Çukurova’da naylon barakalarda çoluğu çocuğuyla pamuk hasat edenleri, tütün eken, tütün biçen, sigara sarıp dudaklarına götürerek kendinden duman çıkaran ‘ordusu’ var Kürtlerin...
Birimiz bir kaçımız değil sadece, hiç noksansız her renkten hepimiz; anne kucağında memeye saldıran bebekler dahil kaygısız yaşamıyorsak eğer bu dünya bizim dünyamız değil...
Devlet onları içinden geldikleri toplumda sınıfsal durumlarına göre değil, devlet adına ne kadar kullanışlı olacaklarına göre belirler.
Hasan Hayri ATEŞ’in Şer Zamanıydı romanı bir rüya ile başlayıp ve yine bir rüya ile bitiyor.
Bu şer koalisyonu bir seçimle ya da kendi sonlarını kendileri hazırlasalar da onlardan sonra bizi özgürlük beklemeyecek.
Su vurulur mu hiç? İzmir’de gün ortasında denizi vurdular.
Nasıl yaparız bilmem ama, bu noktada hepimizin üstüne düşen bir sorumluluk var. O da devleti göz göre göre delili ortadan kaldırmasının karşısında durmalıyız.
Türkiye’nin kendini koyduğu yerle, her gün sokak ortasında yaralanan, darp edilen, öldürülen kadının kendini koyduğu yer aynı değil.
Dört ayaklı minarenin dibinde Tahir Elçi, Roboski’de havadan yeryüzüne inen cehennem, Gezi’de öldürülmüş gençler, Soma’da yerin dibi, Ankara Gar Meydanı'nda sönmeyen çığlıktır keder.
İfşaatlarına devam eden Sedat Peker belki yeni videolarında iktidarın Suriye’de süren kirli savaştaki bazı karanlık icraatlarına da değinebilir.
Peker videolarını merakla bekler hale geldik. Her şey bir bir ortaya dökülürken iktidar olanlar sanki bu ülkede olmuyormuş gibi davranıyor.
Bunların böyle olmasının esas sebebi Kürtlerdir, hiçbir şey yapmadan öylece doğdukları yerlerle anılsalar bile Kürtlerdir.
Her gün sabahın köründe kalkıp torununa bakmaya giden kardeşimi, onaran sevgisiyle annemin yerine koyduğumu yitirmiştim. Bu ikinci öksüzlüğümdü.
Ağzımızı hiç açmadan yaşamak, boynumuzu eğerek sokağa çıkmak ve öyle eve dönmek bile bizi kurtarmayacak.
Cemal gelen oyunculuk tekliflerine yüz vermeden kendi tiyatrosu olan Çığlık Sokak Tiyatrosu'nu kurar.
Yolları karın tipinin değil, yorgunluğun kapattığı; Her gözaltının, her yargılamanın, her yaralı ve ölü haberlerinin çığ gibi üstümüze düştüğü yerde kaldık.
Resmi hayattan el ve ayakları çekilerek suskunluğun kumaşına sarılsalar da bir döneme damgalarını vurdukları için vardılar ve şu an da bir yerlerde varlar, ama nerede?
Ülkenin mahalle, sokak ve yollarında hak etmediğimiz bir şiddetin içinde yaşayıp giderken muhalefetin iktidar ve iktidardan beslenen fütursuzluk karşısında cesur olması beklenir.
'Bir gece her baskından farklı olarak evi çelik yelekle basmışlardı. Evi basmakla kalmamış evin dört tarafını sarmış, çatılara nişancı koymuşlardı.'
O gün ne zaman gelir bilmem ama geldiğinde her yanından müjde havalanan halle fırlayacağız sokağa. Sesimiz her birimizin kapısını tek tek çalan haberci olacak dudaklarımızda.
Üç faşist Memo’nun cılız bedenini birer elleriyle kavrarken, diğer elleriyle sayısız defa bıçakladılar. Olduğu yere yığılan Memo ölmeden önce kendi kanının bedenini nasıl terk ettiğini gördü
Gösterilerde uygulanan polis şiddeti devletin maskesini orada düşürse de bitmiyor maskeli hayat.
Renklerimizi emellerine alet ederek, bir dili diğer dillere, bir inanışı diğer inanışlara, bir cinsi diğer cinslere egemen kılarak bizi birbirimize düşman ettiler.
Kürtlerle beraber hareket etmeyi göze almayan, Kürt gerçeğini kabul etmeyen hiçbir parti veya hareket, adı ana muhalefet partisi olsa bile başarılı olamayacağı gerçeği ortadadır.
Kendimizi öyle bir ihbar edelim ki, ‘yönetenler’ bizi yönetemez hale gelsinler. Hani hiç bakmadan gökyüzünü tarif ederiz ya aynen öyle.
Halkın gönlünde taht kurarak iktidarını sürdürmek varken taş taş üstünde, baş baş üstünde bırakmadan 18 yılda halkın kendilerine olan güvenini yerle bir ettiler.
O kent yılda bir sefer Nuri Amcalar tarafından ölerek, öldürülerek kurtarılırdı. O kentin bir daha işgal edilmeyeceğini bilen ahali bütün bir yıl mutlu ve mesut yaşardı.
Her kayıp ilanı, ondan önceki kayıpların asla bulunmayacağı garantisi sayıldığı zamana yaka paça, sürüklenerek getirildik. Her birimizin hayatı ölüsü olmayan birer boş mezara döndü.
Bir dili diğer bir dille tartmaya kalkmadı hiç kimse.
'Dikkatli okursanız görürsünüz, yazılarımda bir kadının ayak izleri vardır.'
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.