.
IŞİD korkunç bir örgüttür, yaptıklarının tartışması bile olamaz ama bir IŞİD’linin cenazesinin başka cenazeler gibi kaldırılabilmesine de itiraz etmemek lazımdır, bu insani bir tutumdur.
Devletin valisi olmaz zira valilik kurumu devletin sadece merkezi ayağını temsil eder, devletin yerel kamu hizmeti ayağı ile ilgili yani yerel devlete ilişkin bir işlevi yoktur.
Beş ülkede büyükelçimiz yokmuş, en önemli ülkeleriyle büyükelçi teatisi bile yapamadığımız bir bölgede nasıl oyun kurucu olunur, ben anlamakta zorlanıyorum.
AKP seçmenle, hatta kendi seçmeni ile ilişkisinde senelerdir çok ama çok kötü bir samimiyetsizlik gösteriyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.